Ekim 01, 2016 11:59 Europe/Istanbul
  • Aile ocağı, sevgi ve aşk yuvası -  20

Bugün ailelerde duygusal boşanma tabir edilen sorunun üzerinde durmak istiyoruz

Hatırlanacağı üzere geçen bölümlerde aileleri tehdit eden tek ebeveynli aile yapısı ve eşcinsellik afeti gibi durumlardan ve bu afetlerin aile, birey ve toplum üzerindeki yıkıcı tesirlerinden söz etti. Bugün ise yine aile ocağını tehdit eden bir başka sorunu masaya yatırmak istiyoruz.

Ortak yaşam her zaman çiftler için güzel bir ufukla başlıyor. Gerçi karı kocanın iki farklı ortamda büyümeleri ve ayrıca birbirini yeteri kadar tanımamalarından kaynaklanan farklılıklar yüzünden bir süre sonra bir takım sorunlar ortaya çıkıyor ve bu sorunlara akılcı ve tedbirli bir şekilde yaklaşılmadığı takdirde aile temelini tehdit edebiliyor.

Kuşkusuz eğer aile ocğında karı koca arasında sevgi, saygı ve yakınlık duygusu olmazsa, aile fertlerinin psikolojik sağlığı bu durumdan olumsuz yönde etkilenen ilk sahadır. Çocuklar soğuk ve ruhsuz aile ortamında güvensizlik duygusundan ve ızdıraptan ve duygusal perişanlıktan acı çeker ve bu yüzden davranışlarında bir takım bozuklukların baş gösterme ihtimali de yüksektir, çünkü ebeveynle çocukların kaderi birbiriyle düğümlenmiştir ve her birinin davranışı ve tutumu ötekilerin davranışını etkiler. Yine ailenin psikolojik sağlığının bozulması toplumun üzerinde olumsuz etkisi söz konusudur.

Bireyler, aile ile toplum arasındaki bağlardır. Aile ortamında yetişen bireyler topluma girer ve aileden aldıkları sağlıklı veya sağlıksız her türlü özelliği beraberlerinde topluma taşır. Bu yüzden toplumun sağlığı o toplumu oluşturan ailelerin sağlığına bağlıdır.

Günümüzde aile içinde şiddet, uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı, boşanma, duygusal boşanma ve benzeri durumlar, ailelerin sağlığını tehdit eden olumsuz etkenlerdir. Kuşkusuz bu olumsuzlukları tespit etmek ve sebeplerini araştırmak, önlenmelerinde önemli rol ifa edir.

Aile bozukluğunun incelenmesinin önemini ifade ederken hatırlatılması gereken önemli bir nokta, bir toplumu oluşturan bireylerin her türlü davranış, ruhsal, sosyal, duygusal ve ahlaki bozukluğunun kökü kriz ve sorun yaşayan aileye uzandığıdır. Bu yüzden aile bozukluğunun incelenmesinin hedefi bir yandan izdivaç fiilinin başarısızlığına ve ailevi sorunların ortaya çıkmasına neden olan etkenleri tespit etmek ve öbür yandan bunları önlemenin yollarını bulmaktır.

Gerçekte ailenin sağlığını tehdit eden çeşitli etkenler söz konusudur. Ortak yaşam ilkelerini bilmemek bu etkenlerden biridir. Ortak yaşamın başarılı olabilmesi için bazı bilgileri edinmek ve diğer durumlarda olduğu gibi gerekli maharetleri geliştirmek ve ortak yaşamda uygulamak gerekir. Bazı aileler karı kocanın birbirini yeteri kadar tanımaması, neden evlendikleri ve amaçlarının ne olduğunu bilmemesi, insafsızlıklar, önyargılar, sahtekarlıklar, sorumsuzluklar, ahlak ilkelerine uymamak, yanlış anlaşılmalar, yanlış ilişkiler, karı kocanın sultacı eğilimi, intikam duygusu ve hatta bahane ve mazeret arama gibi durumlardan ötürü sarsılır ve çöker. Bu tür ailelerde bireyler genellikle birbirinden uzaklaşır ve aile içinde duygusal ilişkiler soğur. Aile içinde soğuyan ilişkiler ise kopmaya yönelir ve uzmanlarca duygusal boşanma şeklinde adlandırılır.

Aile içinde duygusal boşanma veya sessiz boşanma tabir edilen durum hakim olunca çiftler yan yana ve bir arada gibi gözükür ama gerçekte birbirinden çok uzaktır. Duygusal boşanmada karı koca arasındaki duygusal bağların zayıflaması tüm ruhi, cismi ve duygusal ve hatta sözlü ilişkilerin soğumasına sebebiyet verir. Böyle bir ailede çiftler birbirine yabancıdır ve sadece aynı evde yaşamaya ve birbiriyle konuşmaya alışmıştır. Böyle bir ailenin üyeleri cismi ve ruhi açıdan birbirinden uzaktır ve her biri öteki için bazı kırmızı çizgiler çizmeye başlar ve ötekini sürekli suçlar. Maalesef uzun vadede duygusal boşanma gerçek boşanma ile sonuçlanır. Bazen duygusal boşanmanın yarattığı atmosfer çiftler ve hatta çocuklar için katlanmaz hale gelir ve işte o noktada gerçek boşanma her şeye tercih edilir.

Gerçekte duygusal boşanmanın köklerinin bir bölümü izdivaçtan önceki dönemde aramak gerekir. Bu dönemde bireylerin izdivaçtan beklenti seviyeleri söz konusudur. Kuşkusuz ister doğru ister yanlış her insan ideal eşten kendine göre bir tanımı vardır. Şimdi eğer bu beklentiler ve inançlar karşılanmamış ise ve gerçek yaşamla örtüşmüyorsa, sorun yaratır.

Bir başka etken uygun eşin ne gibi özelliklere sahip olması gerektiği ile ilgilidir. Kimileri bu konuya asla önem vermez ve örneğin sırf ailesinden kurtulmak için evlenmeye yanaşır, ki bu durumda istediği ideal eşi ile evlenemez.

Bir başka konu, bireyin karşısındaki insanı tanımak için doğru yolu izlememiştir ve belki de hiç bir bilgisi olmadan bir seçeneği seçmiştir. Bir çok genç kız veya erkek bu aşamada mahcup duruma düşer veya acıma duygusu galip gelir, fakat bu yanlış duyguların sonucunu ileriki yaşamında görmeye başlar.

Duygusal boşanmaların bir başka sebebi ise çiftlerin birbirine yönelik ortak deneyimlerinden kaynaklanır. Her insan kafasında kurduğu hayalleri ile eşi ile aynı çatı altında yaşamaya başlar, fakat hayal ettiği şartlar gerçekleşmeye bilir ve en ufak gerilimle dağılır gider ve kurduğu çerçeve eşinin de benimsediği çerçeveye dönüşmez.

Aile içinde her türlü bozukluğun telafisi mümkün olmayan sonuçları vardır. Bu arada bozukluklara zemin oluşturan bir takım iç ve dış etkenler söz konusudur. Bu etkenlerin bir bölümü birey ve bir bölümü de toplumla ilgilidir. Türlü iç vesveselerin esiri olan insan eşine karşı türlü şiddet uygulamalarında bulunur. Yine karakter bozukluğu yaşayan insan agresif olabilir ve eşini ve çocuklarına şiddet uygulayabilir. Yine işsiz olan veya uyuşturucu madde bağımlısı olan eş de sorun yaratır. Örneğin uyuşturucu bağımlısı insan eşine ve çocuklarına karşı kötü davranır ve aile fertleri tarafından katlanmaz hale gelir. Tüm bu durumlar aile ortamını hasta eder ve sonuçta duygusal boşanmaya yol açabilir.015