İmam Humeyni –ks– mektebinde - 77
Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- sülukünde tevazu sıfatıyla ilgili örnekleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Hatırlanacağı üzere geçen bölümde Kur'an'ı Kerim ayetleri ve rivayetlerde tevazu sıfatının anlamını beyan ettik ve dedik ki İslam dini tevazu sıfatını Allah’ın has kulları ve mümin insanların özelliklerinden biri olarak görüyor ve bu sıfata bürünmeye vurgu yapıyor.
Geçen bölümde ayrıca tevazu sıfatının İmam Humeyni’nin -ks- kişisel ve sosyal sülukünde yerini ele aldık ve İmam’ın yakınlarından bazılarının bu bağlamda anılarını paylaştık.
İmam Humeyni -ks- başkalarının kendisini methetmelerine tepki gösterirdi ve kendisine bazı lakapların yakıştırılmasına müsaade etmezdi.
Şimdi sohbetimizin devamında tevazu sıfatının İmam’ın yaşamında bazı mısdaklarını ele almak istiyoruz.

Ahlak ve irfan alimleri tevazu sıfatından üstün sıfatlardan biri olarak söz ediyor. İmam Humeyni -ks- de eserlerinde tevazu sıfatını ele almış ve bu sıfatla ilgili görüşünü kibir başlığı altında veya bağımsız olarak beyan etmiştir. İmam -ks- bu bağlamda tevazu sıfatının anlamı ve derecelerine temas ederek akıl ve cehil orduları ile ilgili rivayetlere dikkat çekerek tevazuyu akıl ordusundan ve kibri de cehalet ordusundan saymıştır.
İmam Humeyni -ks- tevazu ve alçak gönüllü olmayı takdir edilen ve tenkit edilen tevazu olmak üzere ikiye ayırmış ve Kur'an'ı Kerim ayetleri ve dinin önde gelen büyüklerden gelen rivayetlere istinat ederek Allah teala, ebeveyn, din kardeşi ve yine öğretmenin karşısında tevazulu olmayı takdir edilen tevazu ve kafirlere, zalimlere ve müstekbirlere karşı tevazulu olmayı tenkit edilen tevazu olarak tanımlamıştır.
İmam Humeyni -ks- insanlara karşı tevazunun ancak hiç bir karşılık beklemeksizin sergilendiği takdirde takdire şayan olduğuna inanıyor ve bu tevazuda gani ile fakir arasında hiç bir fark söz konusu olmadığını vurguluyor. İmam yalakalık etmekle tevazulu davranmak arasında çok ince bir sınır bulunduğunu ve bazen bunları birbirinden ayırt etmenin çok zor olduğunu belirtiyor. İmam -ks- tevazunun temelini ilahi emirlere uymak ve nihai gayesini de Allah katına yaklaşmak ve meyvesini de nefsani kemale ermek şeklinde tanımlarken, yalakalığın temelini şirk ve cehil, kalbi fakirlik, ruhi zillet ve Allah’tan gafil olmak ve meyvesini de zillete düşmek ve imanı kaybetmek şeklinde beyan ediyor.
Takdir edilen tevazunun bir boyutu, hükümdarın halka karşı tevazulu olmasıdır. İmam Ali -s- Muhammed bin Ebu Bekir’e yazdığı mektupta şöyle buyuruyor: Kanatlarını onların karşısında indir ve esnek davran.
Yine İslam Peygamberi’nden -s- rivayet edildiğine göre, en üstün insanlar, iktidarın başındayken, insanlara karşı tevazulu ve alçak gönüllü davrananlardır.
Buna göre İmam Humeyni -ks- de nizamın yetkililerine sürekli halka karşı alçak gönüllü ve tevazulu davranmayı tavsiye eder ve kendisi de bu kurala uyardı.
Hüccetülislam Muhammed Rıza Nasıri İmam Humeyni’nin -ks- Irak’tan Kuveyt’e zorunlu hicreti ve Kuveyt devleti İmam’ı kabul etmeyi reddetmesi ve İmam’ın çevresindekilerin bu belirsizlik durumundan kaygı duyduklarını, İmam bu zorlu şartlarda kendisi için zahmete katlananlara karşı mahcup hissetmesine işaretle şöyle anlatıyor:
Tahran’dan halkın bu durumdan çok rahatsızlık duyduğu ve birçok yürüyüş ve protesto eylemi düzenledikleri ve hepsi kaygılı oldukları yönünde duyumlar gelmeye başladı. O sıkıntılar şartlarda ve hepimizin şaşkınlığı arasında ve geleceğin belirsiz olduğu durumda İmam -ks- şöyle buyurdu: Ben halka karşı çok mahcubum. Ben kendimi halka karşı hor hissediyorum. Onlar bizim için zahmete katlanıyor, ama biz burada rahatça oturuyoruz.
Merhum Ayetullah Haşimi Rafsancani de bu bağlamda İmam Humeyni’den -ks- bir anıyı ve İmam’ın halka karşı ne denli alçak gönüllü olduğunu şöyle anlatıyor:
Bir gün imamın huzurundaydım. İmam, ben bu milletin kıymetini nasıl bileceğimi ve beyan edeceğimi bilemiyorum. Ben şu gençleri görünce kendimi onların karşısında hor görüyorum.
Dini kültürde başkalarına selam vermekte önce davranmak, tevazulu insanların özeliklerinden biridir. İmam Humeyni -ks-, siyasi ve ilmi konumu onu asla etkilemeyen ve kibre kapılmasına yol açmayan ender şahsiyetlerden biriydi. İmam’ın bu bağlamda en önemli özelliklerinden biri başkalarına selam vermekte önce davranmasıydı.
Ayetullah İzzeddin Zencani İmam’ın bu özelliği hakkında şöyle diyor:
İmam’ın talebeleri ve kendisi ile muaşeret edenlerin hiç birinin hafızasından asla silinmeyecek konulardan biri, İmam’ın çok tevazulu olması ve talebelerine değer vermesiydi. Ben İmam’ın talebesi olmanın yanında, kişiliğinin de hayranıydım ve büyük ilgi besliyordum. Ben İmam’ın hizmetinde bulunduğu dönemde hatta bir kez olsun İmam’dan daha erken davranıp kendisine selam veremedim, çünkü İmam her zaman daha erken davranırdı.
Hüccetülislam Aştiani de İmam Humeyni’nin -ks- bu özelliğine vurgu yaparak, hatta hane halkı da nadiren İmam’dan önce ona selam verdiklerini belirtiyor. Aştiani şöyle anlatıyor:
İmam ne zaman bir meclise girecek olursa hemen herkese selam verirdi, öyle ki hatta hane halkı bile nadiren İmam’dan daha önce selam verebilirdi.
İmam Humeyni -ks- hatta çocuklara selam vermekte de tevazulu davranıp onlara daha erken selam verirdi. Dr. Mahmut Burucerdi bu konuda şöyle diyor:
İmam onca azameti ve zorba güçler adını duyunca dehşete kapılmasına karşın oldukça rauf ve şefkatli biriydi, öyle ki hatta çocuklarla karşılaştığında hemen onlara selam verirdi.
Tevazulu insanların bir başka özelliği, bir hata işlediklerine başkalarından özür dilemeleridir. İmam Humeyni -ks- birçok durumda ve uygulamaları başkalarını zahmete düşürdüğü durumlarda karşı taraftan özür dilerdi; öyle ki bu özelliği, özellikle mevzu bahis durumda İmam’ın hiç bir hatası söz konusu olmadığı halde özür dilemesi, başkalarını hayrete düşürür ve takdirlerini toplardı.
Hüccetülislam Gaffari İmam Humeyni’nin -ks- Fransa’da Nofel Loşato mahallesinde kaldığı günlerin son gecesinde mahalle halkından özür dilediğini, İmam’ın bu hareketi muhataplarını derinden etkilediğini belirterek şöyle anlatıyor:
İmam’ın ertesi sabah İran’a döneceği gecede Nofel Loşato halkı çiçek demetleri ile İmam’ı ziyarete gelmişti; hatta İslami hicaba inanmayan Hristiyan bayanlar başörtüsü ile gelmişti. O gece oradaki insanlar çok acayip bir havadaydı; hepsi ağlıyordu. İmam kısa bir konuşma yaptı ve komşulardan özür dileyerek şöyle dedi: Burada kaldığım sürede sizi rahatsız ettiğim için hepinizden özür dilerim. İmam’ın sözleri çevrilince Nofel Loşato halkı hüngür hüngür ağladı.
Ayetullah Cafer Subhani de İmam Humeyni -ks- ile Ayetullah Zencani arasında ilmi ve fıkhi bir tartışmanın macerasına işaretle İmam bu alimin hürmetini korumak için elini öptüğünü anlatarak şöyle diyor:
İmam Ayetullah Hairi vefat ettikten sonra kimsenin dersine devam etmedi ve tedris etmeye başladı. İmam fıkıh ve usul mertebelerini tamamlamak üzere büyük alimlerle ortak tartışma yürütüyordu ve uzun yıllar merhum Ayetullah Sadr ve Ayetullah Zencani’nin yürüttüğü ortak tartışmaya katılıyordu. İmam şöyle anlatmıştı: Bir gün tartışmada benle merhum Ayetullah Zencani arasında bir nevi sert tarışma oldu. Ben merhum Zencani’nin ileri yaşı ve azameti yüzünden elini öptüm.
İmam Humeyni -ks- tevazusu yüzünden ülkenin radyo televizyon kanalları ve basınında kendisi hakkında haber yapılmasını istemezdi. Oysa İmam siyasi ve hukuki konumu itibarıyla hem kamu ve hem özel sektörün medya organlarının haberlerinin başında yer alması gerekiyordu. Ancak İmam defalarca devlet radyo televizyon yetkililerinden hakkında söz edilmemesini istemişti.
Mesih Muhaciri bu bağlamda bir anıyı şöyle paylaşıyor:
Muhammed Haşimi devlet radyo televizyon kurumu Başkanı olduğu günlerden bir gün Haşimi bey İmam’la görüştü. İmam Haşimi beye televizyonda kendisinden haber ve görüntü yayımlanmasını istemediğini söyledi.
Muhaciri İmam’ın gazetelerde kendisinden haber yapılması hakkında da tutumunu şöyle anlatıyor:
İmam kişisel meselelerde gazetelerle ilgilenmiyor ve kendisini bu kadar çok gündeme getirmemelerini istiyordu. Gerçi gazeteler İmam’dan en ufak bir hareketi bekliyordu, ancak İmam gazetelerin kendisi hakkında haber yapmasını istediğini yansıtacak en ufak tepki vermiyordu. İmam gazetelerin daha çok halkla ilgili haberleri yayımlamalarını istiyordu.