IŞİD’in dünyayı kana buladığı Ramazan ayı
Son yıllarda radikal ve terörist örgütlerin işlediği cinayetler incelendiğinde, teröristlerin özellikle Ramazan ayında özel eylemler düzenlendikleri anlaşılıyor.
Uzmanlar bu durumun teröristlerin dinden radikal tefsirlerinden kaynaklandığını belirtiyor. Nitekim son yıllarda her Ramazan ayında benzer kanlı eylemlerine şahit oluyoruz.
Tekfirci IŞİD terör örgütü ve kendini Halife ilan eden ve İslam Peygamberi’nin –s– halefi olduğunu iddia eden sözde lideri Resulullah’ın –s– tealimini hiç umursamadığı gibi kendine mübarek Ramazan ayında düşman saydığı insanlara en şiddetli biçimde saldırma hakkını da saklı tutuyor.
Bu yıl mübarek Ramazan ayı başlamadan yaklaşık bir hafta öncesinde tekfirci IŞİD terör örgütü taraftarlarından bu ayı dünya genelinde kafirlerin acı ve azap ayına çevirmelerini istedi. Ve bu talebin hemen ardından IŞİD dünyanın çeşitli bölgelerini, Amerika’nın Florida eyaletinden Filipinler’e kadar dört hafta boyunca kan gölüne çevirdi.
Tekfirci IŞİD terör örgütünün sözcüsü Ebu Muhammed Adnani 31 dakikalık ses kaydında örgüt taraftarlarından Ramazan ayında Amerika ve Avrupa’da saldırılara hazırlanmalarını istedi. Adnani, bu tür saldırıların Irak ve Suriye savaşından daha etkili olacağını söyledi. Tekfirci IŞİD terör örgütünün sözcüsü Adnani ses kaydında ayrıca örgüte bağlı teröristlerin moralini yükseltmeye da çalıştı. Adnani ses kaydında yahudilere ve hristiyanlara hitap ederek örgütün tüm dünyayı ele geçirme planlarından da söz etti. Adnani şöyle dedi: Ramazan ayı, cihat ve mücadele ayıdır. Bu ayı kafirler için bir faciaya dönüştürmek için hazırlıklı olun. Özellikle Amerika ve Avrupa’da Ramazan ayında saldırıları sürdürmek için hazırlıklı olun. Sizin kendi ülkenizin göbeğinde yapacağınız en ufak eylem, eğer bizim yanımızda olsaydınız, yapacaklarınızda daha iyidir.
Sözcü Adnani geçen yıl yine aynı günlerde sözde şehadet peşinde olan taraftarlarından Ramazan ayında yeni saldırılar düzenlemelerini istemişti.
Son verilere göre bu yıl Ramazan ayında dünya genelinde 800 insan tekfirci IŞİD terör örgütünün terör eylemleri yüzünden hayatını kaybetti, yani her gün yaklaşık 30 insan, kadın ve çocuk ve bu terör örgütünün sapkın düşüncelerini benimsemeyen müslümanlar örgütün hedefi oldu. Ramazan ayının ilk gününde IŞİD teröristleri Irak’ın Musul kentinde güneş doğmadan önce 65 kişiyi infaz etti veböylece bu yıl dünya genelinde kanlı bir Ramazan ayı yaşanacağının sinyalini verdi.
Ramazan ayının altıncı gününde Ömer Metin Amerika’nın Florida eyaletinin Orlando kentinde eşcinsellerin gittiği bir gece kulübünü basarak 49 kişiyi öldürdü. Bir gün sonra Fransa’da bir polis eşi ile birlikte Paris çevresinde bıçaklanarak öldürüldü.
Bu olayın hemen ardından İstanbul Atatürk havalimanı üç intihar eylemcisinin saldırısına uğradı. Üç terörist karşılarına çıkan herkesin üzerine ateş açtı ve en son üzerlerindeki patlayıcı maddeleri patlatarak İstanbul Atatürk havalimanını kan gölüne çevirdi. Bu saldırıda 44 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi hala hastanelerin özel bakım ünitelerinde yaşam mücadelesi veriyor.
Tekfirci IŞİD terör örgütüne bağlı teröristler Bangladeş’in başkenti Dakka’da bir lokantayı bastı. Raporlara göre teröristler burada aralarında hamile bir kadının da bulunduğu Kur'an'ı Kerim okuyamayan herkesin kafasını kesti. Bu saldırıda arkadaşlarını yalnız bırakmak istemeyen müslüman bir öğrenci de teröristlerce infaz edildi.
Bu yıl Ramazan ayında en çok kayıp veren ülke ise Irak oldu. Tekfirci IŞİD terör örgütü bu ülkede Irak ordusuna karşı uğradığı hezimetlerin intikamını almak için deflarca başkent Bağdat’ta terör saldırısı düzenledi. Bu saldırıların en barbarcası Pazar günü büyük bir alış veriş merkezinde gerçekleşti. Bu saldırıda 230 Iraklı vatandaş diri diri ateşin içinde yanarak can verdi. Ramazan bayramı arifesinde Karade’de düzenlenen kanlı saldırı tam da çarşı Iraklı vatandaşlarca dolup taştığı bir sırada gerçekleşti.
Suriye de Ramazan ayında tekfirci IŞİD terör örgütünün acımasızca infazlarına şahit oldu. IŞİD teröristleri Ramazan ayında örgütün elinden usanan ve kaçarak örgütün pençesinden kurtulmak isteyen Suriyeli vatandaşları yakalayarak infaz etti. İnsan hakları gözetleme örgütü IŞİD’in infaz ettiği Suriyeli vatandaşların sayısı, medyada yayımlanan sayılardan kat kat fazla olduğunu belirtiyor. Çünkü tekfirci örgüt Irak ve Suriye’de hatta oruç tutmayan insanları da acımasızca infaz ediyor.
Evet, biraz önce de belirtildiği üzere son yıllarda radikal ve terörist örgütlerin işlediği cinayetler incelendiğinde, teröristlerin özellikle Ramazan ayında özel eylemler düzenlendikleri anlaşılıyor. Uzmanlar bu durumun teröristlerin dinden radikal tefsirlerinden kaynaklandığını belirtiyor. Nitekim son yıllarda her Ramazan ayında benzer kanlı eylemlerine şahit oluyoruz. Örneğin geçen sese Kuveyt’te oruçlu müslümanlar Cuma günü şii müslümanlara ait olan bir camide Cuma namazına katıldıkları bir sırada tekfirci intihar eylemcisi üzerindeki patlayıcı maddeleri patlattı ve böylece 25 kişi şehit düştü ve onlarca kişi de yaralandı.
Fransa’da tekfirci IŞİD terör örgütünün bayrağını taşıyan silahli bir terörist Lion kentinde bir gaz fabrikasına saldırdı ve bir kişini kafasını kestikten sonra bir kaç kişiyi de yaraladı. Bir süre sonra da Tunus yönetimi silahlı bir teröristlerin Suse eyaletinde bir hotele düzenlediği baskında 37 kişiyi katlettiğini duyurdu.
2014 yılında Tunus’ta Ramazan ayının 18. Gününde bir kaç radikal unsur Şaanebi dağında pusu kurarak Tunus ordusuna bağlı devriyede 14 askeri öldürdü. Bu hadiseden bir yıl önce yine aynı bölgede ve yine Ramazan ayının 18. Gününde radikal unsurlar benzeri bir şekilde pusu kurarak 8 Tunuslu askeri öldürmüştü. Her iki saldırı ise İslam tarihinin ilk savaşı olan ve 17 Ramazan’da gerçekleşen Bedir savaşının yıldönümü dolaysıyla düzenlenmişti. Aradaki gün farkı ise Ramazan ayının İslam ülkelerinde farklı günlerde ve Ramazan ayı hilaline göre başlamasından kaynaklanıyor.
Mısır’da 17 Ramazan’a denk gelen 5 Ağustos 2012 tarihinde Mısır ordusundan 23 asker ve bir subay Sina bölgesinin kuzeyinde Refah kentinde Beytulmukaddes adlı terör örgütünün saldırısında öldürüldü. Bu saldırı kendine göre bir ilkti çünkü teröristler saldırıda RPG roketatarı gibi ağır silahları kullanmıştı. Bu saldırı Refah’ın ilk katliamı adı ile anılıyor. Yine 28 Haziran 2014 tarihinde Ramazan ayının ilk gecesinde Refah’ın üçüncü katliamı gerçekleşti ve bölgede kurulan pusuda, Refah’ın ikinci katliamında olduğu gibi4 asker öldürüldü. 19 Ağustos 2013 tarihinde de 25 asker öldürülmüştü, fakat bu saldırı Ramazan ayına denk gelmemişti.
Tekfirci teröristlerin işlediği tüm bu cinayetlere bakıldığında, maalesef İslam dünyasında mübarek Ramazan ayında husumetlerin geçici olarak durdurulması bir yana en feci cinayetler işlendiği anlaşılıyor. Üstelik bu katliamlar, tüm İslamî mezheplerde ve tarikatlarda özel kudsiyeti söz konusu olan Ramazan ayında gerçekleşiyor ki bu du müslüman olduklarını iddia ettikleri halde İslam dininin en kesin mukaddesatını bile hiçe sayan bir zümre ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Ramazan ayının başı, tekfirci IŞİD terör örgütü hilafetini ilan ettiği günün yıldönümüdür. IŞİD 10 Haziran’da Musul’u işgal etmesi ve Irak’ta askeri zaferlerinin ardından hilafet ilan etti. Bu yüzden her yıl bu günler tekfirci örgütün emsalsiz barbarlığı ve şiddet uygulamaları ile şom hilafetini ilan ettiğini hatırlatmaya çalıştığı günlerdir. Tekfirciışid terör örgütü hilafet ilanının yıldönümünü yeni askeri hedeflereulaşmak, dini mekanlara saldırmak, masum insanları, kadınları ve çocukları katletmek ve terör saldırıları düzenleyerek panik ve dehşet yaratmakla kutlamaya çalışıyor.
IŞİD’in mübarek Ramazan ayı boyunca düzenlediği terör saldırıları da aslında stratejik mesajlarını güçlendirmek içindir. Bu mesajlar IŞİD’in birbirinden kopuk bir kaç hedeflerinden birine vurgu yapmaya çalışıyor, şöyle ki hilafet devam edecek ve bekasını sürdürecektir, şöyle ki bu hilafet eski hilafetlerin meşru halefidir ve bu iddianın ispatı için yeni bir başkenti vardır, şöyle ki dini ve etnik savaşlar ivme kazanmıştır ve tüm müslümanlar seferber olmalıdır, şöyle ki IŞİD hızla askeri açıdan gelişmektedir.
Aslında tekfirci IŞİD terör örgütü fenomenini tanımak için biraz daha derinlemesine düşünmek gerekir. Bu akım bölgede dini veya etnik çatışmaların ürünü olmaktan ziyade, bölgede bazı malum devletlere hakim olan özel şartların meyvesidir. Gerçekte IŞİD bölgede bazı devletlerin istikrarsızlığı zemininde şekillenen bir akımdır ve kendi çıkarlarını radikal örgütlerin gelişmesinde gören ve bu örgütleri birer malzeme olarak kullanmak isteyen bazı devletlerin ve akımların destekleri sayısında güçlenen bir harekettir. Ancak şimdi örgüt artık ilk hamilerine saldırmaktan bile çekinmeyecek hale gelmiştir. Bu yüzden IŞİD’in türemesi ve güçlenmesi ve masum insanları katletmesinin vebali, bilinçli bilinçsiz bu akıma destek veren ülkelerin boynunadır. Örneğin Arabistan bu tekfirci akımın ve düşüncenin beşiği ve mali ve askeri açıdan hamisi olduğu halde şimdi Medine gibi en kutsal kentlerinde bile örgütün saldırılarına maruz kalmaktadır
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei defalarca konuşmalarında bu noktayı teröristlerin hamilerine hatırlattı ve şu uyarıda bulundu:
Bölgede bazı ülkeler şimdi tekfirci terör örgütlere yardım ederek Suriye’de ve diğer bazı bölgelerde cinayetlerine arka çıkıyor, fakat pek de uzak olmayan bir gelecekte bu örgütler onları destekleyen ülkelerin başına bela olacaktır ve bu ülkeler ağır bedel ödeyerek bu örgütleri yok etmeleri gerekecektir.