Türkiye'den köşe yazarları
Karar: Ekmeğe 2 lira enerji zammı geliyor
Yeniasya:
Yeni programda ‘iş’ yok
Star:
ABD'ye F-16 resti
Şimdi ise hafta içi köşe yazıları:
...***
Sertaç Eş, 9 Eylül tarihli Cumhuriyet gazetesinde, “6’lı masa 7’ye bölünür mü?”başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.
“İktidar partileri ve yandaş basın organları, buralarda yorum yapan, yazan gazetecilerin yeni bir aşamaya geçmeye çalıştıkları gözleniyor: Biraz özgüven oluşturmak, 6’lı masayı dağıtmak. Ancak HDP’yi de içine katarak 6’lı masayı, HDP üzerinden 7’ye bölüyorlar.”diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:
…***
Çok incelikli kurgulanmış bir Seçim Yasası değişikliği yapıldı. İttifakları etkisizleştiren, doğrudan 6’lı masanın ittifak olmasını engellemeye yönelik, teknik ama siyasi sonuçları olan bir düzenlemeydi. Amacına ulaşmış gibi görünüyor. Masaya oturan partiler, durumu anladı, yeni yöntemler geliştirmeye çalışıyorlar. “Ortak cumhurbaşkanı adayı” konusunda karar verildi, Meclis seçimleri için ise nasıl bir yapı olacağı henüz net değil. Millet İttifakı listede yer alacak mı, kaç partiyle yer alacak, yer almayan diğer partiler tek başlarına mı yoksa yeni bir ittifakla mı Meclis seçimine gidecek, bunun oy pusulasına yansıması nasıl olacak?
Sorular o kadar çok ki... 6’lı masanın önündeki yol uzun. Hızla kat edilmesi gereken, geçilmesi gereken aşamalar var. Seçimin zamanlamasına göre bu çalışmaların hızlandırılması da olanaklı. Örneğin Yol Haritası Komisyonu’nun yapacağı çalışmalar...
Ama Seçim Yasası’nda değişiklik yapan Cumhur İttifakı rahat. Oy pusulasında ittifak olacak ve cumhurbaşkanı adayı belli.
Yasa muhalefetin kafasını karıştırırken başka şeylere de yol açıyor. Örneğin “artık oy” konusu. Cumhur İttifakı içinde “artık oy”un MHP’ye yarayacağı, milletvekili sayısını artıracağı yorumları yapılıyor. Peki artık oy konusunun muhalefet partilerine etkisi ne olacak? Kendi başına seçime girecek bazı partiler barajı aşamazsa aldıkları oy kime yarayacak? Bir kere ittifak listesinde olmadıkları için 6’lı masada olan diğer partilere yaramayacak. Bu noktaya çok ama çok etkili, sonuç odaklı çözüm üretmek gerekiyor.
Ayrıca iktidarın muhalefeti baskıladığı iki nokta bulunuyor. Bunlardan birisi seçim tarihinin belirsizliği. Bu konu AKP ve MHP’nin Meclis’teki çoğunluğuna bağlı. İktidar istediği, kendisini rahat hissettiği an seçime gidebilecek durumda. Muhalefet ise bir yandan 6’lı yapı arasında uyumlanma ve ön çalışmaları yaparken bir yandan da iktidarın bu konuda alacağı kararı yakından izlemek durumunda. Bu, bazen tedirginlik yaratıyor ve yıpratıcı oluyor.
…***
Orhan Dede 9 Eylül tarihli Yenimesaj gazetesinde, “Seçimler yaklaşıyor sıkıntı çok büyük…”başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.
“Seçimler yaklaşıyor. En geç Haziran 2023'te seçim yapılacak. Daha erken bir tarihte olması da muhtemel. Kimi bu yıl bile olabilir derken, kimi 2023'ün nisan ya da mayıs aylarında erken seçim beklediğini de ifade ediyor. Türkiye'de insanların bu seçimler kadar daha önce hiçbir seçimi hararetle beklediğini görmedim. Eminim büyük çoğunluk bu gözlemde benimle aynı fikirdedir…”diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:
…***
Elbette yaklaşan seçimleri vatandaşın iple çekmesi sebepsiz değil. Sorunlar dağları aşmış durumda. İşsizlik dersen pik yaptı.
Enflasyon TÜİK'e göre bile dünya rekoru. ENAG'ın açıkladığı yüzde 181 yıllık enflasyonu ise ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
Yoksulluk artık her hanede. Bağımsız kuruluşların araştırmalarına göre ağustosta ülkemizde 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin 300 TL'yi, yoksulluk sınırı ise 22 bin TL'yi aşmış durumda. Yani bu 4 kişilik ailenin hepsi çalışarak 5 bin 500 TL'lik asgari ücret alsa, yoksulluk sınırını geçemiyorlar.
Yani çalışarak yoksulluktan kurtulamayacağınız bir dönem yaşıyor güzel ülkemiz Türkiye…
Yolsuzluklar, hırsızlıklar, rüşvetler, adam kayırmalar, liyakatsiz görevleri işgal etmelerin ayyuka çıktığı, vekil maaşı geliri olan AKP'li milletvekillerinin 4.5 milyon euroluk yatlar aldıkları bir dönem yaşıyoruz.
Say say bitmeyen bu arsızlıkları gören milletimiz de ne yapsın, bir an önce yapılsın diye seçimi iple çekiyor.
Ancak gelin görün ki, seçim ister zamanında, isterse de bu hafta sonu yapılsın sıkıntı büyük.
Neden mi? Hemen izah edeyim. Kadir Has Üniversitesi 2013 yılından bu yana her yıl gerçekleştirdiği, "Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması"nın 2022 yılı sonuçlarını dün açıkladı.
Araştırmada çok ayrıntılar var ancak benim en çok dikkatimi çeken şey, 'Lozan Antlaşmasında gizli madde var mı' katılımcıların verdiği yanıt oldu.
Türkiye genelinde 26 ilde gerçekleştirilen araştırma verilerine göre ülkemizde her 5 kişiden 1'i (yüzde 22.1) 'Lozan Antlaşması'nın halka açıklanmayan gizli maddeleri olduğuna' inanıyor.
Ancak gerçek ne olursa olsun, yukarıdaki araştırma da gösteriyor ki her 5 kişiden 1'i bu yalana inandırılmış durumda.
İşte bundan dolayı sıkıntı büyük.
Lozan'da olmayan gizli madde yalanına kanan insanımızın başka yalanlara kanma potansiyeli beni gerçekten korkutuyor. Ne demiş atalarımız, "Cehaletten daha büyük bir bela yoktur…"
…***
Orhan Uğuroğlu 9 Eylül tarihli Yeniçağ gazetesinde, “Bahçeli erken seçim için resmî adımı attı”başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.
“Selvi'nin de bahsettiği, Ataman'ın da dayanak gösterdiği, "Kurban Bayramı, üniversite sınavı" bilin ki; -Bahane… Recep Tayyip Erdoğan'ın 3. kez cumhurbaşkanı adayı olmasının yolunu açma niyeti bilin ki; -Şahane… Ancak çok iyi hatırlayacaksınız ki bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden 360 oy ile "erken seçim" kararı alınması şart… Mecliste;-286 AKP+48 MHP+1 BBP'nin 335 oyu var.”diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:
…***
Bu durumda Erdoğan'ın 3. kez aday olabilmesi için;
-Muhalefetin oylarına da ihtiyaç var…
6'lı birlikteliği oluşturan 6 lider Erdoğan'ın anayasa hüllesi yapma çabasına ile ortaya çıkan iki soruya nasıl yanıt verir?
-Erdoğan aday olsun yarışalım mı?
-Seçim zamanında 18 Haziran'da yapılmalı mı?
Şimdi işin bir de çok önemli perde arkası var ki bu konudaki tahminimi de yazayım:
Zamanında yapılacak seçimde üçüncü kez adaylığı için anlaşılan o ki;
-Yüksek Seçim Kurulu'ndan onay alamadı…
Bunu kuşku yok ki 6 lider de anlar…
O halde;
Hiç lafı uzatmaya gerek yok.
-Anayasa'nın 102. Maddesinin 2. Fıkrasına göre Erdoğan 18 Haziran 2023'te yapılacak seçimde 3. kez aday olamaz.
-Erdoğan YSK'ya başvurursa hukuken reddedilir.
-Cumhur İttifakı Erdoğan'ın yerine aday göstermek zorunda kalır.
Diğer siyasi yolları Erdoğan şöyle izleyebilir;
-6'lı masaya erken seçim için başvurabilir,
-Reddedilirse parlamenter rejim ile seçim yapmak için anayasayı değiştirelim diyebilir,
-"Cumhurbaşkanlığına değil milletvekilliğine adayım" diyebilir,
-Yerine AKP'den ya da ailesinden aday gösterebilir,
-"Beni mağdur ediyorlar" edebiyatı yaparak Meclis'te milletvekili çoğunluğunu alarak seçilen muhalefetin 13. Cumhurbaşkanı adayını "Topal Ördek" konumuna düşürmek için çalışabilir…
Hatta daha da elim ve vahim olmak üzere Türkiye'ye de demokrasiye de çok zarar verecek adımdır:
-Savaş hali nedeniyle seçimleri bir yıl erteleyebilir…
6'lı birlikteliğin liderleri ile değil ama genel başkan yardımcıları ile ayrı ayrı konuştuğumda ortaya şu ortak görüş çıktı:
-Anayasa hiçbir şekilde asla çiğnenemez, çiğnetmeyiz…
-Cumhur İttifakı erken seçim için Meclis'e bir kanun teklifi getirirse 6 lider toplanır yanıt verir…
-Anlaşılan o ki AKP de MHP de Erdoğan'ın zamanında yapılacak seçimde 3. kez aday olamayacağında hemfikir oldular.
Bir ihtimal daha var;
Muhalefet erken seçime, "Kasım 2022'de evet" derse ne olur?
-Bahçeli ve Erdoğan ne der?
1 Ekim'de açılacak Meclis'e AKP tarafından 60 güne indirilen seçim takvimi başlangıcını göz önüne alarak yasa teklifi verilse muhalefet, kuşku yok ki, "evet" der…
360 sıkıntısı kolayca aşılır.
20 ya da 27 Kasım 2022'de rahatlıkla erken seçim yapılır.
Erdoğan da böylece 3. kez aday olma muradına anayasal hak olarak kavuşur…
Sonuç olarak tevazu göstermeden söyleyeyim ki;
-Erdoğan'ın 3. kez adaylığı konusunda tüm yazdıklarım gerçekleşiyor…
Ve yine tarih tekerrür ediyor;
-Erken Seçim kararını Devlet Bahçeli veriyor…
 
							 
								