İran basınından seçmeler
İran basınından ele alacağımız ilk gazete Keyhan gazetesi.
Keyhan gazetesinde İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf'ın İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmanın, bölgesel işbirliğinin gelişmesi için bir başlangıç noktası olduğunu vurgulaması, İran Dışişleri Bakanlığı'nın Afganistan’ın Mezar-ı Şerif kentinde yapılan terör saldırısını kınaması gibi haberler göze çarparken, Kudüs gazetesinde Irak’lı parlamenterin İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşma hakkında değerlendirmesini konu eden bir haber dikkatimizi çekiyor. Haberde şunları okuyoruz:
...***
Irak’lı parlamenter Muhammed Sadun Amerikalıları İran-Suudi Arabistan anlaşması konusunda gerçekçi olmaya çağırırken Washington'un bu anlaşmayı gerçeklere ve dünyanın tanık olduğu yeni düzene dayalı olarak karşılaması gerektiğini söyledi.
Sadun açıklamasını şöyle sürdürdü: Bu anlaşmanın çeşitli faktörleri var, bunlardan biri başta Fars Körfezi ülkeleri olmak üzere Arap ülkelerinin Amerika'ya olan güvensizliğidir. Bu anlaşmaya yol açan bir diğer etken de bölgedeki yeni kutup olan Çin'in üstlendiği roldü, zira bölge ülkeleri Çin ile önemli ilişkiler kurmuş bulunuyor. Arap ülkelerinin Çin'e olan güveni, bu ülkeye böylesi ağır sorumluluklarda ABD'den daha fazla rol oynama fırsatı verdi. Özellikle İran İslam Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin 7 yıllık bir kopukluk döneminden sonra yeniden başlatılması kararı alındığından, bu çok önemli ve tarihi bir olaydır.
Irak’lı parlamenter söz konusu anlaşmanın bölgenin istikrarında büyük rol oynayacağını ve etkisinin sadece iki ülke ilişkilerinde olmayacağını, bölge açısından önemli ve olumlu sonuçları olacağını sözlerine ekledi.
...***
İttilaat gazetesinde İran Petrol Bakanı Oci'nin, ülkenin petrol ihracatının dört yıllık ihracat rekorunun kırıldığını duyurması, Siyonist rejim askerlerinin Batı Şeria'da Filistinlilere saldırması gibi haberler ön plana çıkarılırken, Horasan gazetesinde Bahreyn'li din aliminin Siyonist rejimle normalleşmenin tehlikeleri konusunda uyarısını konu eden bir haber dikkatimizi çekiyor. Haberde şunları okuyoruz:
...***
Bahreyn'in önde gelen din alimlerinden Allame Seyyit Abdullah el-Garifi, Siyonist işgalci rejimle ilişkilerin normalleştirilmesine karşı çıktığı açıklamasında, korsan Siyonist rejimle ilişkilerin normalleştirilmesinin sonuçları hakkında uyarıda bulundu.
Allame el-Garifi, Manama'nın batısındaki el-Deraz bölgesinde İmam Sadık (a.s) camisinde yaptığı konuşmada şöyle dedi: İslam ümmetinin Kudüs’ü işgal den siyonist rejimle normalleşmeye yol açan tüm girişimlere karşı çıkması gerekiyor.
Bu önde gelen Bahreynli din adamı şunları ekledi: Biz din çocuklarıyız ve vatanın bekçileriyiz ve Müslümanlar olarak Siyonistlerden her alanda uzaklaşmamız gerekiyor.
El-Garaifi, Siyonist rejimin tehlikesine işaret ederek, "Siyonizmin yayılması, her ne ad altında olursa olsun, hangi gerekçeyle ve ne şekilde olursa olsun, tüm değerlerimizi, ahlakımızı, vatanımızı, milletimizi, güvenliğimizi ve barışımızı yok eder"diye kaydetti.
...***
Hemşehri gazetesinde Ray el-Yom gazetesi başyazarı Abdulbari Atvan'ın İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşma hakkında değerlendirmesini konu eden bir haber dikkatimizi çekiyor. Haberde şunları okuyoruz:
...***
Ray el-Yom gazetesi başyazarı Abdulbari Atvan, İran ile Suudi Arabistan arasında Çin'in gözetiminde imzalanan anlaşmanın, bölgedeki 80 yıllık İngiliz ve Amerikan egemenliği için sonun başlangıcı olduğunu ve Fars Körfezi bölgesi, Batı Asya ve Pekin'in bu alanlarda önemli bir stratejik oyuncu olarak oynadığı rolü gözler önüne serdiğini belirtti.
Atvan yazısının devamında şu ifadelere yer verdi: Suudi Arabistan, bu anlaşma ile İran'la doğrudan veya dolaylı savaşta boşa giden büyük askeri mali kaynakların heba edilmesini engelleyebildi. Suudi Arabistan bu girişimle milyarlarca dolar tasarruf edebilir ve bunu gücünü geliştirmek ve gelecekteki projelerine yatırım yapmak için kullanabilir. Bu anlaşma, Amerika ve İsrail'in bölgede ve dünyada zayıflığının en önemli işaretlerini ortaya koydu. İsrail son 20 yılda İran'la savaşmak ve onu zayıflatmak için tüm güçlerini, ilişkilerini ve Yahudi lobilerini kullandı ve Arap ülkelerinde Tahran'a karşı duvar örmeye çalıştı. Ancak tüm hayalleri suya düştü ve planları ters sonuç verdi.