Aile ocağı, sevgi ve aşk yuvası - 15
Bugün tek ebeveynli ailelerde babanın yokluğunun çocukların üzerindeki tesirleri üzerinde durmak istiyoruz.
Hatırlanacağı üzere geçen bölümde tek ebeveynli veya tek cinsten ebeveynli ailelerin yapısından ve bu durumun aile ve çocukların üzerindeki iktisadi tesirlerinden ve doğurduğu sonuçlardan söz ettik.
Yine dedik ki annelerinin gözetimi altında yaşayan çocukların büyük bir bölümü babanın yokluğu yüzünden ciddi mali sıkıntılar ve bu sıkıntılardan doğan sürtüşmelerle karşılaşıyor ve genellikle zor ve uygun olmayan şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Bu tür bir ailede yetişen çocuklar ayrıca ifade gücünde ciddi zafiyet yaşıyor ve eğitimlerinde de bir takım kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor. Tüm bunlar ailenin yeteri kadar geliri olmaması ve ayrıca babanın yokluğundan kaynaklanıyor.
Maalesef tek ebeveynli aileler başka sorunlarla da karşı karşıya bulunuyor. Bu yüzden bugünkü sohbetimizde tek ebeveynli ailelerde babanın yokluğundan doan sıkıntılara ve çocukların davranışları üzerindeki tesirlerine değinmek istiyoruz.
Değerli dostlar, tek ebeveynli aile yapısının hızla yayılmasının bir başka olumsuz sonucu, çocukların davranış bozukluklarıdır. Tek ebeveynli ailelerde yetişen çocuklar davranışlarında ciddi sorunlar yaşıyor. Agresif olmak ve ruhi bunalımlar geçirmek, bu tür çocukların arasında oldukça yaygın psikolojik dengesizlikler ve hastalıklardır. Bu tür çocuklar ayrıca çevreleri ile de daha az uyum sağlayabiliyor ve daha az bağımsız hareket edebiliyor. Tek ebeveynli aile ortamında yetişen çocuklar sağlık sıkıntısı da çekiyor ve okul ortamında da genellikle yaşıtları ve öğretmenleri ile sağlıklı ilişki kuramıyor ve suç oranı da bu tür çocukların arasında yüksek olduğu gözleniyor.
Uzmanlar, ailede babanın yokluğu kız ve erkek çocukların üzerinde farklı etki yaptığını belirtiyor. Babanın olmadığı evde erkek çocuklar sosyal kurallara ve kalıplara daha fazla karşı çıkma eğilimi gösteriyor. Yine babanın olmadığı evde bu durum kızların duygusal dirençlerini zorluyor.
Babanın yokluğunun tesirleri üzerinde yapılan araştırmalar, bu tür ailelerde yetişen çocukların zeka düzeyinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu çocukların ayrıca ifade ve beyan gücünün da daha düşük düzeyde olduğu anlaşılıyor.
Batılı sosyolog Mott’a göre, babanın yokluğunun çocukların konuşme yeteneği üzerindeki olumsuz etkisi kızlarda erkeklere oranla daha fazladır ve kızların akıllı ve makul konuşma yeteneği babanın yokluğunda ciddi hasara uğruyor.
Yine ebeveynin çocuklara yönelik davranış stratejisi gibi diğer bir çok ikinci dereceden bileşenin de incelenmesi, bu farklılıkları daha iyi beyan edebilir. Babasız büyüyen çocukların üzerindeki psikolojik araştırmalar, bu çocukların babalı büyüyen çocuklara oranla daha fazla duygusal bozukluklara ve depresyon gibi durumlara maruz kalabildiğini ortaya koyuyor.
Tek ebeveynli ailelerin üzerinde yapılan araştırmaların büyük bir bölümü babanın yoktuğu erkek çocuğun erkeklik kimliğinin gelişmesini, okulda başarısını ve sosyal cesaretini olumsuz etkilediğini doğruluyor. Çünkü bu özellikler bireyin yetişkinlik evresinde ve aile ekonomisinin sorumluluğunu üstlenerek mükemmel bir erkek rolünü ifa etmede etkili olduğu anlaşılıyor.
Araştırmacılar 1960 ila 1970 yılları arasında yaptıkları araştırmalarda babasız büyüyen erkek çocukların daha az erkeksi hisleri olduğunu ve daha çok kadınsı duygular sergilediklerini fark etti. Yine babasız büyüyen erkek çocuklar babalı büyüyen erkek çocuklara kıyasda daha fazla eşcinsellik eğilimi sergiliyor. Daha ileriki yıllarda yapılan araştırmalar da sürekli bu bulguları doğrulayan sonuçları ortaya koydu.
Batılı psikolog Biller, babasız büyüyen erkek çocukların arasında agresif olma özelliği daha fazla yaygın olduğunu ve bunun sebebi de annenin erkek çocuğun erkeksi hallerinin gelişmesine karşı aciz olmasından ibaret olduğunu belirtiyor.
Yine Batılı yazar Broude erkek çocuklara aşırı derecede tahakküm etmenin onları agresif yapan etkenlerden biri olduğunu kaydediyor. Broude’e göre babanın yokluğu erkek çocuklarda agresif olma eğilimini arttırıyor ve bu yüzden agresifliğin baba oğul arasında uyumsuz ilişkinin dolaylı sonucu olduğu anlaşılıyor.
Araştırmalar, tek ebeveynli ailelerde yetişen çocukların çift ebeveyni ailelerde yetişen çocuklara kıyasla daha fazla huysuz olduğunu gösteriyor. Tek ebeveynin elinde yetişen çocuklar düşük sosyal sınıfa ait olmak, uygunsuz konutta büyümek ve zor ekonomik şartlara katlanmak gibi sıkıntılarla büyüyor.
Öte yandan ebeveynleri boşanan çocukların arasında davranış bozuklukları, babaları vefat eden ailelerde yetişen çocuklara nazaran daha fazla olduğu gözleniyor. Uzmanların araştırmaları da yeteri kadar örnekler sunarak boşanmanın toplumun geniş bir yelpazesinde yer alan aileleri tehdit eden ciddi bir tehlike olduğunu gösteriyor. Yine ebeveynin boşanması, çocuklarda ruhi sıkıntılara ve yetersiz eğitim, özgünven duygusunun gelişmemesi, ruhi ızdıraplar, suç eğilim veye işlenen suçun tekrarlanması, uyuşturucu madde bağımlılığı, cinsel tecavüzde bulunma, erken buluğ çağına erme, yetişkinlerin suçlarını işleme, depresyon ve intihara kalkışma gibi sorunlara yol açıyor.
Çocuk alanında çalışan uzmanlar tek ebeveynli çocukların anna ve babasının yanında büyüyen çocuklar kadar işlerini doğru biçimde yapamadıklarını belirtiyor. Bu sonuç, Batılı psikologlar Mc Lanahan ve Sandfore’un on yıllık araştırmalarının elde ettikleri ve Tek ebeveynle yetişmek adlı kitaplarında yazdıkları bulgulara dayanır. Bu psikologlara göre tek ebeveynli ailelere yetişen çocuklar çift ebeveynli ailelerde yetişen çocuklara nazaran daha uygunsuz şartlarda bulunuyor. Gerçi bu sonuçta ebeveynin eğitim seviyesi, bilinç düzeyi ve ırkı gözetilmeksizin elde edilen sonuçtur. İki psikologa göre tek ebeveynli aileler genellikle gelirl seviyeleri daha düşüktür ve daha sağlıksız bir ortamda yaşar ve yine çocuklara ayıracak boş zamanları da azdır. Yine tek ebeveynli ailelerde çocukların okul dışı sosyal faaliyetlerini gözetleme durumu da çok seyrektir.
Gerçi tek ebeveynli ailelerde yaşayan çocukların anne veya babası ile daha fazla bir arada olması gerektiği gibi gözükebilir, fakat gerçekler bunun tam aksini göstermektedir. Çünkü bu tür ailelerde tek ebeveyn sorumlulukları ve daha fazla çalışması gerektiği yüzünden çocuğu veya çocukları ile daha az vakit geçirebilir.015