Hidayet hadisi - 5
Bugünkü hidayet hadisi sohbetimizde düşünme konusunu ele alacağız.
İslam dini tüm izleyenlerini düşünmeye davet eder. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim’de sürekli insanları yerin ve göklerin ve mahlukların ve varlık aleminin azameti ve sırlarını düşünmeye davet etmiştir.
Kur'an-ı Kerim yüzü aşkın ayette insanları düşünmeye davet etmiştir. Bu ayetlerin çokluğu açıkça İslam dininin düşünceve düşünmenin ürünü olduğunu ortaya koymaktadır.
Yüce Allah Sad suresinin 29. Ayetinde şöyle buyurur:
(Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.
İslam dininde düşünmek bir nevi ibadettir, çünkü düşünmek insanın yüce Allah’a, ilahi hükümlere ve varlık alemine yönelik marifetini geliştirir. İşte bu yüzden İslam peygamberi (sav) bir saat ibadetetmek bir yıl ibadet etmekten daha iyidir, şeklinde buyurmuştur.
Allah resulü (sav) bir başka yerde de şöyle buyurur:
Akıllı insan kendisi için günlük programı olmalıdır, şöyle ki Allah’a ibadet için belli bir zaman, yaptıklarını değerlendirmek için ayrı bir zaman ve yüce Allah’ın onun hakkında yaptıklarını düşünmek üzere de ayrı bir zaman ayırması gerekir. Bundan başka insan belli bir zamanını da dinlenmeye ve helal lezzetlerden zevk almaya ayırmalıdır.
Ancak düşünmenin en iyi ibadet olduğu belirtilirken, bu fiilin hangi alanla ilgili olması gerektiği sorusu akıllara gelir.
Kuşkusuz ibadet sayılacak düşünmelerden biri, insanın kendi hakkında düşünmesidir. Yani insan yaratılışı, varlık aleminde yeri nerede olduğu ve akibetinin ne olacağı gibi konuları düşünmesi gerekir.
Bu düşünce insana kararlarını alırken yardımcı olur. İnsan düşünerek hangi amelin doğru olduğunu anlar ve asla sapkın gelişmelerin esiri olmaz. Doğru düşünmek insanda iyi ve salih amelde bulunma duygusunu geliştirir ve iyilikte bulunmaya teşvik eder.
İmam Ali (sa) şöyle buyurur: Düşünmek insani iyiliğe ve iyilik yapmaya yönlendirir.
İmam Sadık (sa) da düşünce ve düşünmeyi takdir ederek bu fiil için 8 özellik ve değerli etkiye işaret ederek şöyle buyurur:
Düşünce ve düşünmek iyiliklerin aynası, günahların keffareti, gönüllerin aydınlanması, açık yüzlü olmayı, ahiretin inşa edilmesinde başarıyı, her işin akibetini bilmeyi ve bilginin artması gibi durumlara vesile olur.
İbadet anlamına gelebilecek bir başka düşünce alanı, yaratılış alemini düşünmektir. Gerçekte Allah’ı ve marifetlerini tanımak için yaratılış alemini düşünmek şarttır. Kur'an-ı Kerim de bu alanda düşünmeye vurgu yapmıştır. Kur'an-ı Kerim’in 750 kadar ayetinde yüce Allah doğal nesnelerden ilahi ayet ve işaretler olarak söz etmiştir.
İslam peygamberinin (sav) değerli sahabelerinden Bilal şöyle anlatır: Kur'an-ı Kerim’in Al-i İmran suresinin 190 ve 191. Ayetleri resulüllah’a (sav) nazil olduğu gece o hazret şafak sökene dek münacat ediyor ve göz yaşı döküyordu. Hatırlıyorum seher vakti sabah namazı için o hazretin huzuruna gittiğimde gözlerini yaş dolu gördüm ve şaşırdım ve kendisine şöyle arz ettim: Ya resulüllah, yüce Allah’ın inayeti üzerineyken, neden ağlarsın? Allah resulü (sav) şöyle buyurdu:
Dün gece Rabbim bana sarsıca ayetler nazil buyurdu. Ey Bilal, bu ayetleri okuyup da üzerine düşünmeyenlerin vay haline. Resulüllah (sav) daha sonra hoş sedası ile ayetleri okudu:
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru !
İslam peygamberi (sav) bir rivayette şöyle buyurur: Ne zaman bir işi yapmaya karar verirsen, önce o işin sonunu ve sonucunu düşün.
Düşünmek demek, insanın sadece yapacağı işin dış yüzünü görmekle yetinmemesi ve o işin akibetini de görmesi demektir.
Kur'an-ı Kerim’de üzerinde düşünmeye vurgu yaptığı konulardan biri de geçmiş kavimlerin ve milletlerin kaderidir. Kur'an-ı Kerim geçmiş milletlerin öykülerini kıssa şeklinde beyan eder, ancak ibret verici ve eğitici bölümlerine daha fazla vurgu yapar. Kur'an-ı Kerim geçmiş kavimlerin öykülerini insanlara ibret olması ve üzerinde düşünmeleri için beyan etmiştir.
Ve son olarak İslam dini düşünmeye verdiği onca öneme karşın bir konuda düşünmeyi reddeder ve müslümanları bu konuda uyarır, o da günaha bulaşan düşüncelerdir. Günah üzerine düşünmek, sapmanın başlangıcıdır ve insanı çok tehlikeli vadilere sürükler.
Bu konuda İmam Ali (sa) şöyle buyurur: günah üzerine düşünmek insanı günah işlemeye sürükler.
İmam Ali (sa) genel olarak nefis ve hevese görü düşünmeyi ve mantık ve hikmetten uzaklaşmayı yanlış bulur ve hikmetten başka bir şeyi düşünmenin hevesten başka bir şey olamayacağını buyurur.
Dolaysıyla akıllı insan düşüncesini ve aklını kontrol altına alır vesadece maddi ve manevi saadeti ile sonuçlanacak yolda kullanır.