Ocak 29, 2018 18:57 Europe/Istanbul

Geçtiğimiz hafta Türkiye - Suriye sınırında hararetli gelişmelerin yaşanması Türkiye'nin ABD'ye karşı misilleme politikasını gündeme getirdi.

Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Kısa süre içinde Afrin ve Münbiç'ten başlayarak Suriye'deki terör yuvalarını da birer birer yok edeceğiz. Buna ne müttefikimiz görünüp bizi sırtımızdan vuranlar mani olabilir ne de siyasetçi görünen marjinaller mani olabilir. " açıklamasında bulundu.

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısı sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada olası bir Afrin operasyonunun 'Suriyeli muhalif gruplarla yapılacağını' söyledi ve "Türkiye'ye gönül vermiş muhalifler bu operasyona katılacaktır. Onlar için veriliyor bu mücadele. Biz onlara, topraklarına sahip çıkmaları için, bu kardeşlerimize orada yardımcı oluyoruz" dedi.

ABD'nin Suriye sınırında 'Sınır Güvenlik Gücü' kurma çabasına tekrar tepki gösteren Erdoğan, Şam yönetiminin de buna sıcak bakmadığını söyledi.

Evet, demin de ifade edildiği üzere Türkiye yönetimi küresel güçlerin tutumuna misilleme yapma politikasını gündeminde tutmaya devam ediyor. Bu çerçevede Türkiye cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Amerika yönetiminin Suriye ve Türkiye’nin ortak sınırına Suriyeli Kürt milisleri yerleştirme ve bu güçleri takviye etme kararına gösterdiği tepkide, Ankara yönetimi de Suriye’deki askeri birliklerini takviye edeceğini açıkladı. Gerçekte Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son bir kaç yılda Avrupa birliği-AB ve Rusya gibi küresel güçlere karşı misilleme politikası şimdiye kadar hiç bir sonucu olmadığı gibi, sürekli Türkiye’nin uzun vadeli milli çıkarlarına zarar vermiştir. Nitekim bu maziden hareketle şimdi de Ankara yönetiminin Washington yönetiminin Suriye topraklarındaki hareketlerine karşı misillemede bulunması, Erdoğan’ın istediği ve Türkiye için uygun olacak sonuçlara ulaşamayacağını ifade ediliyor.

******

Türkiye Vatan partisi lideri Doğu Perinçek Ankara’da yaptığı açıklamada, Türkiye yönetiminin bir an önce Suriye yönetimi ile ilişkilerine yeniden başlaması gerektiğini vurguladı.Vatan partisi lideri Perinçek ayrıca Ankara yönetiminin Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve başında bulunduğu Şam yönetimi ile düşmanlığını sürdürmemesi gerektiğini ve derhal Şam yönetimi ile işbirliğine başlaması zaruretini kaydetti.

Halk TV’nin canlı programında konuşan Vatan partisi lideri Perinçek Türkiye ordusunun Suriye’nin Afrin kentine yönelik özel operasyonuna temas ederek, Amerikalıların Suriyeli muhalif Kürtlerle tam işbirliği yaparak onları desteklediklerini, Amerika'nın Suriye topraklarında işgalci güç olarak tanındığını ifade etti.Perinçek’in belirttiğine göre, TSK Suriye’nin Afrin kentinde PKK güçleri ve yine PYD güçlerinin mevzilerini top ateşine tutmakla beraber aslında Amerika ile askeri açıdan karşı karşıya gelmeye başladığını ve bu yüzden Ankara devlet adamlarının en başta Suriye devleti ile düşmanlığı bir kenara bırakması ve Afrin’de çöreklenen teröristlere karşı açtığı savaş cephesini takviye etmek için Şam yönetimi ile işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.

Şimdi Türkiye içinde milletvekilleri ile ilgili yapılan hukuki süreci ve buna karşı gelen tepkilere bakacağız.

Geçen hafta AKP iktidarının muhalefet partilere karşı izlediği politikaların devamında HDP’nin beşinci milletvekili Leyla Zana da Türkiye Büyük Millet Meclisinden ihraç edildi.

Türkiye büyük millet meclisinde Ağrı halkını, Halkın Demokrasi Partisi HDP’den temsil eden Leyla Zana, bu partinin meclisteki milletvekili grubundan ihraç edilen beşinci milletvekili oldu.

Ağrı halkının milletvekili Leyla Zana’nın milletvekilliğinden ihraç edilmesine gerekçe olarak Leyla Zana’nın sürekli devamsızlığı ve meclisin oturumlarına katılmaması ileri sürüldü.

Şimdi Ağrı milletvekili Leyla Zana’nın Türkiye meclisinden ihraç edilmesinden sonra Halkın Demokrasi Partisi HDP’nin meclisteki milletvekili sayısı 53’e geriledi. Öte yandan son bir yılda meclisteki muhalif milletvekillerine yönelik başlatılan tutuklama operasyonları yüzünden HDP’li 10 kadar milletvekili de hapiste yatıyor.

Türkiye yönetimi 15 Temmuz 2016’da düzenlenen fakat başarısızlıkla sonuçlanan askeri darbenin ardından Türkiye meclisinde milletvekillerinin siyasi dokunulmazlık hakkını içeren kanunu feshetti ve bu gelişmenin hemen ardından bir çok milletvekili yargı tarafından çağrılarak sorgu altına alındı.

Ankara yönetiminin bu girişiminin ardından HDP’nin iki eşbaşkanı Salahaddin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ bu partinin 9 milletvekili ile birlikte geçen yılın sonbahar aylarından bu yana hapiste yatıyor.

Öte yandan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Enis Berberoğlu başta olmak üzere hiçbir milletvekilinin hapishanede olmasını istemiyoruz. Bu bir demokrasi ayıbıdır." dedi.

Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşü yaptıkları sırada Berberoğlu'nun hapishanede kitap yazdığını dile getirerek, "Biz yürürken, o yatarken kalbimiz aynı duygularla çarpıyordu. Türkiye'nin ve çocukların geleceği, ülkemizin onuru, demokrasimiz için hep birlikte mücadele ettik. İster yatalım ister yürüyelim, ister kavga edelim ister barışalım, bütün çıkarlar Türkiye'nin görkemli bir devlet olması içindir. Ağzımızdan bir söz, bir eleştiri, bir övgü çıkıyorsa bunun tek bir nedeni vardır, Türkiye'yi büyütmek, yüceltmek ve uluslararası arenada saygın bir konuma getirmek. Enis Berberoğlu başta olmak üzere hiçbir milletvekilinin hapishanede olmasını istemiyoruz. Bu bir demokrasi ayıbıdır. Onları hapishaneye koyan yargı sistemini de kınıyoruz." diye konuştu.

****

 

Geçen hafta AB'den sorumlu Bakan Ömer Çelik, Habertürk'te katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 5 Ocak'ta Paris'te yaptığı görüşmenin ardından gündeme gelen Türkiye ile AB arasında imtiyazlı ortaklık tartışmalarına ilişkin Çelik, Türkiye'nin imtiyazlı ortaklık konusunda net olduğunun altını çizdi.  

Çelik, "Türkiye herhangi bir imtiyazlı ortaklık konusunu kabul etmeyecek" ifadesini kullandı. 

Ömer Çelik ayrıca  Almanya’daki koalisyon ön görüşmelerinde Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat Parti'nin Türkiye ile yeni bir fasıl açılmaması konusunda mutabık kalmasını sert sözlerle eleştirdi. Çelik, mutabakat metninde yer alan "Türkiye ile yeni fasıl açılmayacak ve açılan fasıl kapanmayacak. Türkiye'ye vize serbestisi verilmeyecek ve Gümrük Birliği genişletilmeyecek" şeklindeki maddeyi‚ ''Almanya’nın Avusturyalaşması'' olarak değerlendirdi.

AB Bakanı, ''Asıl bu mantığı savunan, Türkiye ile müzakereler kesilsin diyen Avusturya’dır. Normalde Almanya'nın Avusturya'nın önüne vizyon koyması gerekirken Almanya, Avusturya'nın vizyonsuzluğunun peşinden sürüklenmiş oluyor bu cümleyle birlikte'' şeklinde konuştu.