Şubat 03, 2017 18:59 Europe/Istanbul

İslam inkılabı gerçekten de 20. yüzyılın en büyük hadisesiydi.hkrfgg

Bu inkılabın en önemli bileşenlerinden biri geniş kapsamlı olması ve İran milletinin tüm kesimlerinin zalim ve despot şah rejimi ile mücadele saflarında yer almasıydı. İslam inkılabının diğer devrimlerden farklı kılan ikinci özelliği, dini mahiyetidir.

Bugün İslam inkılabının 38. zafer yıldönümü arifesindeyiz. Bu yüzden programımızın her bölümünde bir kaç dakika gibi kısa bir sürede Batılı düşünürlerin bu büyük inkılaba nasıl baktığını sizlerle paylaşmaya karar verdik.

Batı dünyasının üç büyük İran bilimcileri olan İngiliz İran bilimcilerinden Peter Avery, Amerika’nın Teksas eyaletinin Dallas üniversitesi tarih hocası Gavin R. G. Hambly ve  Cambridge üniversitesi Ortadoğu ve Asya Etüt fakültesinin İran tarihi hocası Charles P. Melville birlikte kaleme aldıkları Pehlevi dönemi İran tarihi adlı eserlerinde İslam inkılabının özellikleri arasında halkçı ve dini olma özelliklerine vurgu yapıyor. Kitabın bir bölümünde şu ifadelere yer veriliyor:

1979 yılında İran’da gerçekleşen İslam inkılabında birbiriyle bağlantılı olan iki yönü her şeyden daha ziyade göz kamaştırıyordu: biri halkın bu harekete geniş katılımıdır, ki 20. yüzyılın diğer devrimlerinde görülmemiştir ve diğeri ideolojik, oranizasyonu ve liderliği

bakımdan İslamî mahiyetinin ağır basmasıdır. Pratikte İran’da küçük büyük, tüm kentler Pehlevi rejimine karşı seferber oldu ve İran toplumunun hemen hemen tüm kesimlerinden kadınlar ve erkekler kraliyet düzeninin devrilmesi ve ecnebilerin elebaşılığı tasavvur ettikleri duruma son verimesine yönelik eğilimlerini gösterdi.

Image Caption

Batılı bu üç büyük düşünür yazdıkları kitapta İslam inkılabının meşrute inkılabı ve petrol sektörünün ikinci dünya savaşından sonra millileştirme hareketinden farklı oluşuna da özel vurgu yapıyor ve kitabın bir başka bölümünde şöyle yazıyorlar:

Kuşkusuz İran’da hükümete veya ecnebilere karşı gerçekleştirilen isyan ve itiraz örnekleri olan 20. yüzyılın başlarındaki meşrute inkılabı veya ikinci dünya savaşından sonra petrol sektörünü millileştirme mücadelesi gibi hareketlerin hiç biri bu denli geniş ve derin tüm halkı seferber edememişti. Bu ilk hareketler din adamları ile dini olmayan milliyetçi gruplar ve unsurların farklı oranlarda bir araya gelmesi ile gerçeleşmişti. Oysa bu hareketlerin tam aksine 1978 inkılabı öz itibarı ile tamamen İslamî bir harekettir ve dini olmayan unsurların bu inkılapta katılımı mutlaka marjinal boyuttaydı.

Pehlevi döneminden İslam inkılabına kadar İran tarihi adlı eserin yazarları bu inkılabın İslamî mahiyeti olduğu konusuda şu vurguyu yapıyor:

Halkın geniş protesto eylemlerinde atılan sloganlar genellikle İslamî sloganlardı. İnkılapçıların silahı son iki gün dışında cemaat namazı ve şehadet ve Muharrem ayındaki dini etkinliklerde ve bunlar inkılap hareketini ilerletti. Daha da önemlisi camiler bu inkılabı organize temel kurumlarıydı.