Mart 27, 2016 16:03 Europe/Istanbul

İslam dininde ve Allah resulü (sav) ve ehli beyt (sa) fertleri siyerinde sürekli ulema ve bilginlere saygıya vurgu yapılmıştır.

Yüce Allah Hz. Musa (sa) ve Hz. Hızır (sa) öyküsünü beyan ederek öğretmenlere pratikte saygıyı en iyi şekilde ortaya koymuştur. Kehf suresinin 66. Ayetinde Hz. Musa Hz. Hızır'dan şöyle soruyor: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? Aynı surenin 69. Ayetinde Hz. Hızır'dan cevap alamayan Hz. Musa bu kez şöyle diyor: İnşaallah, sen beni sabreder bulacaksın. Senin emrine de karşı gelmem. Bu iki kısa cümlede Hz. Musa'nın talim ve terbiye ve öğretmen konusunda nasıl davranılması gerektiğini beyan ediyor. Gerçi Hz. Musa ululazm peygamberlerden biriydi, ancak bu mevkii hiç bir zaman talebenin hocasına karşı göstermesi gereken edep ve saygıya mani olmadı. Hz. Musa kendisine hocasına tabi bir talebe olarak tanıtıyor ve Hz. Hızır'dan peşinden gitmek üzere icazet istiyor. Bu talep talebenin hocasına karşı tevazu derecesini gösteriyor. Gerçekte her hangi bir insan hocalık mevkiine yerleşince ona gösterilecek saygı da kat kat artar. İmam Ali (sa) bir vecizesinde şöyle buyurur: Bir talebe bir meclise girdiğinde o mecliste hocasını görürse, herkese selam vermesi gerekir, ancak hocasına ayrı bir selam vermesi ve saygı göstermesi gerekir. İmam Ali (sa) bir başka yerde de şöyle buyurur: Oturduğun yerden baban ve hocan için ayağa kalkarak dur, hatta hükümdar olsan bile. Hocaya gösterilecek saygı ve tevazu o kadar önemlidir ki İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Eğer biri bir başkasına bir mesele öğretir veya bir ilimden bir söz öğretirse, onun maliki olur. Allah resulünün (sav) bu tabiri belki de kafalarda yoksa talebi köle gibi pazarlanabilir mi, sorusunu oluşturabilir. Allah resulü (sav) şöyle devam eder: Ona emir verebilir veya her hangi bir işten men edebilir. Yani köleler sahiplerinin emirlerini dinlediği gibi talebelerin de alim ve muttaki hocalarının emirlerine uymaları gerekir. Sabır, talim ve terbiyenin bir başka adabıdır. Hocanın ikazlarını benimsemek ve talebesine karşı sert ve kesin tavırla davranmasına sabırlı olmak, talebeliğin en önemli adabıdır. Bu durum Hz. Hızır ve Hz. Musa öyküsünde en işi şekilde beyan edilmiştir. Zor şartlarda bilim öğrenmeye karşı sabırlı olmayan kimse, bilim öğrenmekte hocasını izlemekten geri kalabilir. İşte bu yüzden talebeler hocalarından bilim öğrenirken çok sabırlı olmaları ve bilim öğrenmede acele etmekten kaçınması ve hemen her şeyi öğrenmeyi beklememesi ve eğitim sürecini sonuna kadar tamamlaması gerekir. Nitekim Hz. Hızır da Hz. Musa'ya eğitim verirken ona sabırlı olmayı ikaz etmiştir. Bilim öğrenmenin bir başka püf noktası, talebini hocanın huzurunda sessiz olmasıdır. Talebe hocasının huzurunda susmalı ve pürdikkat hocasını iyice dinlemeli ve söylediklerini anlamalıdır. Bu konuda İmam Ali (sa) şöyle buyurur: Hocanın huzurunda bulunduğun vakit, konuşmaktan ziyade dinlemek için hırslı ol. Bazı insanlar büyüklerin ve alimlerin meclisine katıldığında, sürekli konuşmaya ve bilgili olduklarını göstermeye çalışır. Ancak Hz. Ali talebelere hocanın huzurunda daha çok onun sözlerini dinlemelerini tavsiye ediyor. Çünkü gerçekte fırsat çok azdır, o zaman iyice dinlemek ve öğrenmek gerekir. Bazı insanlar ise sadece iyi konuşmayı ve nutuk atmayı öğrenmek gerektiğini düşünür, oysa iyi dinlemek de öğrenilmesi gereken bir yetenektir. İyi dinlemek ve iyi öğrenmek, hocanın huzurunda uyulması gereken ilkelerdir ve iyi dinlemek aslında hocanın hakkını eda etmektir. İmam Ali (sa) iyi dinlemenin yolunu şöyle beyan ediyor: Hoca konuştuğu vakit, sözünü kesme ve bu, ilim öğrenmenin adabı ve hocanın hakkını eda etmenin yoludur. İmam Sadık (sa) babası İmam Bagır'dan (sa) naklen şöyle anlatır: Bir gün adamın biri Allah resulünün (sav) huzuruna çıktı ve şöyle arz etti: Alemde her şeyin hukuk ve kuralları söz konusudur. Sizde ilmin hakkı nedir? Allah resulü (sav) şöyle karşılık verir: İkinci hak, anlatılan ilmi iyi dinlemendir. Adam tekrar sorar: dinledikten sonra ne yapmalıyım? Allah resulü (sav) şöyle buyurur: anlatılan konuyu iyi ezberlemeli ve öğrenmelisin. Adam yine sorar: sonra ne yapmalıyım? Resulullah (sav) şöyle buyurur: daha sonra öğrendiklerine amel et. Adam tekrar sorar: amel ettikten sonra ne yapmalıyım? Resulullah efendimiz (sav) şöyle buyurur: başkalarına öğret. 015