Mayıs 30, 2016 11:19 Europe/Istanbul

Bugün genç çocukların kendi yaşıtlarından ve arkadaş gruplarından etkilenmesi üzerinde durmak istiyoruz.

Geçen bölümde okul kurumunun çocukların sosyalleşmesi üzerindeki etkilerinden söz ettik ve dedik ki okul, çocuklara bilim ve maarifleri intikal ettirmekte sorumlu olan ilk resmi kurumdur ve çocukların da beş altı yaşlarından itibaren topluma girebilmek için ilkin bu yolu katetmeye başlaması gerekir.

Çocuk okula girdiği andan itibaren ise öğretmenler ve yaşıtları olmak üzere iki sosyal grupla karşılaşır. Çocuk anaokuldan ilkokula geçtiğinde yaşıtlarının onun kişiliği ve davranışlarının şekillenmesinde etkisi artmaya başlar ve çocuk yeni ortamda kendi yaşıtlarını izlemeye ve taklit etmeye başlar ve giydiği elbiseden çeşitli oyunları oynamaya ve iyi ve kötü amellerden telakkisinden çeşitli şeyleri sevmeye kadar arkadaş grubunu ve yaşıtlarını izler.

Ergenlik yaşına gelen genç çocuk için de bu evrenin başında en çok yaşıtlarının davranışlarını izleme söz konusudur ve genç çocuk bunun üzerinde odaklanır.

Genç çocukların sosyallaşme sürecinde arkadaş grupları ve yaşıtların etkili rolü ve önemi yüzünden bugünkü sohbetimizde bu konuyu masaya yatırmak istiyoruz.

İnsanların sosyalleşmesi üzerinde etkili olan bir başka önemli etken arkadaş grubu ve yaşıtlardan oluşan gruptur. Yaşıtlar grubu, belli bir yaş grubuna ait olan insanlardan oluşan bir gruptur ve bu grupta yer alan insanlar genellikle yaşamları boyunca birbiriyle ilişkileri ve dostluklarını korur.

Yaşıtlar grubu ya da arkadaş grubu bir mahalle, okul, üniversite, belli bir yaş grubu, ortak bir faaliyet veya bunların kombinasyonu bir etkenin üzerinde şekillenebilir.

Batılı sosyolog Bruce Cohen şöyle diyor: insanların sosyalleşmesiyle ilgili ilk deneyim, sosyal grupların kurulması ile yaşanır. Bu grup, karşılıklı ilişkileri olan bazı insanlardan oluşur ve her biri bu gruba üye olurken, diğer üyelerin birbirinden ortak eylem ve davranışları beklediklerinin bilincindedir.

Kuşkusuz insanlar bilgilerinin ve bakışlarının büyük bir bölümünü gayri resmi bir şekilde kendi arkadaşlarından ve yaşıtlarından öğrenir. Yine arkadaş grupları insanda değerli olma hissini yaratır. Arkadaşlar bu grupta birbiriyle görüş ve inançlarını ve bilgileri paylaşır ve birbirinin dünya görüşlerinin şekillenmesinde ve gelişmesinde yardımcı olur.

Öte yandan insanlar genellikle başkaları tarafından sevilmeyi ve sayılmayı arz ettiklerinden, değerlerini ve davranışlarını, teamülde ulundukları insanların beklentileri ile uyumlu olacak şekilde ayarlamaya çalışır. Bu durum özel olarak ergenlik ve gençlik çağında önem arz eder ve kendi yaşıtları ile ilişki kurmak gençlerde bir nevi güven duygusu oluşturur ve hatta davranışlarını her şeyden daha çok etkilemeye başlar.

Çocuklar buluğ çağına geldiklerinde, yaşıtlarına daha fazla değer vermeye başlar. Bu evrede insanın arkadaşları, üzerindeki etkileri daha fazladır ve davranışları arkadaşları tarafından daha fazla yönlendirilir. Unutmamak gerekir ki zayıf ve deneyimleri daha az olan ve yine duygusal açıdan yeteri kadar gelişmeyen çocuklar daha çok arkadaş grubundan etkilenir. Çocuk büyüdükçe arkadaşlarının ilgisini çekme özentisi de bir o kadar gelişir, öyle ki genç çocuk ailesi ile arkadaşlarının beklentileri arasında bir tercih yapma durumunda yaşıtları ve arkadaşlarının taleplerini tercih etmeye başlar.

Bir toplumda kuşakların arasında çelişki ve anlaşmazlık hakim olduğu veya farklı kuşakların farklı deneyimleri söz konusu olduğu durumlarda arkadaş grubu ve yaşıtlar grubu daha büyük önem kazanır. Bundan başka, ölçüsüz kentleşmenin yaygınlaştığı ve bunun sonucu olarak geleneksel kurumların ve ebeveynin nüfuz ve iktidarı azaldığı veya gençlik çağının eğitim süresinin uzaması sonucu uzadığı ve genç işsizlik ve izdivaç gibi sorunlarla karşılaştığı toplumlarda da arkadaş ve yaşıtlar grubu daha da önem kazanır. Kuşkusuz gençlerin boş zamanlarını değerlendirmek için organize kurumların yokluğu de arkadaş ve yaşıtlar grubunun öneminin artmasına sebebiyet verir.

Gözlemlere göre arkadaş ve yaşıtlar grubu aileden sonra genç çocukların sosyalleşmesinde en önemli ve en etkili etkendir. Gerçekte bir arkadaş grubunda yer alan çocuklar hemen hemen aynı yaşta oldukları ve kendilerini eşit gördükleri için genellikle birbiriyle bütünleşir ve ortak kriterleri izlemeye başlar. Arkadaş ve yaşıtlar grubu en çok ergenlik çağında nüfuzu söz konusudur. Bu evrede başkaları tarafından beğenilmek, genç çocukların ana kriteridir ve yaşıtlarının benimsediği değerleri benimsemek ve uygulamak, bireyin sosyal değerleri benimsemesinde belirleyicirol ifa eder. Aynı yaş grubuna ait olan çocukların oluşturduğu bir gruba üye olmak çocukları ilk kez sosyalleşmenin büyük bir bölümü hiç bir belirli plan olmaksızın gerçekleştiği yeni bir deneyimle karşı karşıya bırakır.

Günümüzde arkadaş ve yaşıtlar grubu, özellikle bir çok durumda genç çocuk modellerini ne ebeveyni ve ne de resmi referansların arasından seçtiği ve bunun yerine kendi yaşıtları arasından seçtiği için önem kazanır. Bu durum genç çocuğun yücelmesi veya doğru yoldan sapması açısından önemli bir etkendir. Arkadaş grubu genç çocukta özgüven duygusunu veya aşağılık kompleksini geliştirebilir. Grup liderleri ise genellikte daha güçlü özgüven duygusu taşıyan ve bu duyguyu başkalarına da intikal ettirebilenlerinarasından seçilir. Böylece aileler çocukları okulda veya dışarıda kimlerle arkadaşlık ve muaşeret ettiğine daha fazla dikkat etmeleri gerekir.

Çocuk için arkadaşı ve konuşabileceği kendi yaş grubundan bir dostu olmaması da ciddi bir sorundur, fakat çocuğun sorunlu ve anormal veya bilinmeyen bir kültürde yetişen çocuklarla arkadaşlık etmesi daha büyük bir felakettir. Bu yüzden bu konuda ebeveynin üzerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Şöyle ki bir yandan çocuğun muaşeret ettiği arkadaşlarını kolayca silmek doğru değildir, öbür yandan çocuğun sapkın ve fasık çocuklarla arkadaşlık etmesine müsaade edilmemelidir.

Başta anne olmak üzere ebeveynin mutlaka gözetlemesi gereken önemli konulardan biri hiç kuşkusuz çocuğun arkadaşlarını gözetlemektir ve bu gözetim gayet yumuşak ve hissedilmeyecek şekilde gerçekleşmelidir. Eğer çocuğu her hangi biriyle arkadaşlık etmekten men ediyorsak, bunun sebep veya sebeplerini de açıklamak gerekir ve bunun yanında çocuğumuza iyi bir dost ve arkadaş olabilecek çocukları seçmek de şarttır, ya da en azından çocuğu güvenilir insanlarla tanıştırmak ve ona bu insanların arasında kendi arkadaşlarını seçmesine müsaade etmek gerekir.

Her halükarda çocuğun arkadaşlık ettiği insanlar ve ilişkileri ailesi tarafından sürekli gözetilmesi ve böylece bu durumun olumsuz sonuçları önceden önlenmesi gerekir. Gerçekte çocuğun ahlaksız gruplara, hırsızlık çetelerine, eşkiya ve sapkın gruplara üyelik zemini, ailesinden uzaklaşmasıyla birlikte oluşmaya başlar. Bu tür çeteler özellikle büyük kentlerde toplumun sosyal ve kültürel açılarından daha mağdur kesimleri arasında daha aktiftir. Bu tür çetelerin temel özellikleri, çeteye üye olan gençleri kayıtsız şartsız kendilerine benzetmeleri ve ailevi uygun ilişkileri ve modelleri unutturmalarıdır. Nitekim bazı genç çocukları için bu tür çeteler ailenin yerini doldurur. Bu yüzdengenç çocuklar ailelerinin yardımıyla yaşam tarzlarını değiştirmeleri ve okudukları okulda veya yaşadıkları mahallede sağlıklı bir arkadaş grubu bulması gerekir. 015