Ekim 17, 2020 20:53 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- teheccüd ve gece ibadeti hakkındaki görüşünü gözden geçirmeye devam etmek istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bölümde İslam dininde ve Kur'an'ı Kerim’de teheccüd ve gece ibadetinin öneminden söz ettik ve İmam Humeyni’nin -ks- teheccüd ve gece namazı kılma konusuna çok bağlı olduğunu beyan ederek yakınlarının bu bağlamda bazı anılarını paylaştık.

Şimdi konumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Bazı ahlak ilmi bilginleri teheccüd ve gece ibadeti sadece dua etmek, Kur'an'ı Kerim tilavet etmek ve gece namazı kılmakla sınırlı olmadığını ve bu ibadi amellerin yanında gece yarısı insanlara hizmet etmek veya ilim öğrenmek de teheccüd ve gece ibadetinin mısdakı olduğunu belirtiyor.

Nitekim İmam Cafer Sadık -s- yatsı namazını kıldıktan ve gece yarısından bir süre geçtikten sonra yanına bir miktar ekmek, et ve para alarak Medine’de yoksul insanların arasında dağıtıyordu.

Buna karşın ulema teheccüd ve gece ibadetinin temel ekseni gece namazı kılmak olduğuna vurgu yapıyor. İmam Bakır -s- şöyle buyuruyor:

Allah tealanın seher vakti haykıran ve acaba bu saatte dua eden biri var mıdır ki ona mükafat vereyim? şeklinde seslenen bir meleği vardır.

Diğer bazı hadislerde ve büyüklerden gelen rivayetlerde de gece namazından mümin kulun şerefi ve malı ve evlatları bu dünyada ziyneti olduğu gibi ahiret ziyneti olduğu belirtilmiştir.

Yine rivayetlere göre İslam Peygamberi -s- halefi emirülmüminin Ali’ye -s- şöyle vasiyet etmiştir: Gece namazını asla terk etme.

Başka rivayetlerde de kim gece namazının son rekatında ayaktayken yetmiş kez “Estağfirullah Rabbi ve Etubu Elayh” zikrini beyan eder ve bu ameli bir yıl yerine getirirse, Allah teala onun tevbesini kabul edeceği ve kesin bağışlayacağı anlatılır.

İslami rivayetlerde belirtildiği üzere gece namazı manevi ve ruhi birçok olumlu getirilerinin yanı sıra maddi ve cismi tesirleri de söz konusudur.

Gece namazı Hz. İbrahim’in Halil makamına nail olmasına ve Allah tealanın dostu konumuna gelmesine vesile oldu. Gece namazını sürekli kılan herkes yüce Allah tarafından bağışlanır ve bu namaz aynı zamanda yaşamı boyunca günah işlemesine mani olur.

Gece namazının faydaları sadece manevi alanla sınırlı değildir ve aynı zamanda insanın cismini ve iradesini de takviye eder. Birçok rivayette beş vakit namazların eksikliklerinin telafisi, yüzün nurani hale gelerek güzelleşmesi, borçluların borçlarının eda edilmesi, gam ve kederin giderilmesi, cismi rahatsızlıkların hafiflemesi ve insan rızkının güvence altına alınması, gece namazının faydaları şeklinde beyan edilmiştir.

İslami rivayetlere göre gece namazı kılan insanlar kendi ümmetlerine ilahi azabın nazil olmasına mani olmanın yanında kendilerinde de toplumda sorumluluk üstlenme ve sosyal hizmetlerde bulunma kapasitesini geliştirmiş olur. Nitekim Allah teala Müzzemmil suresinde İslam Peygamberi’ne -s- yakında üstlenmesi gereken sorumluluğu kabul etmeye hazırlanmak üzere gece namazı kılmayı emreder. Bu ayete göre, Allah Resulü -s- gece namazı kılarak düşmanların beyhude sözleri ve o hazreti şair, kahin veya sihirbaz hitap etmelerine karşı sabretmeyi öğrenir ve en uygun biçimde bu zümreden uzak durur.

Yüce Allah Isra suresinin 79. ayetinde de “Mahmut” yani övgüye değer makamına nail olmak gece namazı ve teheccüdün sonuçlarından biri olduğunu belirterek şöyle buyurmakta:

Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.

Bu ayetten açıkça anlaşıldığı üzere, Allah teala gece namazını kılanlara Mahmut makamını inayet buyurmaktadır. Müfessirler bu makam hakkında yaptıkları yorumda, Mahmut makamı İslam Peygamberi’nin -s- şefaat makamı olduğunu belirtiyor.

Bazı tefsirlerde İmam Bakır -s- ve İmam Cafer Sadık’tan -s- nakledildiği üzere, Mahmut makamı bilinen şefaat makamıdır ve ayette gelecekte peygamber efendimize -s- verilecek makam herkesçe takdir edilecek bir makam olduğu, zira herkes bu makamdan fayda göreceği belirtilmiştir.

Bazı müfessirler de Mahmut makamı ilahi kata yaklaşma makamı olduğu ve bu yaklaşmanın sonuçlarından biri şefaatte bulunmaktan ibaret olduğunu belirtiyor.

Gerçi bu ayetin muhatabı İslam Peygamberi’dir -s-, fakat bu hükmün kapsam alanını genişletmek mümkün; şöyle ki gece namazını kılan herkes Mahmut makamından bir payı olur ve imanı ve ameline göre ilahi kata yaklaşır ve aynı oranda şefaatte bulunabilir ve yolda kalanların elinden tutabilir. Bilindiği üzere her mümin iman derecesine göre şefaat makamından yararlanabilir, gerçi ayetin en mükemmel mısdakı İslam Peygamberi’dir -s-.

Geçen bölümde de belirtildiği üzere, İmam Humeyni’nin -ks- yakınları ve arkadaşları, İmam’ın gece namazına şiddetle bağlı olduğunu gösteren birçok anı söz konusudur; nitekim bu ibadet ta gençlik çağından itibaren İmam’ın uyduğu bir ibadet sayılır.

Ayetullah Fadıl Lenkerani İmam Humeyni’nin -ks- ömrü boyunca gece namazını terk etmediğini belirterek şöyle diyor:

İmam’ın gece namazı daimi ve sürekliydi. İmam yetmiş yıl boyunca gece namazını terk etmedi.

İmam Humeyni -ks- arkadaşları arasında iki sıfatla tanınırdı, ki bu sıfatlardan biri gece namazı kılmaktı. Ayetullah Tevessüli şöyle anlatıyor:

Eski bir dosttan duydum, İmam iki özelliği vardı ki onu tüm arkadaşların arasında seçkin yapmıştı. Birincisi, İmam asla gıybet meclislerine katılmazdı ve gıybet edilmesine de şiddetle karşı çıkıyordu. İkincisi, gece namazına her zaman bağlı kalmaktı.

İmam Humeyni -ks- gösterişten kaçınmak ve ayrıca başkalarını rahatsız etmemek için gece namazına kalkarken, başkalarını uyandırmamaya özen gösteriyordu. İmam’ın Irak sürgünü sırasında yanında bulunan Hüccetülislam Abdulali Karahi şöyle diyor:

İmam Kerbela ziyaretine müşerref olduğu zamanlarda Kuveyt’te yaşayan bir İranlı vatandaşın evinde kalıyordu. Bu evde bazı talebeler de yaşıyordu. İmam gece namazı için uyandığında, yaz ayları olması ve herkes evin bahçesinde uyuduğu halde hiç kimseyi uyandırmazdı. Ben bir kaç yıl imamın hizmetindeydim ve geceleri gizlice gece namazı için uyandığını fark ettim.

İmam Humeyni -ks- gece namazı sırasında ibadet ve tehecüdden başka yüce Allah’a münacat ederken şiddetli ağlıyordu. Bazen İmam öylesine şiddetle ağlıyordu ki ev halkı panik içinde uyanırdı.

Ayetullah Benifazl, İmam’ın gece namazında ağlaması hakkında Tahran alimlerinden birinden naklen şöyle anlatıyor:

Tahran alimlerinden biri anlatıyordu: Bir gece merhum Hac Mustafa Humeyni’ye misafir oldum. Gece geç saatlere kadar birlikte oturup sohbet ettik. Daha yeni uyumuştum ki birden bir ağlama ve inleme sesiyle panik içinde uyandım ve Hac Mustafa’yı da uyandırdım ve ona galiba komşunuzda biri ölmüş, ona ağlıyorlar, dedim. Hac Mustafa bir süre dinledi ve ardından, bu hacı babamın sesi, gece namazı kılıyor ve Allah katına ağlıyor.

İmam Humeyni -ks- gece namazını ve namaz sırasında ağlama adetini ömrünün sonuna kadar ve hasta yatağına düştüğü ana kadar sürdürdü. Ayetullah Tevessüli bu bağlamda ilginç bir anıyı şöyle paylaşıyor:

İmam her an ve her yerde Allah’ı yad ediyordu. Nitekim zikir, dua, münacatı ve gece yarısı ağlamaları da asla kesilmedi. Gerçi İmam’ın ömrünün son anları görüntülendi, fakat önemli bir bölümü henüz yayımlanmadı. Eğer bu görüntüler yayımlanırsa, İmam’ın nasıl mübarek sakalını tutup hüngür hüngür ağladığını görürsünüz.

İmam Humeyni’nin -ks- gece namazını kılmaya bağlılığı emsalsiz ve herkesi hayrete düşüren bir durumdu. İmam en zorlu şartlarda bile gece namazını terk etmezdi. İmam’ın merhum oğlu Seyyid Ahmet Humeyni şöyle anlatıyor:

Irak’tan ayrılacağımız günün bir önceki gecesinde İmam’ın evi görmeye değerdi. Annem, kız kardeşim, herkes ayrı bir havadaydı. Bense İmam’ı gözetliyordum. Ancak İmam önceki gecelerde olduğu gibi belli saatte uyudu ve yine her zamanki gibi sabah namazından bir buçuk saat önce gece namazına uyandı.

Ahmet Humeyni, İmam hatta Paris’ten Tahran’a gelirken uçakta gece namazını terk etmediğini anlatarak şöyle diyor:

İmam Paris’ten Tahran’a gelirken uçakta gece namazı kıldı. İmam kıbleyi bulmak için sürekli pusulasını kontrol ediyordu, fakat pusulanın ibresi hareket etmiyordu. Konuyu pilota anlattığımızda o da pusula uçakta çalışmadığını söyledi. İmam pilottan Mekke hangi yönde olduğunu sordu. Pilot da yönü gösterdi ve İmam o yöne doğru gece namazını kıldı.