Aralık 01, 2017 17:35 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde geçen bölümün devamında Amerikalı ünlü siyahi futbolcu Michael Oher’in hayatını anlatan Kör Nokta adlı eseri gözden geçirmeye devam edeceğiz. Bunun için de bu filmden iki sahneyi seçtik.

Geçen bölümde anlatıldığı üzere, Michael Oher ailevi şartlarının uygun olmaması ve Amerikan toplumunda siyahilere yönelik ayrımcılık yüzünden çocukluk çağında yeterli ve gerekli düzen ve disiplinli bir yaşamdan yoksundu, ta ki Tuohy adlı müreffeh bir aile ile tanışıyor. Michael bu ailenin destekleri ile fiziksel yeteneklerini değerlendirmeye başlıyor ve zamanla ünlü bir futbolcu oluyor ve 2008 yılında da Amerikan futbolunun en iyi oyuncusu olarak büyük servete kavuşuyor.

Ailenin annesi Leigh Anne Tuohy ve yine ailenin babası Sean Tuohy, Michael’e bir araba satın alıyorlar. Kör nokta adlı filmin 66. Dakikasında başlayan sahnede Michael ve ailenin oğlu SJ Tuohy bu arabayı kullanıyor, fakat ikisinin yaramazlığı ve dikkatsizliği yüzünden kaza geçiriyorlar. Polis durumu Leigh Anne Tuohy’ye bildiriyor ve o da hızla kaza yerine geliyor. Burada yaşanan diyalog şöyle:

Müfettiş polis şöyle diyor: bayan, biz kaza yerini inceledik.

Leigh Anne şöyle diyor: onlar benim çocuklarım.

Bunun üzerine Leigh Anne apar topar çocuklara doğru gidiyor ve ilk olarak Michael’i görüyor ve şöyle diyor: Michael, sen iyi misin?

Michael şöyle diyor: sen git SJ’ye yardım et.

Leigh Anne oğlu SJ’ye doğru gidiyor.

SJ annesine şöyle diyor: sence şu kan benim elbisemden mı çıktı?

Leigh Anne şaka ile şöyle diyor: evet bence bu kan senin elbisenden akmış.

O sırada polis memuru şöyle diyor: bayan, hava yastığı saatte 200 mil hızla açılır. Sizin oğlunuz ön sandalyede oturmak için çok genç.

Leigh Anne şöyle diyor: neyse ki o iyi şimdi, değil mi?

Polis memuru şöyle diyor: dudağı çatlamış, yüzü de morarmış. Genellikle onun yaşında birine hava yastığı çarparsa yüzü ve boynu kırılır. Bundan daha beter de olabilirdi. Güya hava yastığı ona doğru açılmış da ardından yön değiştirmiş. Sanki bir şey aniden önüne atlamış, ya da bunun gibi bir şey, oğlunuz çok ama çok şanslıymış bayan.

O sırada Leigh Anne Michael’in yanına gidiyor. Michael başını öne eğmiş, utanıyor. Kamera yakın çekimde her ikisini de çerçevenin içine alıyor.

Leigh Anne şöyle diyor: SJ iyi... hey Michael, bu olay herkesin başına gelebilirdi, tamam mı? Bu senin suçun değil. Yavrum, bana baksannna...

Michael elini yüzünden ayırıyor ve o sırada masum yüzünü görüyoruz. Leigh Anne Michael’in yaralı elini görüyor.

Leigh Anne soruyor: Michael, koluna ne oldu?

Michael şöyle diyor: hava yastığının önünü ben tuttum.

Bu sahnede Leigh Anne, neden hava yastığı SJ’ye çarpmadığını ve boynunu kırmadığını anlıyor, zira Michael kolu ile bu olayı önlemiştir. Bu sahnenin yorumunda, siyahi Michael’in bir kurtarıcı misali beyaz SJ’nin hayatını kurtardığı söylenebilir.

Leigh Anne Tuohy siyahi Michael'i suçlu görmüyor ve trafik kazası tüm insanların başına gelebilecek doğal bir hadise olduğunu söylüyor. Film bu sahnede siyahi ve beyazı birbirinin dostu ve destekçisi olarak gösteriyor. Filmin yönetmeni de Leigh Anne, Michael ve SJ’nin samimiyetini göstermek için iki kişilik sahnelerde yakın çekimle siyahla beyazın samimiyetini daha iyi göstermeye ve üzerine vurgu yapmaya çalışıyor.

Kör nokta adlı filmin 120. Dakikasında başlayan bir başka sahnesinde Michael, Leigh Anne ve Sean’ın yardımı ile Olemis üniversitesinde kayıt yaptırıyor. Tuohy ailesi ve Michael’in özel öğretmeni bayan Sou, Michael’in üniversitede kaydını yaptırarak Memfis’e dönüyorlar. Dönüş yolunda Leigh Anne kendi kafasında bir macerayı gözden geçiriyor. Macerayı gözden geçirmenin arasında bu macera ile ilgili bir gazetenin yayımladığı görüntüler ve öldürülen siyahi bir çocuk ve Michael görünüyor.

Leigh Anne kendi kendine şöyle diyor: ben bir kaç gün önce gazetede siyahi bir çocuk hakkında bir öykü okudum, babası yoktu ve bir esirgeme kurumunda gözetim altındaydı. Çocuk bir kavgada serserilerce öldürüldü. Konunun son paragrafında o çocuğun fevkelade spor yeteneklerinden söz edilmişti. Oysa yaşamı ne kadar farklı olurdu, eğer başkalarından geri kalmasaydı ve okulu bırakmasaydı, yaşamının yönü değişirdi. O 2 yaşındaydı. Öldürüldüğü gün doğum günüydü. O herhangi biri olabilirdi, benim oğlum Michael de olabilirdi, ama o değildi. Bence tanrı beni koruyor ki ona teşekkür edeyim.

Bu sahnede Michael ve öldürülen siyahi çocuğun görüntülerinin arasında gidip gelinmesi aslında eğer Michael de desteklenmeseydi, o suçlu çocuğun kaderine benzer bir kaderi yaşayabileceğine vurgu yapmak içindir.

Kör nokta adlı filmde yaşanan olaylar ve karakterlerin sergilediği davranışlar, siyahilerin öz itibarı ile kötü veya geri zekalı veya yeteneksiz olmadıklarını ve ancak eşit olmayan sosyal, iktisadi ve siyasi şartlar siyahilerin yeteneklerini gün ışığına çıkarmalarına müsaade etmediğini vurguluyor.

Kör nokta adlı filmin esas kavramı da siyahilerin uygunsuz yaşam şartları, devletin, medeni kurumların ve vatandaşların onlara yeteri kadar destek vermemesi yüzünden suçlu konumuna düştükleri üzerinde duruyor. Yani filmin mesajı şu ki siyahiler öz itibarı ile kötü değildir ve sadece ilerlemeleri için toplumun şartları elverişli olmamaktadır, yoksa spor gibi alanlarda eşsiz yetenekleri vardır.

Öte yandan Kör nokta adlı filmde beyazların siyahilere karşı davranışlarında ikilem göze çarpıyor. Bu ikilem, siyahileri benimsemek veya benimsememektir ki sonunda bir siyahinin bir ailenin üyesi ve bir üniversite öğrencisi olarak kabul edilmesi ile sonuçlanıyor.

Michael’in uygunsuz durumu, yoksul mahallelerde büyüyen diğer bir çok siyahi çocuk gibi, yoksulluğu ve evsiz barksızlığının sonucu olarak gösteriliyor ve siyahilerin sırf deri rengi ve ırkı yüzünden suçlu sayılamayacakları vurgulanıyor.

Gerçekte burada yaygın kalıplaşmış düşüncelerin aksine siyahilerin geri kalmışlığının sebebi, bu insanların zati özelliklerinden değil de toplumda hakim olan sosyal ve iktisadi eşitsizlik ve eğitimden mahrum bırakılmaktan kaynaklandığı belirtiliyor. Sinema sosyolojisi açısından alınacak sonuç ise şu ki eğer Amerika’nın eğitim sistemi yoksul mahallelerde büyüyen siyahi çocuklar için güdümlü bir eğitim programı uygulayacak olursa bu insanların çeşitli maharetleri ve teknikleri öğrenecek büyük potansiyeli vardır.

Hollywood’da Siyahiler başlıklı sohbetimiz boyunca ele aldığımız tüm eserlerin aksine Kör nokta adlı eserde beyazlarla siyahilerin arasında şiddetli bir sürtüşme yoktur ve hiç biri de ötekini dışlama peşinde değildir, bilakis birbirini benimsemeye ve dost olmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır.

Leigh Anne ve ailesi Michael’i kendilerinden uzaklaştırmak istemiyor, bilakis onu ailenin içine almaya çalışıyor. Nitekim gözden geçirdiğimiz sahnelerden anlaşıldığı üzere Kör nokta adlı eserin siyahilerle beyazları birbirinden ayırt etme anlayışının tam tersi istikametinde hareket ediyor. Eser siyahla beyaz arasında sınır çizmenin anlamsız olduğunu adım adım göstermeye çalışıyor. Bu sınırlar hatta tahmin et kim akşam yemeğine geliyor veya Amerika’nın meçhul tarihi adlı eserlere kıyasla birbirine daha çok yaklaştığı anlaşılıyor ve esasen Tuohy ailesi ile Michael arasında hiç bir sınır kalmıyor ve Michael, Tuohy ailesinin bir üyesi oluyor.

Kör nokta adlı filmin esas karakteri Michael gerçi okuma yazması zayıftır ve üniversite derslerini anlamakta zorluk çekmektedir, fakat Amerikan futbolunda müthiş bir yeteneğe sahiptir. Michael ayrıca mihriban, fedakar ve güvenilir kişiliği ile ön plana çıkıyor. Gerçekte Michael Tuohy ailesi ve Amerikan futbolunun kör noktasını aydınlatan nesnedir. Gerçi bu filmde kullanılan şifreler de siyahiler için yeni bir kalıp şekillenmekte olduğunu gösteriyor. Buna göre siyahiler sporda yetenekli ve bilim ve eğitimde pek fazla yetenekli değildir. Bir başka ifade ile siyahileri fiziksel işlerde güçlü ama bilimsel konularda zayıf göstermek, Hollywood dünyasının yeni kalıbıdır. Hollywood dünyasının bu yeni kalıbında siyahiler bilim ehli olmayan ve sırf Amerikan futbolu, rogbi, voleybol, basebol vesaire sporlarda büyük kapasiteye sahip olan insanlar olarak tanıtılıyor.