Mart 23, 2021 19:06 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- ahlak dersi ve talebelerin üzerindeki etkilerini ele almak istiyoruz.

İmam Humeyni -ks- talebelerine ahlak ilkelerini ve temellerini öğretmenin yanında kendisi ahlak ilkelerine uyma bakımından emsalsiz bir örnekti ve talebelerine bu bağlamda örnek olmakla pratikte ahlak dersi veriyordu.

Ahlak, İslam öğretilerinin önemli bölümlerinden biridir ve insanların faziletleri ve rezillikleri üzerinde durur. İslam dininde ahlak, insanın içine yerleşen ve adet haline gelen sıfatlarına verilen addır.

Kur'an'ı Kerim İslam Peygamberi’nin -s- bisetinin amacını insanları ıslah etme şeklinde beyan edilirken, dinin önde gelen büyüklerinden gelen rivayetlerde de insanların iyi sıfatlarından ahlaki mekarim şeklinde söz ediliyor.

Özetle ahlak, İslam dininde insanların faziletli veya rezil amellerinden söz eden öğretilerdir. Bir başka ifade ile ahlaktan maksat, insanların hem mertlik, sadakat, şecaat, tevazu,... gibi seçkin ve iyi sıfatları ve hem de korkaklık, yalancılık, kıskançlık, nifak,... gibi çirkin ve kötü sıfatlarıdır.

İslam dininin öğretilerinde ahlak önemli bir yere sahiptir, öyle ki Kur'an'ı Kerim’de adalet, sabır, ihsan ve zulüm gibi ahlaki kavramların üzerinde çok durulmuştur. İslam Peygamberi -s- de ünlü bir rivayette bisetinin amacını insanlarda ahlaki faziletleri tamamlama şeklinde buyurmuştur.

Kur'an'ı Kerim’e dayanan bu eğilime göre, bazı ahlaki özellikler bireysel boyutu söz konusudur ve bunlara bireysel ahlak denir; ancak bazı ahlaki sıfatlar bireyin başka insanlarla ilişkilerinde mevzu bahistir, ki buna da sosyal ahlak denir.

Ahlak kitaplarında ve kaynaklarında genellikle iyi ve kötü ahlaki sıfatlardan bir liste sunulur. Bu tür kitaplarda ilkin ahlaki sıfatlardan bir tanım sunulur ve ardından her sıfatın şekillenme sebepleri ve sonuçları ifade edilir. Bundan başka ahlaki hastalıklar ve tedavi yöntemleri ve ahlaki faziletlere kavuşma yolları da bu eserlerde tartışılan konuların arasında yer alır. Bu konuların hepsine birden ahlak ilmi adı verilir.

Bir başka ifade ile ahlak ilmi, nefsani iyi ve kötü sıfatları ve onlara uygun amel ve davranışları açıklar ve insanlara iyi nefsani sıfatlara nasıl kavuşacakları ve nefsani kötü sıfatlardan ve amellerden uzak duracakları öğretilir.

Ahlak ilminin nihai gayesi insanı, onun ve varlık aleminin hedefi olan kemale ve hakiki saadete yani ilahi kata yaklaştırmaya doğru hidayete erdirmektir. Ahlak ilmi üzerine yazılan eserlerin çoğunda bu ilim teorik ve pratik ahlak olmak üzere ikiyi ayrılır. Ahlaki iyi ve kötü sıfatları açıklayan ahlaki tartışmalar, teorik ahlak alanında yer alır. Ancak gerçekte bir nevi ahlaki talim ve terbiye olan pratik ahlak, bu alanda pratik yolları göstermeye ve ameller ve davranışlarla ilgili bazı tavsiyelerde bulunmaya yöneliktir. İslam’ın ahlak anlayışında ise her amelin kriteri ilahi rızayı kazanmaktır. Burada insanların cenneti haketme veya cehennemden uzak durma konuları esas hedef değildir; esas hedef, Allah’ın rızasını kazanmaktır.

İslam dininde ahlakın önemi itibarı ile İmam Humeyni -ks- zamanının bir bölümünü ahlak dersine tahsis etmişti. İmam ahlak ilmini tüm ilimlerin başı olarak biliyor ve bu ilmi ders vermek için tüm benliğini ortaya koyarak talebelerini ve meraklıları bu ilimden faydalanmalarına yardımcı oluyordu.

Hüccetülislam Abdulkerim Hakşinas bu bağlamda şöyle diyor:

İmam’dan birçok kez ahlak ilmi tüm ilimlerin başı olduğunu duymuştuk. Hatta Allah’ı tanıma ilmi yanında ahlak ilmi olmazsa, karanlık ve üstü örtülü bir ilimdi. İmam şöyle buyuruyordu: Nasıl oluyor da her ilmi tedris etmek için belli bir saat belirleniyor, ancak tüm ilimlerin ona bağlı olan ahlak ilmine zaman ayrılmıyor? İmam bunu gerçekleştirmek için sonunda meydana çıktı ve ta baştan bu düşüncesini hayata geçirdi. İmam Feyziye medresesine geldi ve değerli varlığını bu uğurda hizmete ayırarak çeşitli kesimlere kendisinden yararlanma imkanını sağladı.

İmam Humeyni’nin -ks- ahlak dersinin bir özelliği nefsin tezkiyesi ve verdiği dersi bizzat uyguluyor olmasıydı. Bir başka ifade ile İmam ahlaki konuları talebelerine ders vermeden önce kendisi bizzat bu konulara uyan biriydi, ki bu da talebelerine verdiği derslerin etkili olmasına vesile oluyordu. Hüccetülislam Sadık İhsanbahş bu konuda şöyle diyor:

İmam gençlik çağında talebelere ahlak dersi verirken ilkin kendisi verdiği derslere uyuyor ve nefsini tezkiye ediyor ve ardından talebelere anlatıyordu.

İmam Humeyni’nin -ks- ahlak dersi çok analitik ve aynı zamanda sade ve akıcıydı ve bu yüzden talebeleri için çok faydalı oluyordu; öyle ki her dersinde anlattıkları bir sonraki derse kadar talebelerin davranışlarında etkili oluyordu. Hüccetülislam Haşimi Rafsancani, İmam’ın ahlak dersinin sabit talebelerinden biri olan Ayetullah Mutahhari’den naklen şöyle anlatıyor:

İmam’ın tedris yöntemi ve ahlakı, dini ilimler merkezlerinde yaygın olan şekilde kuru ve klasik değildi. İmam bir konuyu açtığında köküne iniyor ve ahlaki meseleleri analiz ederek irfanla ahlakı birleştiriyordu. İmam ders verirken insanı adeta yükseltiyordu, öyle ki talebeler ders sırasında kendilerini başka bir alemde bulurdu. Bizler İmam’ın ahlak dersinde göklere yükseliyor ve bu yükselmeyi ve yücelmeyi koruyorduk. Nitekim eğer örneğin bir hafta ahlak dersi celsesi düzenlenmeseydi, ya da gecikseydi hepimiz uyuşturucu bağımlısı olan ve uyuşturucu maddesi geciken insanlar gibi oluyor ve gerçekten bu eksiği hissediyorduk.

Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari de maddiyatçılığa yönelik sebepleri adlı eserinde bu noktaya şöyle vurgu yapıyor:

Gerçi Kum’a hicretimin başında henüz ön eğitimi bitirememiş ve daha yüksek seviyeye geçmeyi haketmemiştim; ancak sevdiğim hocam (İmam Humeyni) tarafından her Perşembe ve Cuma günleri verilen ve gerçekte klasik anlamı ile ahlak değil de, maarif ve seyir dersi olan ahlak dersi beni adeta mest ediyordu. Hiç bir abartma olmaksızın bu ders beni bir sonraki haftaya kadar şiddetle etkileyen bir dersti. Benim fikri ve ruhi kişiliğim o ilahi hocadan 12 yıl boyunca aldığım bu ders ve diğer dersleri ile şekillendi diyebilirim ve kendimi her daim ona borçlu bilirim. Gerçekte İmam ilahi kutsal ruhtu.

İmam Humeyni’nin -ks- ahlak dersini sade bir şekilde beyan etmesi ve ahlaki, manevi ve irfanı konuları açması muhatapları üzerinde derin etki yapıyordu, öyle ki bazı talebeleri İmam’ın derslerinde yüce Allah’ın varlığını hissettiklerini söylüyordu.

Time dergisi İranlı seçkin araştırmacı Dr. Mehdi Haeri Yezdi’den naklen şöyle yazıyor:

İmam’ın eski talebelerinden biri olan Mehdi Haeri Yezdi şöyle anlatıyor: Hafta sonu ders celseleri olmadığı günlerde İmam serbest bir ders düzenliyordu ve isteyen herkes bu derse katılabilirdi. İmam ahlak ve maneviyatı anlatıyordu. İmam bu konuları gayet sade bir dille beyan ediyordu. Bu işin sırrı, sizi gönlünün ta derinlerinden konuştuğu yönünde ikna etmekteydi. Bu yüzden siz derslerde Allah’ın varlığını hissediyordunuz.

İmam Humeyni’nin -ks- ahlak dersi talebeleri günahtan sakındıracak kadar etkiliydi. Ayetullah Melekuti bu konuda şöyle diyor:

İmam haftada bir gün ahlak dersi veriyordu. Bu derse hatta esnaf da katılıyordu. İmam’ın bu dersi insanları günahtan sakındırıyordu.