Ekim 23, 2017 20:46 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde geçen bölümde ele aldığımız 1998 yılının yapımı olan Amerika’nın meçhul tarihi adlı eserde siyahilerle beyazların arasında nefrete dayalı mücadeleyi gözden geçirmeye devam etmek istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bölümde Derick Vinyard ve küçük kardeşi Deny Vinyard’ın babaları siyahilerin mahallesinde öldürüldükten sonra Los Angles’te ırkçı örgütlere katıldıklarını ve siyahilere ve diğer renkli derililere yönelik kin ve nefretleri her geçen gün biraz daha arttığını, öyle ki onları yok olma noktasına doğru sürüklediğini anlattık.

Şimdi sohbetimizin devamında Amerika’nın meçhul tarihi adlı filmin iki sahnesini daha sizlerle birlikte irdelemek ve Amerika’da siyahilerle beyazların birbirine nasıl nefretle baktığını göstermek istiyoruz.

Bugün ele almak istediğimiz Amerika’nın meçhul tarihi adlı filmin ilk sekansı filmin 17. Dakikasında başlıyor. Bu sahnede Derick takım arkadaşları ile birlikte, onların yaşadığı semte yakın bir basketbol sahasında oynayan siyahi gençlerle önemli bir maç yapmak istiyor. Bu maç siyahiler ve beyazlar arasında yapılıyor ve hangi takım kaybederse, bir daha o sahaya ayak basmaması gerekiyor.

Maç başlamadan önce Derick gömleğini çıkarıyor ve kalbinin üzerinde çizilen Nazi simgesi dikkat çekiyor. Derick siyahilerin takım kaptanına doğru geliyor ve şöyle diyor: Ben oyuna giriyorum ve beyazlar siyahilere karşı oynuyor. Siyahi takım kaptanı şöyle diyor: fiyatını söyle beyaz.

Derick şöyle diyor: parasına değil, sahasına, sadece bugün için de değil, sonuna kadar. Eğer siz kazanırsanız, biz çeker gideriz, ama eğer biz kazanırsak, ne kavga ne başka bir şey, hemen şuracıkta hepiniz toparlanıp çeker giderseniz.

Siyahi takımın kaptanı şartı kabul ediyor. Beyaz takım Derick’ın parlak oyunu ile çok puan topluyor ve öne geçiyor. Siyahi takımın kaptanı Derick üzerinde hata yaptığı bahanesi ile Derick’ın ağzına vuruyor. Derick’in ağzı kanıyor ve yere düşüyor. Siyahi takımın kaptanı Derick’le kavga etmek istiyor. Derick’in takım arkadaşları da icabına bak, diyerek Derick’i kışkırtıyor. Fakat Derick hayır diyor, puanların fazla olduğunu söylüyor.

Derick’le siyahi takımın kaptanı nefret ve gururu yansıtan bakışlarla birbirini süzüyor. Oyun devam ediyor ve beyaz takım kazanıyor ve siyahiler bir daha dönmemek üzere sahayı terk ediyor. Bu sahne hamasetvari bir müzikle kapanıyor.

Bu sekans renki olarak değil de siyah beyaz çekiliyor. Aslında bu sahnenin siyah beyaz olarak çekilmesi bu iki ırk arasında bir sınır çizmektir, öyle ki iki takımın oyuncuları sürekli birbirini aşağılamak için deri rengi ile sesleniyor. Bu konu siyahi ve beyaz gençlerin arasında karşılıklı ırkçı nefreti yansıtıyor. Yine eğer dikkat ettiyseniz maç saha üzerinde yapılıyor. Burada saha aslında bir toprağı simgeliyor ve dolaylı bir şekilde siyahilerle beyazlar aynı topraklarda ve bir arada yaşayamayacağını telkin etmek istiyor. Yani bu iki ırktan birinin kalması ve ötekinin gitmesi gerekiyor. Yani beyazla siyahın bir arada yaşaması mümkün değil demek istiyor. Bu iki ırkın yeri yurdu birbirinden ayrı olması gerekiyor, çünkü bir arada yaşamaları mümkün olmuyor.

Derick biri siyahi basketbol takımının kaptanı olan ve arabasını çalmak istiyen iki siyahiyi öldürdükten sonra hapse atılıyor. Sizin için seçtiğimiz ikinci sahne filmin 77. Dakikasında başlıyor.

Bu sahnede Derick hapishanede bir siyahi ile birlikte mahkumların çarşaflarını topluyor. Derick bu işi öfke ve hoşnutsuzlukla ve düzensiz yapıyor. Ancak Derick’in bu davranışı yanındaki siyahi mahkumu öfkelendiriyor. Siyahi mahkum Derick’e bir kaç tavsiyede bulunuyor, fakat Derick onun sözlerini dinlemiyor. Siyahi mahkum çarşaflardan biriyle kendisi için Ku Klux Klan’ların şapkasına benzer  bir şapka yapıyor.

Siyahi mahkum alaylı bir şekilde Derick’e şöyle diyor: Peki, demek ki yapmak istediğimiz şey, bazılarından nefret etmek. Yani bu iş, bu yapmak istediğimiz iştir, bir avuç siyahiden nefret edelim, yani işimiz bazılarından nefret etmektir. Ben bir siyahinin ne olduğunu bilmiyorum, ama ondan nefret etmek istiyorum. Benim amcaoğlum şu anda hapiste, kafasını karıştıran bir siyahi ile birlikte çalışıyor.

Derick gerçi bir şey demiyor, ama tebessümü, siyahinin bu oyunu onu etkilediğini gösteriyor. Derick çarşafları önceki halinin aksine bu kez sakin ve düzenli bir şekilde topluyor. Siyahi mahkum şöyle diyor: Bak, doğrusu bu işte, iyi ve rahat, şimdi sakin sakin herkes kendi işini yapabilir.

Bu sahnede de bir önceki anlatılan sahnede olduğu gibi siyah beyaz görüntü, siyahilerle beyazların arasında bir sınır olduğunu gösteriyor. Yine bu sahnede Derick beyaz ve siyahi mahkum da siyah elbise giymiş. Sanki Amerikalı gençler birbirini adları ile değil de, renkleri ile tanıyor. Kameranın çektiği görüntüler bu beyazlığı ve siyahlığı hapishanenin demir parmaklıklarının ardında gösteriyor. Bu çerçeve, Amerika’da ırkçı nefretin adeta bir hapishane gibi gençlere davrandığını ve onların hür düşünmelerine mani olduğunu telkin etmeye çalışıyor. Fakat bu sahnede siyahi mahkum beyaz Derick ile irtibat ve arkadaşlık kurmak için çaba harcıyor. Derick de gerçi siyahi mahkumun sevgisine karşı direniyor, ama yine de bağnazlık duvarını aşmak için bir bahane arıyor. Nitekim Derick siyahi adamın mizah anlayışından sonra kör bağnazlığından el çekiyor ve onunla arkadaş oluyor.

Amerika’nın meçhul tarihi adlı filmde siyahiler ve beyazlar için gösterilen özellikler ister bireysel ister toplumsal düzeyde olsun sabit değildir. Yani eğer örneğin bireysel alanda sevgi, mantık, sabır ve düzen gibi özellikler bir sahnede siyahilerin özelliğiymiş gibi gösteriliyorsa, aynı özellikler bir başka sahnede beyazların özelliği gibi gösteriliyor. Sosyal alanda da katılımcılık, uygarlık, yapıcılık gibi özellikler ve yine bu özelliklerin tam karşıtı yani katılımcılıktan kaçış, bedevilik ve yıkıcı olmak gibi özellikler filmin çeşitli sahnelerinde beyazların arasında gidip geliyor.

Filmde basit işlerde çalışan siyahilerin yanında öğretmen ve doktora derecesini kazanan siyahiler de yer alıyor.

Geçen bölümlerde irdelediğimiz Tahmin et kim akşam yemeğine geliyor adlı eserde ırk ve renk meseleleri bireysel düzeyde gündeme geliyordu. Bu filmde siyahilerle beyazların arasında ilişki tabusunun kırılması bireysel ve nihayetinde aile düzeyinde söz konusuydu, fakat Amerika’nın meçhul tarihi adlı filmde ırk ve renk meselesi daha genel bir düzeyde, yani mahallede ve toplumda gündeme geliyor ve bu ölümcül nefretten kaçış yolu arıyor. Burada siyahi insan bir yabancı ve ecnebi unsur olarak varlığını sürdürüyor ve bu düşüncenin sıkıntı yarattığı bu kez toplum düzeyinde ele alınıyor. Bu filmin ırkçılık bakımından irdelenmesi bizi ırkçılığın ne kadar yıkıcı ve ölümcül olabileceği düşüncesine yönlendiriyor. Yani siyahi ve beyaz, bakışları ve davranışlarının yanlışlığı yüzünden dostluk noktasına ulaşamıyor ve bu noktaya ulaşabilmek için bu tarzda düşünmeyi ve davranmayı bir kenara bırakmaları gerekiyor. Derick’in babasından miras olarak aldığı bağnazlık sonunda ailesinin dağılmasına yol açıyor ve Derick hapse atılırken, kardeşi Deny’yi de ölüme götürüyor.

Amerika’nın meçhul tarihi adlı bu film, bundan önce ele aldığımız eserlere nazaran sadece siyahileri Amerikan toplumunda ırkçı nefretten sorumlu tutmuyor ve biraz insaflı davranarak her iki ırkın yanlış düşündüğünü ve yanlış davrandığını söylemeye çalışıyor. Bu yanlış düşünce ise her iki tarafın geçmişlerine dayanıyor. Derick sonunda hapishanede beyazlardan gördüğü şiddet ve siyahilerde gördüğü şefkatin ardından yanlış düşündüğünü anlıyor ve bağnazlıktan el çekiyor, gerçi bu yolda ağır bedeller ödüyor, nitekim Derick’ın annesi depresyon yüzünden sigara bağımlısı oluyor ve filmin sonunda küçük kardeşi Deny okulda bir siyahi genç tarafından öldürülüyor ve tüm bunlar Amerika’da ırkçı nefretin devam ettiğini gösteriyor.

1915 yapımı Bir milletin doğuşu ve 1927 yapımı Tom amcanın kulübesi adlı filmlerde beyazlar siyahileri mutlak surette musallattı. 1949 yapımı Pinky adlı filmde beyazların sultası zayıfladı ve 1967 yapımı Tahmin et kim akşam yemeğine geliyor adlı filmde siyahiler de bir nebze olsun güçlü konumda gösterildi. 1998 yapımı Amerika’nın meçhul tarihi adlı filmde ise beyazların üstünlüğü şiddetle geriyor ve artık beyazların siyahilere üstünlüğü yeterli olmuyor ve fenalık getiriyor. Amerika’da beyazlarla siyahilerin arasında dostluk için bir köprü bulmak gerekiyor. Buna göre Hollywood dünyasının gelecek filmlerinde beyazların siyahilere üstünlüğü değişken bir hal alması ve sahneden sahneye ve sekanstan sekansa değişmesi bekleniyor.