İran basınından seçmeler
İran basınından ele alacağımız ilk gazete Keyhan gazetesi.
Keyhan gazetesinde İslami İran dışişleri bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Filistin İslami direniş hareketi Siyasi Büro başkanı İsmail Haniye arasında yapılan telefon görüşmesinde Filistin'deki son gelişmeler ve Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıların ele alınması, Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın ABD'nin BM Güvenlik Konseyinde Siyonist rejimin cinayetlerinin kınanmasını engellediğini söylemesi gibi haberler göze çarparken, Kudüs gazetesinde Ürdün dışişleri bakanının Filistin gelişmelerine dair açıklamasını konu eden bir haber dikkatimizi çekiyor. Haberde şunları okuyoruz:
...***
Ürdün dışişleri bakanı, Gazze'deki gerginliğin ana sebebinin Siyonist rejimin işgali olduğunu vurgulayarak, "İsrail ancak Filistinliler güvende olursa güvende olur” dedi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen el-Safadi, Gazze'deki gelişmelerle ilgili olarak Münih'te mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: Filistinlilerin güvenliği yoksa İsrail'in de güvenliği olmayacaktır. İstediğimiz barış, Filistin halkının hak ve taleplerine cevap vermelidir. Gazze'deki mevcut gelişmeler tehlikelidir ve adil ve kapsayıcı bir barışa ulaşma şansını baltalamaktadır. İsrail'in işgalinin devam etmesi, tansiyonun ve huzursuzluğun tırmanmasının temel nedenidir.
...***
İttilaat gazetesinde Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, ABD’nin Türkiye’deki seçimlere müdahale ettiğini ve bunu herkesin bildiğini ve hatta ABD Başkanı Joe Biden’ın bunu açıkça dile getirdiğini vurgulaması, Siyonist rejimin Filistinlilere saldırılarını sürdürmesi gibi haberlere yer verilirken, Horasan gazetesinde Siyonist rejim medyasının bölge gelişmelerine dair değerlendirmesini konu eden bir haber dikkatimizi çekiyor. Haberde şunları okuyoruz:
...***
İbranice yayın yapan Maariv gazetesi yayınladığı haberde; Suriye'de 11 yıldır devam eden iç savaşın ardından bu ülke Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın Arap Birliği'ne geri döndüğüne şahitlik ettiklerini ve bu birliğin ana kapısı, girişi için tamamen açılacağını duyurdu.
Yazının başka bölümünde Batı Asya'da yaşanan olaylardaki ilginç noktalardan birinin de Suriye'nin Arap Birliğine dönüşünün ana faktörü Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın kendisi olduğu kaydedilirken, şu ifadelere yer verildi: Amerika Birleşik Devletleri ve Başkanı Joe Biden'e bölgesel diplomasi dersi veren adam, bölgedeki tüm denklemleri alt üst ederek biz İsraillileri birçok belirsizlik ve Biden ile Netanyahu arasında çok kırılgan bir ilişki ile baş başa bıraktı.
Yazının devamında şu ifadeler yer almaktadır: İran'a yanaşmış olan ve şu anda Lübnan'da yeni cumhurbaşkanını seçmek için Hizbullah ile müzakere ve istişare halinde olan Suudiler, Suriye'ye yanaşmışlardır ve Suriye ile diğer Arap ülkeleri arasında uzlaşma zemini sağlanmıştır.
...***
Hemşehri gazetesinde İran'ın Rusya Büyükelçisi Kazım Celali'nin, Moskova'daki Suriye konulu dört taraflı toplantıya dair değerlendirmesini konu eden bir haber dikkatimizi çekiyor. Haberde şunları okuyoruz:
...***
İran'ın Rusya Büyükelçisi Kazım Celali, Moskova'daki Suriye konulu dört taraflı toplantıyı devam edecek bölgesel etkileşimlerde ileriye doğru atılmış bir adım olarak nitelendirdi.
Celali, açıklamasının devamında İran, Türkiye, Suriye ve Rusya dışişleri bakanlarının katılımıyla Moskova'da gerçekleştirilen görüşmenin ardından, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın son iki taraflı gündemi gözden geçirmek için 3 ülkenin dışişleri bakanlarıyla ayrı ayrı yoğun bir program çerçevesinde bir araya geldiğini belirtti.
Celali açıklamasını şöyle sürdürdü: Dışişleri bakanları, Suriye ile Türkiye arasındaki hükümetler arası ilişkilerin çeşitli boyutlarıyla yeniden başlamasına ilişkin konularda temel ve samimi bir görüşme gerçekleştirdi.BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı Kararı ve Astana sürecindeki resmi açıklamalar göz önünde bulundurularak katılımcılar; Suriye'nin toprak bütünlüğüne, iç işlerine karışmamaya ve bu ülkede terörü ve bölücülüğün her türüne karşı mücadeleye olan bağlılıklarını vurguladılar. Ayrıca, Suriyelilerin topraklarına gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönmelerini ve savaş sonrası yeniden yapılanmayı kolaylaştırmak da dahil olmak üzere, Suriye'ye yönelik uluslararası yardımın artırılmasının önemi vurgulandı. Katılımcılar ayrıca, Dışişleri Bakan Yardımcılarının, dört ülkenin savunma bakanlıkları ve istihbarat başkanları ile koordinasyon halinde Türkiye-Suriye ilişkilerinin ilerletilmesi için bir yol haritası tasarlama görevini üstlenmesi konusunda da mutabık kaldılar.