Şubat 23, 2016 06:59 Europe/Istanbul

İslam dini ilahi dinlerin en mükemmel olanıdır ve bu yüzden insan yaşamının tüm boyutlarını gözetlemiş ve kemale ermeleri için mükemmel ve geniş bir program sunmuştur.

İslam dininin bilim öğrenme üzerine bol bol vurgu yapması bu programlardan biridir. Nitekim İslam peygamberine (sav) nazil olan ilk ayetlerde de okumaya vurgu yapıldı:

Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de açıkça resulüllah efendimizin bisatinin bir amacını talim ve terbiye şeklinde beyan ediyor ve Cuma suresinin 2. Ayetinde şöyle buyuruyor:

Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.

Evet, İslam peygamberinin (sav) bisatinin bir amacı talim ve terbiyedir. Bu yüzden o hazret söz ve amellerinde çok kez bilim öğrenmenin ve insan yaşamının gelişmesinin üzerindeki etkisine vurgu yapmıştır.

Bu bağlamda bir hadiste şöyle okumaktayız:

Bir gün Allah resulü (sav) camide iki grup insanı gördü. Bir grup ibadetle meşguldu ve ikinci grup bilimsel bir tartışma yapıyordu. Allah resulü (sav) ikinci grubun yanında oturmayı sırf ibadet eden birinci grubun yanında oturmaya tercih etti ve bunun sebebini de şöyle açıkladı: Ben talim için gönderildim.

İnsan için bilim o kadar önemlidir ki İslam dini bilimi öğrenmeyi her müslüman için vacip kılmıştır. Bu konuda İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Bilim öğrenmek her müslüman için vaciptir. Nitekim Rabbim bilim talep edenleri sever.

Bu hadiste bilim öğrenmek ve bilge kişi olmak İslam'ın namaz, oruç, zekat, Hac, cihad, emri maruf ve nehyi münkir gibi vacipleri ile bir tutulmuştur.

Bilim öğrenmenin belli bir zaman veya mekanlı sınırlı değildir, oysa bazı ibaretlerin zaman veya mekan bakımından sınırları söz konusudur. örneğin namaz günün ancak belli saatlerinde yerine getirilen bir ameldir. Hac ibadeti de ancak Zilhicce ayında ve belli bir mekanda yerine getirilebilir, dolaysıyla hem zaman ve hem mekan açısından kısıtlanması söz konusudur. fakat bilim öğrenmenin hiç bir zaman veya mekanla sınırlı değildir. Her insan ister kadın ister erkek, ister küçük ister büyük, ister siyah ister beyaz, bilim öğrenmekle yükümlüdür. Bu yüzden İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Tüm ömrünüz boyunca beşikten mezara kaar, bilim öğrenin.

Allah resulü (sav) bir başka hadiste de bilimin peşinden hatta Çin'e kadar gitmemizi buyurmuştur. Yani eğer bilim öğrenmek için Çin gibi uzak yörelere gitmek icap ediyorsa, bunu yapmamız gerekir.

İslam dini bilim peşinde giden ve bilge kişi olan insanlara en büyük değeri verir. İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Allah bilim peşinden gidenleri sever.

Gerçi cihat İslam dininin temellerinden biridir ve eğer peygamber efendimiz (sav) veya İmam savaşa emrederse, tüm müslümanların bu savaşa katılmaları gerekir, fakat dini ilimler öğrenmekle meşgul olan insanlar bu hükümden muaf tutulur, çünkü müslümanlardan yeterli sayıda insan sürekli ilmi merkezlerde bilim öğrenmek ve İslamî toplumun bilimsel gücünü korumaları gerekir. Yüce Allah Tevbe suresinin 122. Ayetinde şöyle buyurur:

Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.

Şehit makamı, İslam dininde en yüce makamlardandır. Ancak Allah resulü (sav) alimin şehitlere göre üstünlüğü hakkında şöyle buyurur: Alim şehitten bir mertebe yüksektir ve şehit de abidden bir derece yüksektir ve alimlerin sıradan insanlara göre üstünlüğü, benim alimlere göre üstünlüğüm gibidir.

İranlı büyük hadis bilgini Feyz Kaşani bu hadis hakkında şöyle diyor: Alim'in şehide göre üstünlüğünün sebebi şu ki şehit kanı ile İslam topraklarının sınırlarını korur, ama alimin kalemi dinin özünü korur.

Ve son olarak İmam Sadık (sa) da şöyle buyurur:

Alimin kaleminin mürekkebi, şehit kanından üstündür.