İmam Hüseyin -s- ayı Muharrem - 7
(last modified Thu, 19 Aug 2021 16:27:24 GMT )
Ağustos 19, 2021 19:27 Europe/Istanbul
  • İmam Hüseyin -s- ayı Muharrem - 7

Evet değerli dostlar, Muharrem ayının yedinci gününde huzurlarınızdayız. Bir kez daha İmam Hüseyin -s- ve vefakar arkadaşlarının yürekleri yakan şehadeti dolayısıyla siz muvahhit insanlara ve o hazretin aşıklarına taziyelerimizi sunuyoruz.

İmam Hüseyin -s- tüm seçkin sıfatların abidesi ve ahlak ve davranış bakımından Hz. Muhammed’in -s- en mükemmel örneği ve tecellisidir. Bu seçkin ve büyük İmam’ın ahlaki siyeri ve davranışları, İslam Peygamberi’nin -s- elinde yetişen yüce ruhunu yansıtır. İmam’ın seçkin özellikleri, siyeri ve süluku Aşura kıyamının çeşitli sahnelerinde de tecelli etmiştir; nitekim tarih bu iddianın güçlü şahidi sayılır.

İmam Hüseyin’in -s- en seçkin özelliklerinden biri münacat ve ibadet aşkıdır. Allah tealaya ibadet etmek, terbiye bakımından özel tesirleri olduğu gibi insanı ruhi ve manevi açılardan da yüceltir. İbadet ve irfan, kulun ruhunu ilahi sonsuz güç ve mutlak erdeme bütünleştirir.

Yüce Allah Kur'an'ı Kerim’in Zariyat suresinin 17 ve 18.ayetlerinde seçkin kulları hakkında şöyle buyurur:

Geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.

İmam Hüseyin’in -s- Arefe duası da o hazretin irfan mertebesinin bir başka örneğidir. İmam yüce Allah’a şöyle arz eder:

Ey yüce Rabbim, seni kaybeden ne buldu ki? Ve seni bulan ne kaybetti? Senin yerine başkası ile yetinen kesinlikte ziyankardır ve sana yüz çeviren hüsrana uğrayacaktır

Aşura gününden bir gün önce olan Tausa günü akşam saatlerinde Ömer Saad saldırı emri verdi. İmam Hüseyin -s- Hz. Abbas’ı -s- Aşura gününe bağlanan geceye kadar zalimlerden mühlet almak ve savaşı yarın sabaha erteletmekle görevlendirdi. İmam Hüseyin -s- savaşı erteletmek istemesinin sebebini kardeşi Hz. Abbas’a -s- şöyle beyan etti:

Kardeşim Abbas, canım sana feda. Kalk ve ata bin, karşı tarafa geç ve yapabilirsen savaşı yarın sabaha ertele ve onları bu gece için bizden uzak tut. Belki bu gece Rabbimizin katına namaz, dua ve istiğfarda bulunabilelim. Rabbim benim sürekli O’nun için namaz kılmayı, Kur'an'ı Kerim tilavet etmeyi, çok dua okumayı ve katından mağfiret dilemeyi çok sevdiğimi iyi bilir.

İmam Hüseyin -s- namaz, dua, zikir ve ibadeti düşmandan bir gece olsa bile mühlet alacak ve Rabbine ibadet edecek kadar çok severdi, oysa düşmanın gayri meşru isteklerine karşı tüm salabeti ile durmuş ve boyun etmemişti.

Aslında İmam Hüseyin’in -s- söz ve amellerinde açıkça göze çarpan zulüm karşıtlığı ve direniş ruhu mübarek yaşamının son anına kadar belirgindi; öyle ki İmam Aşura günü sabahı, sabah namazını kıldıktan sonra arkadaşlarına hitaben bir konuşma yaptı ve onlara moral vermek istedi.

İmam Hüseyin -s- bu konuşmasında bir kez daha arkadaşlarına yüce hedeflerini açıkladı ve mücadele yolunda sarsılmaz iradesini bir kez daha beyan ederek onları da sabırlı olmaya ve direnmeye tavsiye etti. İmam konuşmasını şöyle noktaladı:

Dostlarım, Allah teala bugün benim ve sizin şehadetine rıza göstermiştir; o zaman direnin ve mücadeleye devam edin.

İmam Cafer Sadık’tan -s- İmam Hüseyin’in -s- aydınlatıcı ve hidayete erdiren bir İmam olduğunu açıkça ifade eden ünlü bir rivayet vardır. İmam Sadık -s- bu rivayette şöyle buyurmakta:

Fecr suresini vacip ve müstehap namazlarda okuyun; zira bu sure, Hüseyin bin Ali’nin suresidir ve kim bu sureyi okuyacak olursa kıyamet gününde Hüseyin bin Ali ile birlikte ve onun derecesi ile cennete girer.

Bu rivayette dikkat çeken nokta, Kur'an'ı Kerim sureleri arasında Fecr suresinin İmam Hüseyin’e -s- tahsis edilmiş olmasıdır. Emeviler Allah Resulü’nün -s- onca zorluklara katlanarak temelini attığı ilahi değerleri unutturmaya çalışmıştı, ancak Fecr sözcüğü aydınlık ve aklık anlamına geldiğinden, İmam Hüseyin -s- despot hükümdarların karanlık döneminde kendisini ve pak hanedanını feda ederek adeta şafak güneşi gibi parladı ve İslam ahkamından aydın bir görüntü sunarak insaniyet yolunu kıyamet gününe dek aydınlattı.

Züht ve fani dünyaya ilgisizlik, İmam Hüseyin’in -s- Kerbela’da sülukünün bir başka özelliğiydi. İmam Aşura sabahı kalbi ve sınırsız imanından kaynaklanan ifadelerle arkadaşlarına son kez şöyle hitap etti:

Ey şerefli insanlar, sabırlı olun ve bilin ki ölüm sadece sizi acılardan geçirerek ebedi ve geniş cennete götüren bir köprüdür. Kim bir zindandan bir köşke geçmek istemez? Oysa aynı ölüm düşmanlarınız için bir köşkten bir zindana ve bir işkence yerine intikal etmek gibidir. Babam Allah Resulü’nden -s- naklen bana şöyle buyurmuştu: Dünya müminin zindanı ve kafirin cennetidir ve ölüm, iman ehli olanları cennete ve küfür ehli olanları cennete ulaştıran bir köprüdür.

Müslümanların izzeti İslam Peygamberi’nin -s- tasarladığı ideal ve meşru nizamı benimsemektedir ve bu nizam, imamet nizamıdır. Dolayısıyla Yezid gibilerinin iktidarı ve sultası, ilahi ideal nizamla çelişmekte ve müminlerin zilleti anlamındaydı. Kendisi imamet nizamının temsilcisi ve başı olan İmam Hüseyin -s- İslam’ın ve Müslümanların izzetini istiyordu. İmam Yezid iktidarını ve sultasını zillet biliyor ve bu yüzden karşı çıkıyordu.

Kuşkusuz İmam Hüseyin’in tek amacı ilahi güç ve iradenin toplumda tecelli etmesiydi ve asla ilahi dini zayıflatacak bir şey yapmazdı. Bu yüzden hazret için geriye kalan tek yol, ya savaşmak, ya da zillete boyun eğip Yezid’e teslim olmaktı. Buna göre İmam Allah yolunda şehit olmayı zalim Yezid’e biat etmekten daha üstün gördü ve açıkça zillet bize yakışmaz, diye buyurdu.

İmam Hüseyin -s- o hassas ve kritik dönemin tamamında günün şartlarına göre İslam ilkelerini korumak üzere en iyi yolu seçti ve batıl ve nifak elebaşıları ile mücadeleyi tercih etti ve bu yılmaz ve onurlu çabaların meyvesi de hak tealanın rızasını kazandığı şehadetti. Bu yüzden İmam Fecr suresinin 27 ila 30. ayetlerinin tam mısdakıdır. Ayetler şöyle buyurmakta:

Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl, Ve cennetime gir.

Değerli dostlar bugünkü sohbetimizin süresinin sonuna geldik. Sizlere veda etmeden önce Aşura ziyaretinin çok meşhur bir bölümünü okumak istiyoruz: Ben sizinle barışta olan herkesle barışığım ve sizinle savaşan herkesle savaştayım; kıyamet gününe dek.

Gerçekten de her insan bu cümleleri söylemekle ilahi değerleri korumak için son nefesine ve kanının son damlasına kadar direnmeyi ve ebedi saadeti elde etmeyi öğrenmektedir.