Eylül 04, 2020 15:52 Europe/Istanbul

Eski İran (Fars) su saati, çok sade fakat bir o kadar da dakik bir alet olarak İran’ın tarım yaşamında ve özellikle de çöl bölgelerinde büyük ve önemli etkisi olan bir saattir.

İran’da kanat tarihinin incelenmesi ile dünyanın hiçbir yerinde su konusunda olduğu kadar suyun korunması için böyle etkin bir icadın olmadığı söylenebilir. Bugünkü sohbetimizde sizleri İran su saati ile tanıştıracağız. Birlikte dinleyelim.

Geçen sohbetlerimizde İranlılar tarafından icat edilen kanat-karizin binlerce yıl mazisi olduğunu ve antik İran tarihi ile eşit hayatı olduğunu söyledik. İranlıların tarım için gerekli olan suyu nehirler veya kanatlardan sağlıyordu fakat suyun tarım arazileri arasında eşit paylaşılması için köy ahalisi bir kişiyi bu işte görevlendiriyorlardı. Köy sakinleri bu kişiye “mirab” diyor ve ona çok güveniyorlardı. Fakat mirab, saat kullanmadan adaleti nasıl uyguluyor ve herkese eşit miktarda su verebiliyordu?

İran’da su paylaşımında “arsa birimleri, hacim birimleri, zaman birimleri” kullanılırdı fakat her birinin tek başına veya ikili kullanımı ise akan suyun miktarı ve coğrafi şartlara bağlıdır.

Arsa biriminde işin temelinde suyun çok olduğu bölgelerde su her çiftçinin arsasının alanı kadar bölüştürülür ve her pay sahibi ise kendi tarlasının alanı kadar “Hakkabe” yani su hakkına sahipti.

Hacim biriminde ise zaman biriminde ne kadar hacim suyun kullanıldığı belli olmalıydı. Örneğin hacim ölçüm birimlerinden biri “Seng” yani taştı. Seng her saniyede 0,02 m2 kesitinden geçen su hacmidir. Bir başka yerde Seng, saniyede 20x80 cm’lik bir kesitten akan su hacmidir. Böyle  bir ölçüm için kanat suyu mazhar çıkışından sonra ilk önce büyük bir havuza yönlendirilir ve çıkışında ise Seng kesiti kadar bir alandan dışarı aktarır.

Zaman biriminde ise fincan, kase, su saati gibi birimler, su kullanım zamanını belirler ve genelde su kaynaklarının kısıtlı olduğu veya daha çok kanat suyunun kullanıldığı bölgelerde revaçtadır. Bu ölçümde Mirablar, fincan olan “Pengan” adında eski bir su saatini kullanır. Metalden ve dibinde bir delik olan bir kase (pengan) su dolu bir leğene konulur ve kasenin alttan su alarak  yavaş yavaş dolması ve leğenin suyuna batması beklenir. Pengan’ın her batışı belirli bir zaman dilimini gösteriyor. Pengan’ın her batışında Mirab bir adet taş yanına alır, penganı boşaltır ve tekrar suyun üzerine koyar . Her tarlanın ihtiyacı olan su miktarı ise Mirab’ın yanına aldığı taşın sayısına bağlıdır.

Mirab’ın defterinde her kesin su payı yazılıdır. Örneğin beş veya yedi taş demek, beş veya yedi kez penganın batması demektir. her penganın batması ise 15 ila 20 dakika sürerdi.

Fincan, pengan veya tas, genelde bakır, bronz veya pirinçten bir kasedir ve dibinde 2 mm’lik bir delik bulunuyor, tasın içi ise derecelendirilmiştir. Pengan genelde 18,5 cm çapı ve 8,5 cm de derinliği vardır.

Dünyaca ünlü Yunan tarih yazarı Callisthenes, Makedonyalı İskender’in İran’a saldırı sırasında onunla beraberdi ve gördüklerini kaleme alıyordu. Milattan 328 yıl önce yazdığı ispatlanan bir notta İran’la ilgili şöyle yazıyor:

Burada tarlaların sulaması için sıra ile su dağıtmak için onlardan (çiftçilerden) biri seçiliyor ve sıraya göre ve bölünen zaman payını denetliyor. Bu kişi ana su kanalı başında ve çiftçilere giden suyun şebekesinin başında bir taşın üzerine oturur, dibinde çok ince bir delik olan metal bir kabı daha büyük ve su dolu bir kapta suyun üstüne koyuyor. Küçük kap bir veya birkaç kez dolunca suyu kesiyor ve diğer çiftçinin kanalına akıtıyor. Bu iş süreklidir ve bu araç (su saati) adaleti sağlıyor ve çiftçiler arsında su üzerine kavgaları önlüyor.

Su saatinin Makedonyalı İskender’den önce İran’da kullanıldığı nedeni ile ondan yüz yıllar önce İran’da icat edilerek kullanıldığı söylenebilir. Fransız seyyah Jean Chardin de Pengan ile ilgili benzer bir tanımı ve anlatımı var ve bu icadın zamanın ölçülmesi için doğuda kullanıldığını yazıyor.

İslam medeniyetinde pengan ile ilgili bir çok konu yazılmıştır. Hicri 3. Asrın edip ve yazarı Cahiz, Müslümanların zamanın belirlenmesi için usturlap ve benkamat kullandıklarını belirtiyor. Pengan İslami dönemde benkam veya fincan olarak geçmiştir. İslami ilimler kategorilerinde penganın ve diğer su saatlerinin üretimi ve işlevi ise geometrinin alt dallarından olan el-benkamat dalının bir parçasıdır.

El-benkamat ilmi, bilinmesi ve araçlarının kullanılması ile zamanın ölçüldüğü ve hedefi de namaz vakitleri ve gece dualarının yapılması ve ülke işlerinin düşünülmesi zamanlarının tanınmasıdır. Pengan veya el-benkamat ilmi ile meşgul olanlara Fencamin deniliyordu ve tıpkı öğretmenler, münecccimler ve diğer devlet çalışanları gibi maaş alıyorlardı. Penganın en önemli kullanım alanı tarım ve suyun bölüştürülmesidir. Fakat eski zamanlarda rasathanelerde zamanın ölçümü ve kayıt altına alınması için kullanılırdı.

Bu saat binlerce yıl geçmişi ile Gonabad kanatının inşa edildiğinden itibaren kullanılmaya başladı ve yönetimi de iki kişi tarafından yapılırdı, biri gündüz ve diğeri gece sıralamasını ayarlardı. Dakikaların zamanı ise fincanın dolma süresi ve sayılan taşlarla ayarlanırdı. Su saati, önemli bilimsel teknolojilerden ve meydan çalışmalarında çok dakik bir aletti ve usturlaba nazaran çok daha sade bir araçtı fakat insanların hayatında çok önemli ve hayati rolü vardı.

Su saatinin, güneş saati veya kum saatine göre meziyeti hesap hatasının olmaması, dakik olması ve gece gündüz kullanılabilmesidir. Örneğin mirab güneşin doğuşu veya batışının tam zamanının kaç fincan olduğunu biliyordu. Çok dakik hesaplamalara göre gece ve gündüz fincanlarının eşit olduğu (ki genelde 96 fincan olurdu) yılın ilk günü yani Nevruz olurdu. Yaz aylarının en uzun günü yani Yaz Çilesi ve kışın en uzun gecesi yani Kış Çillesi veya Yelda gecesinde ise yaklaşık 115 fincan olurdu.

Aslında bu saate zaman birimi fincanın dolma zamanıdır. Bu süre bölgeden bölgeye değişirdi. Bu yüzden her bölgede fincanın dolma süreci farklıydı. Bu farkılık ise hiçbir iklim veya özel coğrafyaya tabi değildi, yani örneğin bir iklimin kuruluğu veya nemli olması fincan sayısının azalması veya artmasında etkili değildi.

Yapılan araştırmalar bu uyumsuzluğu, fincan zamanının belirlenmesindeki çeşitli faktörlerden kaynaklandığını gösteriyor. Örneğin bu faktörlerden biri pay sahiplerinin sayısıdır ve fincan zamanı ile ters orantılıdır. Bir diğer faktör ise bölgedeki tarım arazilerin çeşididir. Bir diğeri ise kanatın su akışı süresidir. Kanat ne kadar fazla suyu olsa fincan zamanının süresi azalır zira sulu bir kanat daha az bir zaman diliminde çiftçinin ihtiyacı olan suyu sağlayabiliyor.

İran’ın Nain bölgesinde her 4 fincana daha büyük bir ölçüm olan “Golle” denir ve gece ve gündüz ise 240 fincana bölünür. Horasan’ın güneyinde her 6 fincan daha büyük bir ölçüm birimi olan “Gerde” olarak bilinir ve gece ve gündüz ise 324 fincandır. Bu sayı Firdevs bölgesinde 450, Gonabad’da 171’dir fakat fincanın daha büyük ölçüm birimi “Tag”dır ve İran’ın çeşitli bölgelerindeki Tag sayısı ise penganların dolma süresine bağlıdır. Örneğin Erdistan ve Neyriz’de her 72 pengan bir tag ve Kum’da ise her 135 fincan bir tagdır.

Genelde fincan ve müdürü yani mirabın daimi yeri “fincan hane”dir. Fakat yaz aylarında fincan hane, suyun bölüştürüldüğü yere taşına bilinirdi.