Benim Müslüman çocuğum-5
Bu hafta sizlerle, insanın kaderinde inkar edilmez etkisi olan bilimsel adıyla katılım olarak bilinen soyaçekim veya irsiyet kuralını konuşacağız.
Katılım bilimi bitki, hayvan ve insan genlerinin yapısını, görevini ve bir dölden diğerine nasıl aktarıldığını inceleyen bilimdir.
Hatırlanacağı üzere geçen programlarda çocuğun doğumundan önce onun terbiye ve yetişmesinde etkili olan konulara değinerek, beslenme ve helal rızkın bebeğin sağlıklı doğması ve yetişmesinde çok önemli etkenlerden olduğunu belirttik. Bugün bir diğer önemli etken olan genetik açıdan irsiyet konusuna kısaca değinmek istiyoruz.
İnsanın her hücresi yaklaşık 25 bin ila 35 bin gene sahiptir. Genler her insanın özelliklerini belirleyen bilgilere sahiptir. Bu özellik, insanın ebeveynlerinden miras aldığı özelliklerdir. Başka bir ifade ile ebeveynler bazı özelliklerini genler vasıtası ile çocuklarına aktarılıyorlar. Genler sadece insana has değil, tüm hayvanlar ve bitkilerin de genleri varadır. İnsan uzun zamandan beri, canlıların bazı özelliklerini gelecek kuşaklara aktardığını ve aslında bir sonraki kuşağın eski kuşağın özelliklerinin mirasçısı olduğu gerçeğine varmıştır.
Bir çiçeğin tohumu, bitkinin tüm dal, yaprak, çiçek, renk ve hatta kokusunu içinde bulunduruyor v eekilip yeşermeye başlayınca tüm bu özellikler bir bir ortaya çıkıyor. Afrikalı bir insanın çocuğu cildinin rengi, saçının kıvırcıklığı, burun yapısı, göz ve saç renginde anne ve babasına benzerken Avrupalı bir çocuk da deri rengi, göz, saç ve burun şeklinde de kendi anne ve babasına benzer. Özet olarak canlılar dünyasındaki en önemli özelliklerinden biri, soyaçekim veya irsiyettir.
Bu kurala göre evlatlar hiçbir seçim hakkı olmadan anne ve babalarının sıfatları ve özelliklerini miras alıyorlar. Tabi ki bu ırsiyet kuralı sadece dış görünüş ile ilgili değildir. Aslında çocuklar, anne ve babalarından ahlaki özellik, sıfatlar ve duyguları alabiliyorlar. Tabi ki iyi ve seçkin özellikleri alan çocuklar kendi özlerinde iyi duygular ve özelliklere sahip oldukları için kolay eğitilir ve iyi sıfatlar ve ahlakları çok çabuk öğrenirler bu yüzden çok şayeste insanlar olarak yetiştirilirler. Fakat soya çekim özellikleri kötü olan çocukların eğitim ve terbiyelerinde daha dikkatli olmak gerekir.
Ceninin oluşması ardından gelişmesinde temel rol annede olduğu için çocuğun terbiyesindeki ilk adım ise salih ve şayeste bir eş seçmektir zira onun bazı özelliklerinin çocuğa aktarılmasına ilaveten çocukların yetişmesinde uygun ortamın oluşturulmasında önemli etkileri olacaktır. Genetik bilimine göre her çocuk kendi özelliklerinin yarısını anne v ediğer yarısını da babanın genlerinden alır; bu yüzden irsiyet veya soya çekimden maksat, ebeveyn özelliklerinin döllenmeden dolayı çocuğa aktarılmasıdır.
İslam dini de bu irsiyet oranını doğruluyor ve eş seçimi konusunda bazı önerilerde bulunuyor; yani akıl ve zeka açısından irsiyettin etkisi kabul edildiğinden dolayı aptal veya sefih insanla evlenmeyi nehy ediyor. Emir el-Mu'minin hz. Ali -as- da ahmak ile evlenmekten çekinmeyi tavsiye ederken zira böyle bir eş ile sohbet etmenin zor olduğunu ve çocuklara da yazık olacağını belirtiyor. Hz. Ali -as- ayrıca şöyle buyuruyor:
حُسْنُ الأخْلاقِ بُرْهانُ کَرَمِ الأعْراقِ
Temiz ve iyi ahlak, insanın (anne ve babadan) iyi mirasın delilidir.
Bu sebepten dolayı pak ve faziletli ailelerde genelde fazil çocuklar yetişir ve tam tersi de kötü çocuklar genelde kötü ve şirret ailelerde bulunurlar.
Anne karnındaki bebekler, anne ve baba ve atalarının manevi ve zahiri özelliklerinin bir özeti gibidirler ve çeşitli irsiyet ve genetik mutasyon onlarda yararlı veya zararlı etkileri olabilir. Fakat irsiyet ve soya çekim konusunda temel bir konuya dikkat etmek gerekiyor ve o da söz konusu genetik özelliklerin tek başına insan şahsiyetinde etkili olmamasıdır. Başka bir ifade ile insanların şahsiyetinin şekillenmesindeki tüm faktörlerin sadece genetikten olduğunu düşünmemek gerekir. Zira insan irade sahibi biri olarak kendi seçimini yapabilir ve bu seçim onun şahsiyetinin şekillenmesinde büyük etkisi vardır.
Bazı bilim insanları, her kişinin şahsiyetinin gelişmesinin genetik etkilerden kaynaklandığını diğer bazıları da insan şahsiyetinin çevreden etkilendiğini savunuyorlardı. Fakat günümüzde insan kişiliğinin hem genetik ve hem çevreden etkilendiği kanaatine varılmıştır. Hz. Ali -as- Mısır valisine verdiği direktifte şöyle buyuyor:
“… ülke idaresi için dindar aileden olan, iyi geçmişe sahip olan cevheri iyi olan insanları seç. Öyle ise cesur, savaşçı, bağışlayan ve mert insanları (seç) zira bunlar kendilerinde erdemliği geliştirmiş ve iyilikleri toplamışlardır.”
Ayetullah Subhani ise hz. Ali’nin Mısır valisine gönderdiği 98. Mektubundan bazı konulara değinerek ayrıca İmam’ın insanların asil, şerif ve dindar ailelerden seçilmesine değinmesini dikkate alarak, hadislerde irsiyet ve soya çekim konusunu ele alıyor.
Genetik açıdan insana aktarılan ahlaki ve ruhsal özellikler aslında yetiştirme tarzı gibi çevre faktörlerinden etkilenerek bazen zayıflar veya güçlenir, üstelik insanın iradesi ve kaderinde ve seçiminde de büyük payı varadır. Bir bebek doğumu ile beraber kendisi ile yatırım olarak getirdiği şey, genler dolayısı ile kendisine aktarılan hayır veya kötülüğü gerektirir. Fakat onun saadet veya şakavetinde etkili olan ise sadece genetiği ve irsiyet faktörü ile sınırlı değildir ve yetiştirme tarzı ve irade gibi diğer faktörler ise onun kaderinde büyük payı ve etkisi vardır ve hatta bazen irsiyet kuralını da altüst edebilir.
Bazıları irsiyet ve soya çekim kuralına dayanarak insanın kendi genetik özelliklerini değiştiremeyeceğini, bu yüzden tüm kötü veya iyi huylarına dayanarak hareket etmeleri gerektiğini iddia ediyorlar. fakat hem İslam açısından ve hem genetik bilimine göre irsiyet ve genetik yapı, insan kaderinin belirlenmesi için tüm tek sebep ve faktör değildir.
Sonuç olarak irsiyet büyük ve önemli bir sebeptir fakat son sözü söylemez. Tarih, sağlıklı ve doğru bir soya sahip olan bir çok kişinin sapkınlığa düştüğü veya tersi örneklerle doludur. Belki bir çokları bir insanın temiz bir soya sahip olan bir insanın artık hidayete ve yol gösterilmesine ihtiyacı olmadığını, ve doğru yolda olacağını düşünebilirler. Fakat hz. Nuh’un -as- oğlu bu tezi çürütmek için en iyi örnek sayılır. Hz. Nuh’un oğlu, peygamber bir babaya ve temiz bir soya sahip olmasına rağmen yanlış yolu seçmek nedeni ile sapkınlığa düştü ve helak oldu.
Soya çekim veya irsiyetin insanların yetişmesinde önemli bir konu olmasına rağmen, insanın iradesi ve yaşamak için hangi yolu seçmesinin daha da önemli olduğu gerçeği anlaşılır.