Hidayet hadisi - 1
İslam peygamberi (sav) ve mutahhar ehli beytinin (sa) kelamı marifet denizi ve ahlak ve maneviyat pınarıdır.
Bu kelamın kaynağı ise yüce Allah’ın kelamının yer aldığı Kur'an-ı Kerim’dir. O zaman her müslüman için bu değerli sözleri bilmesi ve bireysel ve sosyal yaşamında kullanması gereklidir. Bu çerçevede biz de İslam peygamberi (sav) ve mutahhar ehli beytinin (sa) hadislerinden bu programı hazırlamaya ve böylece bu masumların (sa) söz ve davranışları ile daha yakından tanışmaya ve onları örnek almaya karar verdik.
Bugünkü sohbetimizde hadis ve tarihçesinden kısaca söz edeceğiz.
İslam dinini tanımanın en önemli kaynağı Kur'an-ı Kerim’den sonra Allah resulü (sav) ve pak ehli beytinin (sa) hadisleridir.
İslam peygamberinin (sav) özel şahsiyeti, yeni semavi dini tebliğ etmesi, İslam devletini inşa etmesi ve ayrıca o hazretin söz ve amellerinin kudsiyeti müslümanları Allah resulünün (sav) söz ve amellerini öğrenmeye ve yüce öğretilerini yaşamlarında kullanmaya yöneltmiştir.
Bir çok aydın gönlü cezbeden Hz. Muhammed’in (sav) seçkin ahlakından başka Kur'an-ı Kerim’in tavsiyeleri de resulüllah efendimizin (sav) sözlerini dikkate almanın ilahi bir görev haline gelmesine vesile oldu.
Kur'an-ı Kerim Ahzab suresinin 21. Ayetinde Hz. Muhammed’in (sav) müslümanlar içinen seçkin ve en iyi örnek oluşturduğunu beyan etmiştir. Bu ayette şöyle okumaktayız:
Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.
Yine Nisa suresinin 59. Ayetinde:
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin.
Veya Necm suresinin 3. Ve 4. Ayetlerinde:
O,arzusuna göre de konuşmaz.O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.
Yüce Allah’ın buyurması, hadislerin insanlar arasında yaygınlaşmasına vesile oldu, öyle ki insanlar güncel yaşamlarında sürekli Allah resulünün (sav) söz ve davranışlarına istihat etmeye başladı. Bu yüzden hadis ilmi yeni bir ilim olmasına karşın hızla müslümanlar arasında yaygınlaştı.
İslam peygamberi (sav) yaşadığı yıllarda da müslümanlara sürekli hadisleri korumayı tavsiye ederek şöyle buyuruyordu:
Yüce Allah benim sözünü duyan ve onu koruyan kulu şad eylesin.
Allah resulü (sav) ayrıca müslümanları hadisleri kaydetmeye ve yaygınlaştırmaya da teşvik ederek şöyle buyururdu:
İlim ve bilimi yazarak edinin. İslam peygamberi (sav) Hz. Ali’ye (sa) de sözlerini yazmasını ve böylece gelecek kuşaklara miras bırakmasını buyurmuştur.
Son hac ziyareti dönüşünde önemli hutbesinde de Allah resulü (sav) şöyle buyurdu:
Rabbim benim sözlerimi duyan ve aklında tutan ve daha sonra duymayanlara duyuranları şad eylesin. Nice insanlar vardır bilimi taşır, ama bilgin değildir ve nice bile raviler vardır ki rivayetleri kendilerinden daha bilge insanlara aktarır.
Hadisler genellikle inanç, ibadet, ahlak, siyaset, sosyal ve iktisadi konuları içerir ve Allah resulünden (sav) bize miras kalmıştır. Hadisler şii ve sünni kaynaklarda bolca yer alır. Bu hadislerden bir kısmı İslam fıkhı ve ahkamı ile ilgilidir. Çünkü müslümanların devleti ve ümmeti yeni yeni şekillenmekteydi ve tüm alanlarda bir dizi bireysel ve sosyal yasalara ihtiyaç duyuluyordu. Bu yüzden insanları şer’i görevleri bu şekilde onlara tebliğ edilirdi. Genel ahkamı beyan eden Kur'an-ı Kerim’den başka Allah resulünün (sav) söz ve amelleri de müslümanların şer’i görevlerini öğrenmekte yegane kaynaktı. Bu yüzden bir çok hadiste şer’i hükümler, ilahi haram ve helal olan şeyler Allah resulünden (sav) nakledilmiştir.
Peygamberlerin bisatinin önemli amaçlarından biri, insanları ve toplumları ahlaki açıdan yetiştirmekti, nitekim Allah resulü (sav) de bu konuda şöyle buyurmuştur: Ben eh üstün ahlaki özellikleri kemale erdirmek için mebus oldum.
Ahlaki faziletleri yaygınlaştırmak ve çirkin amellerden sakındırmak, İslam peygamberinin (sav) söz ve amellerinde özel bir yeri vardır. Resulüllah efendimizin (sav) seçkin amelleri halk kitleleri arasında doğru davranış biçimini yaygınlaştırırken, insanların toplumda ahlak dışı davranışlardan sakınmalarını da sağlıyordu. O çağın şartlar, resulüllah efendimizin (sav) isanlara hatta en kesin ve en ilkel ahlaki ve insani ilkeleri öğretmeye yöneltiyordu. Bu çerçevede Allah resulünün (sav) vecizeleri arasında ahlak ve talim ve terbiye ile ilgili hadislerin özel bir yeri vardır.
İslam peygamberinin (sav) çağında İslam devletinin inşa edilmesi toplumun genel yönünü şeriate uygun biçimde belirlemek için bir takım yasaların tedvin edilmesini gerektiriyordu. Bu yüzden hem Kur'an-ı Kerim’de ve hem Allah resulünün (sav) sözlerinde bol bol fıkhi ve hukuki meseleler de yer alır. Bugün bu hadislere hadis kitaplarında hükümet ve hukuk hadisleri başlığı altında rastlamaktayzı.
kuşkusuz şu noktayı da unutmamak gerekir ki İslam peygamberine (sav) ait olan hadislerin önemi ve kudsiyeti yüzünden bazı çıkarcı insanlar sahte hadisler üretmeye ve o hazrete isnad etmeye başladı. Resulüllah efendimiz (sav) kendi çağında bu sapkın akıma şiddetle karşı çıktı ve kim bana bir yalan sözü isnad ederse yeri cehennem ateşindedir, diye buyurdu.
İslam peygamberi (sav) ve pak ehli beytinden (sa) sonra da İslam’ın büyük alimleri sürekli bu büyük tehlike konusunda ikazda bulundu. İslam alimleri çeşitli yöntemlerle hadisleri ve belgelerini inceleyerek doğru ve güvenilir olan hadisleri tespit etmeye ve mümkün mertebe sahte hadislerle mücadele etmeye başladı. Bu yüzden bugün şii müslümanların hadisleri Erbae kitapları olarak anılan dört ünlü eserde toplanmıştır. Bu hadisler dayandıkları belge bakımından oldukça muteberdir ve zengin ve sağlıklı bir kaynak olarak bilinmektedir.
Hadisler hakkında bu kısa açıklamanın ardından gelecek bölümde bazı önemli hadisleri zikrederek sohbetimizi sürdüreceğiz.