Ağustos 01, 2016 12:27 Europe/Istanbul

BAE Dışişleri Bakanı’nın beklenmedik bir sırada Yemen’deki askeri birliklerini geri çekeceğini açıklaması, Suud rejiminin “kararlı fırtına” başlığı altında kurduğu Yemen karşıtı ittifakın çöküşü için geri sayım başladığını ortaya koydu.

İranlı uzman Ramin Hüseyin Abadian şöyle yazdı: yaklaşık 15 an önce Suud rejimi aniden savunmasız Yemen milletine karşı barbarca bir saldırı başlattı. Bu rejimin elebaşıları bu operasyonun adı kararlı fırtılan olduğunu ve bir çok ülkenin bu operasyona katıldığını ilan etti. Suud rejimi Yemen’e yönelik açık askeri saldırısı ve bu ülkenin sivil yerleşim merkezlerini hedef alması ve sivilleri aralıksız katliam etmesine gerekçe olarak Yemen’in istifa eden kaçak Cumhurbaşkanı Mansur Hadi’nin resmi talebi üzerine bu operasyonu başlattıklarını ileri sürdü.

BAE, kararlı fırtına operasyonu mazlum Yemen milletine karşı başlar başlamaz bu operasyona katılan ülkelerden biriydi. Aslında BAE yetkilileri işin başında Suud rejiminin kurduğu ittifakta yer almak ve Yemen’e saldırmaya karşı çıkıyord, ancak zamanla 30 savaş uçağını bu ittifaka katılmak üzere Yemen’e sevk etti.

Bundan başka ve savunmasız Yemen halkına karşı hava operasyonlarına katılmanın yanında BAE kara kuvvetleri de Arabistan ve Yemen’in ortak sınırına yerleşti ve böylece BAE, Suud rejiminin Yemen’e karşı kurduğu ittifakta yer alan en aktif ülke oldu.

Suud ittifakının Yemen’e karşı başlattığı kararı fırtına operasyonunun sözcüsü Ahmet Asiri, daha önce BAE’nin bu operasyona katılması konusunda yaptığı açıklamada, BAE Ensarullah ve müttefiklerine karşı Yemen’de hava operasyonlarına aktif bir şekilde katıldığını açıklamıştı.

Kararı fırtına operasyonunun sözcüsü Ahmet Asiri, açıklamasının devamında BAE’nin ittifaka üye diğer ülkelere kıyasla daha aktif rol ifa ettiğini belirterek, ittifaka üye tüm ülkelerin askeri operasyonlara katıldığını, ancak BAE hava kuvvetleri kararlı fırtına oparesyonunda daha aktif rol ifa ettiğini kaydeti.

Öte yandan BAE Dışişleri Bakanı Enver Karkaş geçen gün aniden ülkesinin Yemen’deki askeri birliklerinin görevi sona erdiğini açıkladı.  Karkaş, BAE askerlerinin Yemen’de geri çekilmesi konusunda bu askerlerin Yemen’de görevi son erdiğini vurguladı. Karkaş aynı zamanda BAE askerleri Yemen’den geri çekilmesine rağmen Yemen’de siyasi gelişmeleri yakından izleyeceklerini kaydetti.

BAE veliaht prensi Muhammed bin Zaed de BAE askerlerinin Yemen’den geri çekildiğini doğruladığı açıklamasında, bu askerlerin küçük bir bölümü Yemen’de kalacağını ifade etti.

BAE’nin Suud rejiminin Yemen’e karşı kurduğu askeri ittifakta aktif rol ifa etmesine bakıldığında, bu ülkenin Yemen’den ani bir şekilde geri çekilmesini Suud rejiminin kurduğu ittifakın çöküşü için geri sayım başladığı söylenebilir. Gerçi son aylarda BAE ile Suud yetkilileri arasında Yemen konusunda bir çok anlaşmazlık yaşandı, fakat görünen o ki başka gelişmeler BAE’nin Yemen’den askerlerini geri çekmesinde önemli rol ifa etti.

Gözlemciler, son aylarda BAE ve Arabistan arasında Yemen gelişmeleri üzerinde yaşanan anlaşmazlıkların şiddetlenmesinin ardından BAE yetkilileri Riyad yönetiminden hoşnutsuzluğunu göstermek için bir fırsat arıyordu ve şimdi Yemen’deki birliklerini geri çekerek bu hoşhutsuzluğunu Suud rejimine bildirmiş oldu.

BAE ile Suud rejimi arasında Yemen üzerindeki anlaşmazlıklar, BAE Yemen’e karşı askeri operasyonda aktif rol ifa etmesine karşı daha büyük bir pay talep etmesi ile başladı. Bu telap ise Suud rejimini ve işbirlikçilerini rahatsız etti.

Aslında BAE, Suud rejiminin mazlum Yemen milletine karşı başlattığı kararlı fırtınanın başında bu operasyona şiddetle karşı çıktıktan sonra Yemen’e askeri güç göndermesi, belki de Suud rejimi ile anlaşmazlıklarını tetikleyen hareket oldu, çünkü BAE yetkilileri Yemen’e Suud rejiminin amaçlarına destek vermek için değil de, asıl kararlı fırtınanın sonunda sözde elde edecekleri ganimetlerden daha fazla pay kazanmak için Yemen’a ve özel olarak Aden’e askeri birlik sevk etti. Ancak BAE’nin Aden eyaletine kara kuvvetlerini sevk etmesi, onlarla Suud rejiminin bu eyaletteki işbirlikçileri arasında şiddetli çatışmalara yol açtı. Gerçi Suud rejimi en başta bu tür çatışmaların yaşandığını tekzip etti, fakat zamanla ve BAE ordusunun bu eyalette kayıp sayısının artması ile beraber bölgenin Arap medyası Aden’de iki taraf arasındaki şiddetli çatışmaları yazarak bu çatışmaları daha da körüklemeye başladı.

Gerçekte BAE ile Suud rejimi arasındaki anlaşmazlıklar iki temel nedene dayanıyor. İlk neden Yemen’in staretjik coğrafi konumu ve Kızıldeniz ve Hint okyanusuna musallat olmasıdır. Bu konum Arabistan’ın bir çok önemli çıkarlarını temin edebilecek niteliktedi. İkincisi, Yemen’de büyük petrol kaynakları yer alıyor, öyle ki bu sahalara musallat olmak Suud rejimi için daha fazla petrol geliri anlamına geliyor.

Buna göre BAE yetkilileri kara kuvvetlerini Aden eyaletine sevk ederek Suud rejiminin peşinde olduğu çıkarlardan bir pay çıkarmak istedi. Ancak şimdi Suud rejiminin işbirlikçileri BAE askerlerine karşı çıkarak onlarla şiddetli çatışmaya girince BAE ve Arabistan arasındaki ihtilifları daha da tırmandırdı.

BAE ve Arabistan arasındaki ihtilaflar, Yemen’in kaçak Cumhurbaşkanı Mansur Hadi, BAE’nin desteklediği firardaki kabinesinin Başbakanı Halid Bahah’ı azletmesinin ardından gün ışığına çıktı. Mansur Hadi, Halid Bahah’ı görevden aldıktan sonra General El Ahmer’i onun yerine Başbakan olarak atadı. Oysa El Ahmer Suud rejiminin uşaklığını yapmakla ün yapan biriydi. Bu gelişme bir yandan BAE ile Suud rejimi arasındaki örtülü ihtilafları açığa vururken, öbür yandan da Ebu Dabi yetkililerinin büyük öfkesine yol açtı.

Arabistan ve BAE arasında Yemen üzerinde yaşanan derin anlaşmazlıklara rağmen Suud rejiminin elebaşıları hiç bir zaman BAE’ini Yemen’e karşı kurdukları ittifaktan dışlamaktan söz etmedi, çünkü bu durumda ittifakta ciddi boşluklar oluşacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden Riyad yönetimi BAE ordusunun tüm sabotajlarına katlanmayı ve sadece onları Yemen’de ulaşmak istedikleri hedefler konusunda engellemeye çalışmayı tercih etti.

Bu arada BAE Dışişleri Bakanı Enver Karkaş’ın Yemen’deki askeri birliklerini geri çektiklerini resmen ilan etmesine karşın Ebu Dabi veliaht prensi Muhammed bin Zaed, BAE Yemen’deki askerlerinden küçük bir bölümü Yemen’de kalmaya devam edeceğini açıkladı. Görünen o ki BAE yetkilileri bu hareketleri ile, yani bir yandan Yemen’den geri çekilirken, öbür yandan askeri birliklerinden küçük bir bölümünü Yemen’de bırakmakla bir taşla iki kuş vurmayı planlıyor. BAE bir yandan Suud rejimini BAE’nin Yemen’deki çıkarlarının gerçekleşmesine mani olduğu için baskı altında tutmak ve böylece Riyad’ı Ebu Dabi ile müzakere masasına oturtmak istiyor ve öbür yandan Yemen’de bazı bölgelerde askerlerini bırakmak sureti ile Suud rejiminin Yemen’deki her türlü hareketini rasat etmek ve gerektiğinde tepki göstermek istiyor.

Bundan başka ve sözü edilen anlaşmazlıkları BAE’ni Yemen’den geri çekilmeye zorlamasının dışında başka etkenler de bu kararda etkili olduğu anlaşılıyor. Örneğin Arabistan’ın başını çektiği Yemen karşıtı askeri ittifakın bu ülkeye saldırmasının üzerinden 15 ay geçtiği halde hedeflerine ulaşamamış olması da BAE yetkililerinin Yemen’den askerlerini geri çekme kararında etkili olduğu söyleniyor. Suud rejiminin Yemen’e karşı kurduğu askeri ittifak 15 ayda ve BAE’nin aktif katılımına rağmen Yemen’de Mansur Hadi’yi yeniden iktidarın başına getiremediği gibi, hatta Aden eyaletine bile tam musallat olamadı. Bu yüzden BAE yetkilileri Yemen’de ebediyen savaş süremeyeceği mantığı ile hareket ederek askerlerini Yemen bataklığına daha fazla saplanmadan bu ülkeden geri çekmeye karar verdi.

BAE’nin kararında etkili olan bir başka etken, BM’nin Yemen savaşı konusunda yayımladığı son rapor ve Suud rejiminin adını çocuk katili ülkelerin listesine alması olabilir. Gerçi bu mesele bir süre sonra Riyad yönetiminin BM’yi tehdit etmesi ile halloldu. Fakat BAE uluslararası kurum ve kuruluşlarca benzer baskılara maruz kalma korkusuyla Yemen’den geri çekilmeye karar vermiş olailir.

Her halükarda BAE’nin Yemen’den geri çekilme kararı hangi gerekçeye dayanırsa dayansın, yani Suud rejimi ile çıkar çatışması ve bu rejimi Ebu Dabi ile müzakere masasına oturmaya zorlamasından Suud rejiminin kurduğu ittifakın uğradığı hezimet veya uluslararası camianın veya kurum ve kuruluşların baskılarından çekinmek olsun, hepsi aynı sonuçla noktalandığı kesindir ve o da Suud rejiminin Yemen’e karşı başlattığı askeri operasyonun zayıflayacağıdır. Çünkü BAE şimdiye kadar Arabistan’ın Yemen’e karşı kurduğu ittifakta en aktif rolü ifa eden ülke oldu ve şimdi bu üyenin yokluğu hiç kuşkusuz etkisini hissettirecektir.

Bundan başka BAE’nin askerlerini bu ittifaktan çekmesi, ittifaka üye olan diğer ülkelerin de benzer bir karar almasına zemin oluşturabilir. Nitekim bu üyelerden bazıları sırf Arabistan rejimine olan bağımlılıkları yüzünden bu ittifakta kalmayı sürdürüyor. Ancak şimdi BAE’nin bu ittifaktan çekilme kararı bu ülkeleri de benzer bir karar alma konusunda cesaretlendirebilir. Bunun anlamı ise Ebu Dabi yönetiminin bu hareketle Suud ittifakına inecek darbenin ağırlığından haberdar olduklarıdır, nitekim bu karar Suud ittifakının çöküşü için geri sayım düğmesine basma anlamına gelir.015