Ekim 09, 2022 13:31 Europe/Istanbul
  • Avrupa’da islamofobinin yoğunlaşması- 1

2022'de İsveç'te yaşanan gelişmeler ve bazı Avrupa ülkelerindeki bazı grupların İslam'ın kutsallıklarını aşağılamaya yönelik İslam karşıtı eylemleri, İslamofobinin devam ettiğini ve bazı durumlarda İslam karşıtlığına dönüştüğünü gösteriyor.

İslamofobi terimi, İslam ve bir şeyden makul olmayan bir şekilde korkma veya nefret etme anlamına gelen fobi kelimelerinden oluşur. Sosyal sorunlar araştırmacısı Baumann, İslamofobiyi dinden, İslam'dan, Kuran'dan, İslam Peygamberinden ve Müslümanların kültüründen, yaşam tarzından, davranışsal ve ruhsal özelliklerinden patolojik bir korku olarak tanımlamıştır.

Avrupa'da İslamofobi yeni bir olgu değildir ve materyalist fikirlerin yenilgisinden sonra Avrupalıların İslam'a yöneldiği 20. yüzyıldan itibaren ortaya çıkmıştır. Avrupa'da İslamofobi yeni bir olgu değildir ve materyalist fikirlerin yenilgisinden sonra Avrupalıların İslam'a yöneldiği 20. yüzyıldan itibaren ortaya çıkmıştır. Batılı politikacılar ve devlet adamları, İslamofobiyi yaymak için Müslümanların İslam dinini siyasi, ekonomik ve sosyal hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak kullandıklarını ileri sürüyor ve bu nedenle Batı'nın siyasi ve güvenlik varlığına yönelik önemli bir tehdit olarak görülüyorlar. Bu doğrultuda  batı medyası da Müslümanlara ve İslam dinine yönelik olumsuz bir imaj sergilemekte, bu da batı toplumlarında İslamofobi olgusunun şiddetlenmesine neden olmaktadır.

 

Avrupa ülkelerindeki Müslüman nüfusun artması ve politikacıların bu bölgedeki İslamcılık dalgasından duyduğu endişe, onları İslamofobik ve İslam karşıtı politikalar benimsemeye yöneltmiştir. Mevcut genel bilgilere göre, beş milyon civarında Müslüman ile Fransa, dört milyondan fazla ile Almanya, yaklaşık üç milyon ile İngiltere, iki milyon ile İtalya ve bir milyon ile İspanya, en fazla Müslüman nüfusa sahip beş Avrupa ülkesidir. 20. yüzyılın 90'lı yıllarından itibaren Avrupa'da başlayan İslamofobi dalgası 11 Eylül olaylarıyla zirveye ulaştı. Öyle ki 1994-2004 yılları arasında Avrupa medyasında yayınlanan raporlar ve makalelerinde yapılan değerlendirmelerin bir çoğunda Müslümanlardan olumsuz bir tablo çizilerek onların batı kimliği ve değerlerine bir tehdit olduğu tanımlandı. Öte yandan, Avrupa'daki Müslümanlar ve ayrımcılık karşıtı gruplar, bu İslamofobik yaklaşımı her zaman kınayarak bunun kasıtlı olarak değerlendirmiştir.

Avrupa'da 6 tür İslamofobi vardır: olumsuz, olumlu, avam, bilimsel, yapısal ve örgütsel. Birinci türü olumsuz İslamofobi’dir. İranlı siyasi bilimler hocası Dr. Asger Ferhadi olumsuz İslamofobi hakkında şöyle yazıyor: Bu tür İslamcılık, İslam'ın çehresini çarpıtıp hedef toplumda Müslümanlara karşı nefret üretmek amacı ile aktif aktör tarafından ve dışarıdan üretilir.

Batı medyası ayrıca İslam hakkında yanlış ve sahte bilgiler yayarak, Vahabiler gibi aşırılık yanlısı grupların sapkın ve bidatçi eylemlerinin reklamını yapıyor.

Pozitif İslamofobi türü ise, temeli Müslümanların İslami içerik ve faaliyetleri içinde olmasına rağmen, aslında İslam'dan aşırı ve şiddet algısını yansıtır, bu da sonuçta Avrupa toplumlarındaki Müslümanların sosyal sermayesi üzerinde olumsuz bir etki bırakabilir.

İslamofobinin bir başka türü de bilimsel İslamofobidir ve amacı,  İslam'a kasten saldırmak, Müslümanlar arasında şüphe yaratmak ve başta Hristiyanlar olmak üzere diğer din ve mezheplerden İslam'a yönelmeyi engellemektir. Onlar siyasi, ekonomik, dini ve sömürgeci hedeflerinden dolayı, bu dinin mensuplarını, şiddet ile suçlayarak İslami ilkelerde şüphe ve tereddüt oluşturmaya çalışırlar. İran’da sosyal meseleler araştırmacısı olan Hosroşahi’ye göre, İslamofobiyi yayan medya ve siyasi çevreler, yalanlar üreterek nübüvvet sünnetini ve fıkhı ahkamın cahiliye dönemin gelenek ve âdetlerinden kaynaklandığı fikrini ortaya atmaktadır.

İslam’a karşı bu gibi propagandalar tamamen güdümlü ve sözde zekice ve Müslümanlara karşı nefret saçmak hedefi ile gerçekleşir.

Bir başka İslamofobi ise avam islamofobidir ve bu da İslam ve Müslümanlardan yanlış algı ve anlayışlardan kaynaklanıyor. Bazı yazar ve araştırmacılar, yeterince araştırmadan ve bazen amaçsızca, duygusal ve etkili ifadelerle popüler mesajlarda muhataplarını Müslümanlara karşı kışkırtmaktadır.

İslamofibi konusunda yapısal İslamofobi, resmi ve hükümet düzeyinde ortaya çıkan ve resmi partiler ve baskı grupları tarafından teşvik edilen ve yaygınlaştırılan en önemli ve etkili yaklaşımdır. İslamofobinin yayılmasında hükümetin ve resmi kurumların rolüyle ilgili olarak iki senaryo söz konusu olabilir.

İlk senaryo, hükümetin İslam ve Müslümanlarla örgütlü ve güdümlü bir şekilde karşı karşıya gelmesidir. Avrupa'da tesettürü yasaklayan veya Müslümanlara kısıtlama getiren veya şiddet uygulayan yasalar bu açıdan değerlendirilebilir.

İran’da siyasi meseleler uzmanı Hüseyni Faik’e göre devlet ve resmi yapılarda Müslümanlara şartlar dayatan bu duruma örgütlü İslamofobi denilmektedir.

İkinci senaryo, hükümetin Müslümanlara karşı açıkça yasa koymamasıdır fakat mevcut hükümet yapılanmalarının sonucu, Müslümanlara yönelik baskı ve ayrımcılıktır, fakat devlet kurum ve yapıları ise Müslümanların haklarını korumak ve güvence altına almak için gerekli düzenlemeleri yapmamaktadır.

Genel olarak, Müslüman azınlığa karşı dini, ırksal veya kültürel kökenleri nedeniyle uygun ve gerekli hizmetlerin sağlanmasında başarısızlık, yetersizlik ve örgütsel toplu kusur, yapısal İslamofobi olarak adlandırılır. Bunun sonucu da Müslümanlara karşı önyargı, ayrım ve haklarının çiğnenmesidir.

Örgütsel İslamofobi ise Avrupa’da devam eden İslamofobinin bir diğer tarzıdır. Avrupa'da İslam'a ve Müslümanlara karşı çıkan gruplar, örgütler, çeşitli birlik ve dernekler kurarak, medyayı kullanarak ve onların desteği ile Müslümanlara karşı büyük bir şebeke kurmayı başararak Avrupa'nın tümünde İslam'a karşı korkuyu yaymayı başardılar. Bu şebekeler genellikle Avrupa'daki sağcı gruplar ve hareketler tarafından yönlendirilerek yönetilmektedir. Siyaset ve medya çevreleriyle güçlü bir bağlantısı olan söz konusu şebekeler neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde faaliyet yürütüyorlar. Daha küçük şebekelerin her biri, diğer ülkelerdeki İslamofobik şebekelerle bağlantı kurmaya ve böylece İslam'a ve Müslümanlara karşı geniş çaplı olumsuz propaganda başlatmaya çalışıyor.

İngiliz Ulusal Partisi- BNP (British National Party), Cihat Karşıtı Hareket (Counter-Jihad Movement)  ve İngiliz Savunma Birliği-EDL (English Defense League) İngiltere’de en önemli İslamofobi ve İslam düşmanlığı şebekelerdendir. Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, İsveç ve diğer Avrupa ülkelerinde aşırı sağ hareketler İslam'a karşı güçlü bir şekilde faaliyet yürütüyorlar.

Görüldüğü gibi batıda İslamofobinin farklı türlerinin varlığı, batılı politikacıların ve hükümet yetkililerin, İslam'la temel sorunları olduğunu ve İslam'ın Avrupa'da yaygınlaşması korkuları nedeniyle İslam dinini ve Müslümanları çeşitli yöntemlerle zayıflatmaya çalıştıklarını göstermektedir.

Değerli dinleyiciler bugünkü sohbetimizi burada noktalarken gelecek sohbetimizde Avrupa’da İslamofobi dalgasını ele alacağız.

 

 

 

Etiketler