İslam'da Ahlak-18
Bu bölümde İslami toplumda kenetlenmeye ve birleşmeye yol açan kimi özellikleri ele alacağız.
Değerli dinleyiciler geçen bölümde İslam aleminin Allah'a inanma ve Allah ekseni etrafında toplanması zarureti hususunda konuştuk ve mevcut yüzyılda düşmanların İslam ve Müslümanları yok etmek istediklerini belirttik. Böyle bir ortamda dini ve siyasi aklın gereksinimlerinden birinin de ortaklaşa hareket etme ve ortak bir cephe oluşturmak olduğunu vurguladık. Bu yüzden İslam'ın düşmanları ile mücadele etmek için güçlü ve ortak bir cephe kurulmalıdır. Bu kader belirleyici mücadelede ortak dini meseleler üzerine odaklanılmasının yanı sıra sabır ve direnişe de ihtiyaç duyulmaktadır.
Allahu Teala ise müminlerin sabır göstermesi ve direnmesi hususunda Al-ı İmran suresinin 200'üncü ayetinde şöyle buyurmuştur:" ﴾200﴿ Ey iman edenler! Sabredin, kararlılıkta yarışın, düşmana karşı hazırlıklı olun (birbirinize dayanıp bağlanın), Allah’a karşı gelmekten sakının ki başarıya ulaşabilesiniz.
Müslümanların birliğinin temel ilkelerinden biri de ilahi ve adil liderliğe sahip olmasıdır. Böyle bir lider ruhunda kurumsallaşmış takvası yüzünden sadece ilahi emirlere uyacaktır. Her türlü bencillik ve heva ve hevesle mücadele edecek, İslam dini sınırları ve değerlerini tüm gücü ile koruyacaktır. Böyle bir lider Müslümanları birleşmeye davet ettiğinde İslam dünyasının izzeti ve iktidarını korumaktan başka bir hedefi de yoktur.
Kuran-ı Kerim'de ise ilahi liderlerin özellikleri hususunda Enbiya suresinin 73'üncü ayetinde şöyle buyrulmuştur:"﴾73﴿ Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler kıldık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, bize hep kulluk ettiler.
İşte İslami toplum böyle bir ilahi lider etrafında toplanıp onun sözlerine ve tercihlerine uyarak ilahi emirler çerçevesinde düşmanların karşısında bir ve beraber bir cephe oluşturup güçlenecektir. Gerçekte itikadi ve amele dayalı ortak yanlar Müslümanları bir araya getirecek ve tüm tefrikalardan uzak bir şekilde sağlam bir şekilde birleşmelerine yol açacaktır. Gönüller arasında bağ kuran Allahu Teala ise Tevbe suresinin 71'inci ayetinde bu hususta şöyle buyurmuştur:"﴾71﴿ Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velîleridir;..."
Müslümanlar arasında kardeşlik ve eşitlik bağı kuran Müslümanların vahdet simgesi Allah Resulü Hz. Muhammed saa ise müminler arasındaki bağı şu şekilde tanımlamaktadır:" İman getirenlerin bir birlerine dostluk etme, bir birlerini affetme, bir birlerine şefkat ve merhamet göstermekteki durumu bir insanın farklı organlarının durumuna benzer. Tıpkı bir vücudun organları ve parçaları gibi ne zaman bir organ veya parça acı çekerse diğer organlar ve parçalar da huzurlu olamaz, rahat duramaz. "
İşte bu tanımlamadan yola çıkarak Müslümanların da tek vücut olması şarttır. İslami toplumun üyeleri veya fertlerinden biri zarar görürse tüm İslam alemi tepki göstermelidir. Allah Resulü bu hususta başka bir yerde şöyle buyurmuştur:" Tatlı sabah uykusundan kalkıp da Müslümanların sorunlarını çözmek için çaba göstermeyen birisi Müslüman değildir. "
İslam, Müslümanların sürekli olarak kendi aralarındaki birleşme ve kenetlenmeyi taze tutmaları için planlamalar yapmış ve sağlam zeminler hazırlamıştır.
Bu hususlardan biri de cemaat namazının kılınmasıdır. Müslümanların her gün siperleri ve sığınakları sayılan camilerde toplanıp ortak saflarda tek vücut olarak namaz kılmalılar. Sevinç ve kederlerde bir birlerinin yanında olmalılar ve sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlarda görüş teatisinde bulunmalılar, ihtiyaç sahipleri ve zayıf kesimin ihtiyaçlarını gidermeli, dini öğretileri hatırlatarak insanların basiretini güçlendirmeliler.
İslam'ın Müslümanların birliği ve beraberliği korumak için öngördüğü düzenlerden biri de cuma namazıdır. Cuma namaza nicelik ve nitelik bakımından toplumun daha geniş kesimini kapsıyor. Cuma namazı hatibi ise bu fırsattan yararlanıp toplumun güncel ihtiyaçları ile ilgili konuları aydınlatmalıdır.
İslam aleminin birliğinin en büyük tecellisi ise hacc farizası sırasında yaşanır. Her yıl milyonlarca Müslüman Kabe etrafında tavaf edip tevhid ve Allah'a tapma yönünde hep beraber haykırıyorlar. Bu sırada tüm maddi ve dünyevi imtiyazlar değerini kaybeder. Hacc farizası sırasında beyazlara bürünen hacılar ise İslam aleminin görkemini ve azametini herkese gösterirler. Birlik içerisindeki Müslümanlar müşrikler ve kafirlere karşı beraat sloganları atıp bir birlerine de sevgi beslerler.
Fetih suresinin 29'uncu ayetinde ise bu hususta şöyle buyrulmaktadır:" ﴾29﴿ O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler..."
İslam'ın yeniden hayat bulduğu ve uyandığı dönemde İslam aleminin İslami öğretilerden ders alarak saflarını sıkılaştırması ve düşmanlara nifak tohumlarını Müslümanların arasında ekmelerine müsaade etmemesini ve kendi kaderlerini belirlemelerini umut ediyoruz. Özellikle de son dönemde direniş ekseninin umut verici kazanımları ve zaferleri ile Allah'ın yardımı sayesinde Müslümanları büyük zaferler beklediği söylenmelidir.