Aralık 04, 2016 08:29 Europe/Istanbul

Sulak alanlar zengin su ve beslene alanlarıdır. Bu alanlar çevre hayatını koruma, insanlar, diğer canlılar ve bitkiler içinde yaşam şartlarını oluşturmaktadırlar.

Sulak alanlar, yeryüzünün en zengin ve en üretken ekosistemlerini oluşturmaktadır. Bu alanlar yöre insanlarına ve ülkenin geneline geniş yelpazede hizmet veren oldukça karmaşık doğal sistemlerdir ve yeryüzündeki başka hiçbir ekosistemle karşılaştırılmayacak ölçüde işlev ve değerlere sahiptir.

Sulak alanlar, tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemlerdir. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar, yalnız bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilmektedir.

Image Caption

 

Yakın çevresinde yaşayan halkın yaşamında önemli yer tutan, bölge ve ülke ekonomisine katkılar sağlayan sulak alanlar; doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden de diğer ekosistemler içinde önemli ve farklı bir yere sahiptirler.

İklim değişikliğinin insanlar ve yaban hayatı üzerinde etkileri artıkça sulak alanların hızla değişen koşullara uyum yeteneği vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla da dünya çapında sulak alanlara ve onların işlevlerine verilen değer üzerine araştırmaların artması doğaldır.

Bu bilimsel gerçekler göz önünde bulundurularak İran'daki sulak alanların özelliklerini, oluşum biçimlerini ve hangi bölgelerde bulunduklarını aziz dinleyicilerimize tanıtacağız.

Yer küresindeki hayat, suya bağlıdır. Sulak alanlar, karasal alanla su alanlarının bitiştiği mekanlar olarak doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden ekosistemlerin bir parçası sayılıp hayati öneme sahiptirler. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı ve şartlarını sağlamaktadır Sulak alanlar. Sulak alanlar yer yüzünün bütün bölgelerinde, Ekvator'dan tutun buzullar vadilerine kadar uzanmaktadır.  Sulak alanlar en güzel manzaralara sahip oldukları için, şairler, ressamlar, fotoğrafçıların ilham kaynağı olup gezginciler ve bilim adamlarını dikkatini çekmiştir.

Sulak alanlar yaban hayatının yaşam merkezidir. Balıkla beslenen Balıkçılgiller, deniz kuşları, timsahlar, sürüngenler, su beygiri, farklı özel bitkiler,  pelikanlar takımına ait, Tatlısu ya da tuzlusu kıyılarında yaşayan uzun bacaklı kuşlar ve İki yaşamlılar ya da ikiyaşayışlılar, amfibilerin yaşam ortamıdır.

İran'da Enzeli Talabı-sulak alanı 

Image Caption

 

Sulak alanların yüz ölçümü ve yapısı farklıdır. Küçük göletlerden tutun Kanada'daki on milyon hektarlık geniş haliç alanları biçiminde gözükür. Sulak alanların küçük ve büyüklü özellikleri bakımından farksızdır. Beslenme, üreme kaynağı, yakıt temin kaynağı, gezi ve eğlence ile dinlenme merkezi, çeşitli iş kollarını oluşturan doğal kaynaklardır. Sulak alanlar Yaban hayatının bekası içinde özel bir öneme sahiptir. Bu alanlar kurursa büyük bir ekolojik facia yaşanır. Sulak alanlar, sel baskınları, fırtınalar, kasırgalar, tozlanma, gibi doğal felaketlerin baş göstermesini önler. Ekosistemi dengeler.

Uluslararası Ramsar Sözleşmesi’ne göre; “çekilmiş durumda iken derinliği 6 metreyi geçmeyen; çok ya da az tuzlu yahut da tatlı su; durgun ya da akan; sürekli ya da geçici; doğal ya da yapay olarak oluşmuş sulu çukurlar; sulu ya da turbalık alanlar; çayırlar, bataklık alanlar”dır. Uluslararası düzeyde geçerli ölçütlere göre, düzenli olarak 25.000’den fazla su kuşu barındıran ve besleyebilen sulak alanlar birinci sınıf (A Sınıfı); bu sayının 25.000-10.000 arasında olduğu sulak alanlar ikinci sınıf (B Sınıfı) sayılmaktadır. Turbalık, Yüzde 100 organik bir toprak türü olan , nemli ve fazla yağış alan bölgelerde, bataklık ve göl kenarı gibi su altındaki arazilerde yetişen asidik torf toprağından oluşan, ölmüş bitkilerden meydana gelmiş sulak alanların genel adıdır.

Dünya çapında yıllık 150-250 milyon ton karbondioksit depolayan ve yüksek su tutma kapasitesine sahip turba alanlarının, dünya genelinde hızla yok edilmesi büyük tehlike oluşturuyor.

Farsça'da Talab ve Türkçede sulak alanlar olarak tanımlanan sulu bölgeler, nehirler ve çayırlar, göller, deniz kıyısındaki göller, bataklıklar, Mercan tepeler,  tropikal kuşaktaki kıyı ve bataklıklarda yetişen Mangrove-Hera bitki ormanları, sulak alanlar kapsamındadır. Yapay göller ve göletler, balık ve karides yetiştirme ve besleme gölleri, tarımsal ürünler yetiştirme göletleri, Tuz çıkarma havuzları, su depolama alanları, ırmakların kumsal yatakları, su kanalları da sulak alanlar tanımının kapsamına girer.

İran'da Gomişan Talab'ındaki kuşlar

Image Caption

 

Pirinç tarlaları da sulak alanlardan sayılır. Dünya nüfusunun yarısının beslendiği gıda maddesi de pirinçtir. Talablar-Sulak alanlar; farklı türlerin yaşam alanıdır. Örneğin dünyada 20 bin çeşit balık türü bulunuyor. Onların yüzde kırkı, tatlı sularda yanı Sulak alanlarda yaşarlar. Talablar bitki genetiğinin de birikim odağıdır.

Doğal ortamını ve Sulak alanlar dahil, ekosistemin değeri ve sunduğu hizmetler uzmanlar ve ekonomistler tarafından incelenip değerlendirilmektedir. Bu araştırmaların sonuçlarına göre, ekosistemlerin verimlilik oranı en az 33 trilyon dolardır. Sulak alanların ise verimlilik oranı 9.4 trilyon dolardır. Sulak alanların toprak, bitki, canlılar gibi fiziki, biyolojik ve kimyasal yapılarının etkileşimi sonucu, bu alanların hayat şartlarını oluşturur. Sulak alanlar, çölleşme, kuraklaşma sürecini önler, yeraltı su havzalarının birikimini arttırır. Yeraltı su birikimlerinin tekrar yeryüzüne çıkmasını ve kullanılmasını sağlar. Suların arınmasına ve çökertilerin oluşmasına, ılıman iklim şartlarının oluşmasına sebep olur.

Sulak alanlarla turbalıklar dünyadaki tüm ormanların depoladığı karbon miktarından daha çoğunu depolamaktadırlar. Bu alanlar dünyada en fazla karbonu depolayan ''iklim düzenleyicileri'' ve ''soğutucu klimalar'' işlevini görür.   

''Turbalıkların depoladıkları miktar, atmosferdeki tüm karbon miktarının yaklaşık 3'te 2'si kadardır. Dünya çapında yıllık 150-250 milyon ton karbondioksit, turbalıklar içerisinde depolanmaktadır. Turbalıkların tahrip edilmesi durumunda 'karbon depolayan turbalıklar', 'karbon üreten turbalıklar' durumuna dönmektedir. Kurutularak işletilmiş turbalıklar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 30'undan sorumludur.

Sulak alanlar ve Turbalıklar, dev bir sünger gibi inanılmaz derecede su tutma kapasitesine sahip ve yakın çevrelerindeki taşkınları önlemekte, içerisine sızan suyu ve besin maddelerini zararlı maddelerden temizlemektedir. Sulak alanlar ve Turbalıklar suyu daha sonra, yüksek kalitede sızıntı ve üst yüzey suyu şeklinde bir akarsuya aktarırlar. Nitrat girişini azaltarak taban suyu kalitesini güvence altına alırlar ki bu özellikle içme suyunun sağlandığı bölgelerde oldukça önemlidir. Bu nedenle turbalıklar 'doğanın böbrekleri' olarak da bilinirler.

Turbalık parçaları arasındaki ıslak, oksijensiz ve asidik ortamın, rüzgar, yağmur veya başka yollarla taşınarak gelen, başta bitkilerin "çiçek tozu-polenleri" olmak üzere her şeyi steril ortam içinde konserve ederler. Bu nedenle turbalıklardan insan yaşantısına ve çevredeki değişimlere ilişkin pek çok etkileri bulunmaktadır.

İran'da miyankale Talabındaki yaban hayatı  

Image Caption

 

Talablar-Sulak alanlar, ülkelerin ekonomisine katkısı çok büyüktür. Bu alanlarda canlı ve bitkilerin genetik deposudur. Kaliteli suyun teminini sağlar, balıkçılık odaklarıdır. Enerji kaynaklarıdır. Turizm ve gezgincilerin tutkun oldukları dinlemeye ve eğlenme alanlarıdır. Su yolu ulaştırma ve taşımacılığında da kullanılan alanlardır.

Talab-Sulak alanların ekolojik, ekonomik ve çevre hayatını ve iklim şartlarını dengeleme, yaşamsal şartları oluşturma konusundaki etkin rolü ve özellikleri göz önünde bulundurulursa, bu ekolojik alanların korunması ve geliştirilmesinin hayati önemi vardır. Uluslararası anlaşmalarda da sulak alanlar ve Turbalık alanların koruma altına alınmasına vurgu yapılmaktadır.

İran'ın hazar denizi kıyısındaki Ramser şehrinde 2 Şubat 1971 yılında doğa ve ekolojik hayat şartlarını koruma ve özellikle Sulak alanları koruma ve kuraklaşmasını önleme anlaşması imzalandı. 152 ülkenin imzaladığı Ramser Konvansiyonu 1975 yılında yürürlüğe konuldu. Bütün ülkeler, sulak alanları korumakla mükellef kılındılar.

İran Hamun Talabı

İran farklı iklimler ve dört mevsimli, yüksek sıra dağlar ve çöller ve vadilere sahip bir ülkedir. Kuzey'de hazar denizi, Güeyninde fars Körfezi ve umman denizi kıyıdaşıdır. İran Coğrafyası İkinci Zaman (Mezozoik) döneminde oluşmuş ve tuzlu alandır. Farklı sulak alanlar, mangro ormanlıkları, mercan kayalar, dağlık göller, tuzlu Kevir-çöller bulunur.

Image Caption