Şubat 05, 2017 17:36 Europe/Istanbul

Bugün sizlere İslam inkılabı zafere kavuştuğu günlerde CIA Başkanı olan Stansfield Terner ve Amerika’nın İslam inkılabı üzerinde araştırma yapan ünlü sosyologlarından John Furan’ın görüşlerinden söz etmek istiyoruz.

İran İslam inkılabı yabancıların bakışında her zaman çağdaş tarihin bir parçası olmuş ve olmaya da devam ediyor. Bu inkılabın üzerinden zaman geçtikçe de nasıl vuku bulduğu ve bugüne kadar ayakta kaldığının gerekçeleri hakkında meraklar da bir o kadar artıyor.

Stansfield Terner Amerika’nın dönem Başkanı Carter döneminde CIA başkanıydı. Terner, pehlevi rejiminin çöküşünü ve İslam inkılabının zaferini tanımlanamaz bir süreç şeklinde tanımlıyor.

Image Caption

Amerika’nın eski başkanlarından Baba Bush şöyle diyor: ben İran’da İslam inkılabı zafere kavuşması yüzünden görevden alınan CIA’nın dönem Başkanı Terner’e sordum; yani siz dünyada bunca ajanınız ve bunce ileri teknoloji teçhizatınız ve sarf ettiğiniz bunca para ile İran milletinin inkılabını tahmin edemediniz mi? o da bana şöyle cevap verdi: İran’da yaşanan şey “tanımsız” bir olaydır, bizim bilgisayarlarımız onu anlayamıyorlar.

Terner NBC TV kanalına verdiği mülakatta da şu itirafta bulunuyor: bizim tahmin edemediğimiz şey, 78 yaşındaki 14 yıl sürgün hayatı yaşayan bir din adamının bunca etkeni bir araya getirme etkeni olması ve birden fışkıran devasa bir yanardağ ve milli bir devrimle karşılaşmamız oldu.

Aslında Amerikalı ve Avrupalı bir çok sosyolog ve siyasal bilimler uzmanı ve politikacı ve kanaat önderlerinin görüşüne bakıldığında, İran İslam inkılabının Batılı hiç bir insani bilimde mevcut olan tezlerle izah edilemeyen benzersiz özelliklere sahip olduğu anlaşılıyor.

Amerika’nın California üniversetisi sosyoloji hocası John Furan İran İslam inkılabı hakkında bir kaç kitap ve makale yazan bir düşünürdür.

Furan “1977 – 79 inkılabı, sosyal teori üzerine bir mesele” başlıklı eserinde şöyle diyor: 1980’li yılların sosyal tezinin konusu şöyle ki acaba İran inkılabını benzersiz ve başka inkılaplardan farklı olarak mı ele almalı, ya da İran’daki gözlemlere göre inkılapların sebebini yeniden gözden mi geçirmeli? Şeklinde gündeme geliyor.

Furan İran’da İslam inkılabından sonra inkılap tezlerinde ciddi bir soru işareti oluştuğunu ve İran’da yaşanan bu değişimle bu tezlerde de bir devrim yaşandığını vurguluyor.

John Furan, inkılap tezlerinin dördüncü kuşağı ve hatta sosyal bilimler İran’da İslam inkılabının şekillenmesi ve zafere kavuşmasından sonra ortaya çıkmaya başladığını ve bu tezlerde kültür, ideoloji, din ve rehberlik gözetilmesi gerektiğini kayediyor.