Düşünürlerin bakışında İslam inkılabı - 10
Her inkılap bir dizi hedefe, ülküye ve değere ulaşmak için gerçekleşir.
İran İslam inkılabı da Şubat 1979 tarihinde bu tür etkenlerin çerçevesinde şekillendi. Ancak bu inkılap dünyanın diğer inkılaplarının aksine nur ve maneviyat cinsinden bir önderin aydınlatma ve bilinçlendirme faaliyetleri ile başladı ve benimsediği İslamî ideolojisi ile hakkaniyeti ispatlandı ve halkın geniş katılımı ile yayılarak zafere ulaştı.
İran İslam inkılabı çağdaş tarihin en önemli hadisesi ve çağımızın en büyük ve en etkileyici gelişmesiydi.
İran İslam inkılabı hem İran ve hem İslam dünyası için bir çok getirisi oldu. İslam inkılabı küresel tüm denklemleri etkiledi ve içinde gelişen hadiseler ve gelişmeler uzmanları hayrete düşürdü. İran İslam inkılabı doğulu Batılı bir çok düşünürü bu inkılabın üzerinde araştırma yapmaya ve çeşitli yorumları gündeme getirmeye yöneltti.
Amerikalı çağdaş düşünür Noam Chamsky İran İslam inkılabından şöyle söz ediyor: İran İslam inkılabı Amerika’nın kırmızı çizgilerinin aşıldığı ilk hareketti ve İran 1979 yılında bu çizgileri aştı, baş kaldırdı ve bağımsız oldu.
Amerikalı düşünür Robert Calstone da bu konuda şöyle yazıyor:
Batılı ve gayri müslim biri olarak bence günümüz dünyasında dini ve ilahi bir inkılabın bu şekilde gerçekleşmesi ve adaleti inşa etme yönünde ilerlemesi bir mucizedir. Bu inkılap hiç kuşkusuz tanrı tarafından desteklenmektedir.
Amerikalı antropoloji uzmanı Michael Fisher ise İran İslam inkılabını manevi bir inkılap şeklinde değerlendirerek şöyle yazıyor:
İmam Humeyni için inkılap sadece siyasi veya iktisadi bir inkılap değil, aynı zamanda manevi bir inkılaptı ve devlete hakim olan değerleri ve kriterleri ve sosyal davranışları da değiştirmesi gerekirdi.
Amerika’nın Arizona üniversitesi öğretim üyesi Michael Dennis Berdain da şöyle diyor: bence Batı medeniyeti ve uygarlığı yakında çıkmaza girecek ve yerine İslamî medeniyet ve uygarlık geçecektir. Amerika ve bütün dünya bugün öyle bir krize kapıldı ki tarihte eşi benzeri bulunmuyor. Eğer herhangi bir dönemi Allah’ın Peygamberi Hz. Muhammed’in –s– zuhurundan önceki cahiliye dönemi ile karşılaştıracak olursak, bu dönem bizim yaşadığımız dönem ve çağdır. Benim ülkemi ve dünyayı ancak bu din tüm bağlardan kurtarabilir ve yanlışlıklardan sıyırarak özgür bırakabilir.
Avrupa’da İslamî yol birliği Başkanı ve Almanya üniversiteleri hocası prof. Yavus Ausus şöyle diyor: İmam Humeyni -ks- çağımızın tüm muvahhid insanlarını uyandıran kişidir. Maddiyatın sultası ve maddi araç ve gereçler ve maneviyat karşıtı düşünceler beşeri toplumu kuşattığı bir dönemde din ve maneviyatın ihya edilmesini İmam Humeyni -ks- ve İslam inkılabında arkadaşlarına borçluyuz.
İngiliz ünlü sosyolog Antony Gidnez de benzer görüşü paylaşarak şöyle diyor: 80’li yılların başında ve İran İslam inkılabı ile beraber dünyanın genel süreci ters yöne döndü ve dinileşmeye doğru ilerlemeye başladı.
Avusturya’da yaşayan Müslüman düşünür prof. Muhammed Hüseyin Hüda da şöyle diyor: İmam Humeyni’nin –ks– başarılı hareketi kendi içinde Batı’ya ve değerlerine karşı geniş kapsamlı bir kültürel inkılap içeriyordu. İran örneği, Batı’nın Avrupa ve Amerika dışındaki kültürlerin eninde sonunda Batılı değerleri benimseyeceği yönündeki düşüncesinin batıl ve yanlış olduğunu ortaya koydu.