Farsça öğrenelim, güzel konuşalım - 46
Bugün birlikte misafirliğe gidiyoruz. Muhammed’in arkadaşlarından Ali onu öğle yemeğine davet etmiş.
Bugün Cuma ve Ali’nin eşi Tahran’da değilmiş. Ali’nin eşi Meşhed’e, annesine gitmiş. Eşi yokken de Ali’nin kendisi yemek yapmak zorundaymış.
Ali yemek yapmayı çok seviyor ve iyi bir aşçı sayılır. Peki, acaba Ali, arkadaşı Muhammed için neler hazırlamış, dersiniz?
Şimdi bugünkü dersimizin ilk diyaloğunu dinleyelim. Ama önce her derste olduğu gibi ilkin diyaloglarda geçen kelimeleri gözden geçirelim ve tekrarlayalım.
حالت چه طور است؟ nasılsın? - تو چطوری؟ sen nasılsın? – بفرمایید buyrun -
خوش آمدی hoş geldin – بو koku – غذا yemek – غذاها yemekler –
بو می آید koku geliyor – همسرت eşin – نرگس Nergis – الان şimdi – مشهد Meşhed – مادرش annesi - تو خودت sen kendin - تو پختی sen pişirdin - بوی خوب iyi koku –
بو دارد kokusu var – آره evet – آشپز aşçı – پلو pilav – جوجه piliç – کباب kebap –
من پختم ben pişirdim – کبابها kebaplar – خوشمزه güzel tatlı - واقعا؟ gerçekten mi? – مردم halk (insanlar) – دنیا dünya - همه ی مردم دنیا dünyada tüm insanlar –
آنها می دانند onlar bilir – چای çay – آماده hazır – باشد olur (peki) – خودم kendim –
من چای می ریزم ben çay koyarım – کمک yardım - تو می خواهی sen istiyorsun –
بخور ye (iç) - من می پزم ben pişiriyorum - نوش جان afiyet olsun - چگونه؟ nasıl? – درست کردی؟ yaptın? – جوجه piliç – نمک tuz – فلفل biber – زعفران safran –
آبلیمو limon suyu – پیاز soğan - من مخلوط کردم ben karıştırdım - بعد از sonra –
او آماده است o hazırdır - آسان است kolaydır
Kelimeleri not alıp tekrarladığınızı umuyorum. Muhammed Ali’nin evine geliyor. Muhammed daha önce da Ali’nin evine gelmiş... kapıyı çalıyor, içeri giriyor. Şimdi bu diyaloğu dinleyin ve tekrarlayın.
صدای زنگ در - باز شدن در
Kapının sesi, açılma sesi
علی - سلام . حالت چه طور است ؟ بفرمایید .
Ali: Selam, nasılsın? Buyrun.
محمد - سلام . خیلی ممنون . تو چطوری ؟
Muhammed: Selam, çok sağol. Sen nasılsın?
علی - خوبم . خوش آمدی .
Ali: İyiyim. Hoş geldin.
صدای بسته شدن در
Kapının kapanma sesi
محمد - بوی غذا می آید . همسرت در خانه است ؟
Muhammed: Yemek kokusu geliyor. Eşin evde mi?
علی - نه . نرگس الان در مشهد است . خانه ی مادرش .
Ali: Hayır. Nergis şimdi Meşhed’de. Annesinin evinde.
محمد - تو خودت غذا پختی ؟ بوی خوبی دارد .
Muhammed: Sen kendin mi yemek yaptın? İyi kokuyor.
علی - آره . من آشپز خوبی هستم . پلو با جوجه کباب پختم .
Ali: Evet. Ben iyi aşçıyımdır. Pilavla piliç kebabı yaptım.
محمد - به به . جوجه کباب . کبابهای ایرانی خیلی خوشمزه است .
Muhammed: Ne güzel. Piliç kebabı. İranlı kebaplar çok güzeldir.
علی - واقعا؟ ( با خنده ) همه ی مردم دنیا می دانند غذاهای ایرانی خوشمزه است . چای آماده است .
Ali: Gerçekten mi? (gülerek) Dünyada tüm insanlar İranlı yemeklerin güzel olduğunu bilir. Çay hazır.
محمد - باشد . خودم چای می ریزم . کمک می خواهی ؟
Muhammed: Peki. Kendim çay koyarım. Yardım ister misin?
علی - نه . تو چای بخور . من خودم غذا می پزم .
Ali: Hayır. Sen çay iç. Ben kendim yemek yaparım.
Şimdi bir kez daha aynı diyaloğu bu kez tercümesiz dinleyin ve tekrarlayın.
صدای زنگ در - باز شدن در
علی - سلام . حالت چه طور است ؟ بفرمایید .
محمد - سلام . خیلی ممنون . تو چطوری ؟
علی - خوبم . خوش آمدی .
صدای بسته شدن در
محمد - بوی غذا می آید . همسرت در خانه است ؟
علی - نه . نرگس الان در مشهد است . خانه ی مادرش .
محمد - تو خودت غذا پختی ؟ بوی خوبی دارد .
علی - آره . من آشپز خوبی هستم . پلو با جوجه کباب پختم .
محمد - به به . جوجه کباب . کبابهای ایرانی خیلی خوشمزه است .
علی - واقعا ؟ ( با خنده ) همه ی مردم دنیا می دانند غذاهای ایرانی خوشمزه است . چای آماده است .
محمد - باشد . خودم چای می ریزم . کمک می خواهی ؟
علی - نه . تو چای بخور . من خودم غذا می پزم .
Muhammed çay içtikten sonra mutfağa geçiyor ve Ali’ye yardımcı oluyor. Muhammed sofrayı kuruyor. İran’da sofra, genellikle güzel deseni ile kumaştan veya plastikten bir örtüdür ve yerde kurulur. Yemekler yerde kurulan sofraya getirilir ve tüm aile fertleri sofranın etrafında oturup birlikte yemek yer. Gerçi İran’da yemek masasını kullanmak da yaygındır, ama yerde kurulan sofranın tadı bambaşka olur.
Şimdi sofranın başında geçen diyaloğu dinleyip tekrarlayalım.
صدای ظرفها و قاشقها - سر سفره
Tabak, kaşık sesi
محمد - واقعا خوشمزه است . تو آشپز خوبی هستی .
Muhammed: Gerçekten güzel olmuş. Sen iyi aşçısın.
علی - نوش جان .
Ali: Afiyet olsun.
محمد - چگونه جوجه کباب را درست کردی ؟
Muhammed: Piliç kebabını nasıl yaptın?
علی - جوجه و نمک و فلفل و آبلیمو و پیاز و زعفران را مخلوط می کنم . بعد از سه - چهار ساعت جوجه برای کباب آماده است .
Ali: Pilici tuz ve biber ve limon suyu ve soğan ve safranla karıştırıyoruz. Üç dört saat sonra piliç kebap yapmak için hazır.
محمد - آسان است . من هم جمعه جوجه کباب می پزم .
Muhammed: Kolaymış. Ben de Cuma günü piliç kebabı yaparım.
Şimdi bir kez daha aynı diyaloğu bu kez tercümesiz dinleyin ve tekrarlayın.
صدای ظرفها و قاشقها - سر سفره
محمد - واقعا خوشمزه است . تو آشپز خوبی هستی .
علی - نوش جان .
محمد - چگونه جوجه کباب را درست کردی ؟
علی - جوجه و نمک و فلفل و آبلیمو و پیاز و زعفران را مخلوط می کنم . بعد از سه - چهار ساعت جوجه برای کباب آماده است .
محمد - آسان است . من هم جمعه جوجه کباب می پزم .
Evet, iki arkadaş yemek yerken, sevdikları konuların hakkında da sohbet ediyorlar. Siz de bu yöntemle İran yemeklerini deneyebilirsiniz. Eminiz aile fertleriyle İran yemeklerini yemekten zevk alırsınız.