Hidayet hadisi - 13
Bilindiği üzere ehli sünnet ve şii hadislerinde yer alan rivayetlerde bidat’in büyük ve aşikar bir gün olduğu ve müslümanların kesinlikle bu amelden uzak durmaları gerektiği belirtilmiştir.
Bugünkü sohbetimizde bidatle ilgili hadisleri gözden geçirmek istiyoruz. Bidat, yenilikçilik ve bundan önce var olmayan bir şeyi gündeme getirme anlamına gelir. Şer’i açıdan ise bidat, Kur'an-ı Kerim ve sünnette kökü olmadığı halde dinde yeni yeni ortaya çıkan durumdur. İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: Bidat ehli olanlar, sayıları fazla olsa bile, Allah’ın emirlerine, kitabına ve peygamberine karşı çıkan ve kendi nefsani heves ve isteklerine göre hareket edenlerdir. İslam peygamberi (sav) sözü edilen hadiste, bidatin en önemli sebebini insanların hevesleri ve nefsani istekleri şeklinde beyan ediyor. Gerçekte dini gayri meşru emelleri yolunda bir engel gibi gören fakat din ile doğrudan mücadele edemeyen sapkın ve imansız insanlar kendi heves ve nefsani isteklerini din kisvesinde ve dinden yeni bir yorum şekilde sunmaya çalışır. Örneğin Muaviye bidati ile İslami hükümeti, miras yolu ile el değiştiren saltanat düzenine çevirdi ve eski şahların gelenek ve göreneklerini ihya etti ve şarapçı ve ayyaş oğlu Yezid’i kendi halefi olarak seçti. Oysa bu amel ilahi emirlere, Kur'an-ı Kerim tealimi ve Allah resulünün (sav) sünnetine tamamen aykırıydı. Bidatin İslamî toplum için çok tehlikeli ve çok kötü tesir ve sonuçları söz konusudur. Bidat, İslam’ın asil kültürünü değiştirir ve iyi sünnetlerin yok olmasına yol açar. İmam Ali (sa) hiç bir şey bidat kadar yıkıcı olmadığını buyurmuştur. Bu yüzden İslam dininde bidat ve bidate sebep olan insanlar en sert biçimde tenkit edilmiştir. İmam Bagır (as) şöyle buyurur: Bidat ve Allah’a iftira atan batıl sözlere boyun eğenlerin dini yoktur. İslam peygamberi (sav) ise şöyle buyurur: her bidat sapkınlık ve her sapkınlık, ateşe uzanan bir yoldur. İslam peygamberi (sav) kendi ümmetini bidat girdabından kurtarmak için ehli beytine (sa) eşlik edilmesini tavsiye etmiş ve Ehli Beyt (sa) fertlerini Kur'an-ı Kerim’in benzeri olarak tanıtmıştır. Allah resulü (sav) şöyle buyurur: Ben aranızda iki değerli emaneti miras bırakıyorum ki eğer bu ikisine sarılırsanız asla sapmazsınız. Bunlardan biri Allah’ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve diğeri itretimdir. Bu iki emanet Kevser havuzu başında bana gelinceye dek bir birinden ayrılmaz. İslam peygamberi (sav) bir başka hadiste ehli beytin (sa) kendisinden sonra sünneti savunma ve bidatlerle mücadele konusunda şöyle buyurur: Benden sonra sizin imanınıza zarar verecek her bidate karşı benim hanedanımdan bir hami belirlenmiştir ki görevi imanı savunmak ve hakkı aşikar ve aydınlatmak ve komplocuların komplolarını etkisiz hale getirmektir. Allah resulünün (sav) bidat ile mücadele için ikinci adımı, ümmetin gerçek alimlerini hakikatleri aşikar etmek ve o hazretin gerçek sünnetini halka beyan etmekle görevlendirilmesidir. Nitekim İslam peygamberinden (sav) bir hadiste şöyle okumaktayız: Ne zaman ümmetimin arasında bidatler belirmeye başlarsa, alim ilmini aşikar etmelidir. O zaman eğer böyle yapmazsa, Allah’ın laneti onun üzerine olsun. Öte yandan sıradan insanlar da bidat eden insanlarla oturup kalkmaktan, onlara saygı göstermekten ve her türlü işbirliği yapmaktan kaçınmaları ve onlara verecekleri mantıklı ve sert tepkilerle bu zümreyi toplumdan dışlamaları gerekir, çünkü Allah resulü (sav) şöyle buyurmuştur: Kim bidat edenleri hor görürse Allah kıyamet günü onu korur. İnsanları fıtri olarak din ve mezhebe ilgi duyar. Bu yüzden bir çok çıkarcı ve hilekar insan dünyevi saikler ve insanları dolandırmak amacıyla düşüncelerini din ve mezhep adına başkalarına dayatır. Yüce Allah Bakara suresinin 79. Ayetinde ise şöyle buyurur: Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların! Bu yüzden insanlar bidat içeren kitaplara, makalelere ve sözler dikkat etmeleri ve her âlime inanmamaları gerekir. Çünkü gerçi tarih boyunca her bidatten o bidati gündeme getiren sorumludur, fakat kim o bidati izleyecek olursa o da bu günaha ortak olur ve cezalandırılmayı hak eder. Nitekim Allah resulü (sav) şöyle buyurur: Kim bidat eden kimseye saygı gösterirse, İslam’ın yok olmasına yardım etmiş olur. 015