Afganistan ve Amerika'nın Millet Oluşturma Planının Yenilgisi
(last modified Mon, 13 Sep 2021 15:11:02 GMT )
Eylül 13, 2021 18:11 Europe/Istanbul

Bu sohbetimizde Amerika'nın Afganistan'da devlet ve millet kurma planının nasıl yenilgiye uğradığını ele alacağız.

Bölgesel ve küresel düzlemde  siyasi ve medyatik çevreler tarafından Amerika'ya yöneltilen  ciddi eleştirilerden biri de  bu ülkenin Afganistan'da devlet ve millet kurma aşamasındaki başarısızlığıdır.  Bu durum ise Amerika'nın Afganistan hususundaki stratejisinin yenilgisi olarak değerlendirilmektedir. 

2001 yılında Afganistan'a saldıran ve bu ülkeyi işgal eden  Amerika  yirmi yıl boyunca devam eden bu ülkedeki işgalini izah etmek için  farklı hedefleri tanımlamaya çalıştı.  Bu bağlamda Afganistan'da millet ve devlet kurma hedeflerine değinmek mümkün. Tabii bu arada devlet ve millet oluşturmanın ne anlama geldiği  sorusu akla gelmektedir. Acaba  Afganistan İran medeniyetinin bir parçası olarak böyle bir özellikten yoksun mudur. Sohbetimizin devamında şu sorulara yanıt aramak istiyoruz. 

Batılı kaynaklar ve ulus ve devlet alanındaki uzmanların yaptığı tanıma göre Afganistan böyle bir özellikten yoksundur. Ernest Renan, millet kavramı üzerindeki tanımında, zenin ve ortak miras ve hatıralara sahip olan ve birlikte yaşama ve bu mirasın sürdürülmesi duygusu içerisinde  oluşan temel manevi birlik ve ruha dayalı kitlesel birlik olduğunu belirtiyor. Bu bakış geleneksel olsa da  Batılı çevreler açısından Afganistan  böyle bir özelliğe sahip değildir. Amerika ise  bu ülkeye askeri çıkarma yaparak  bu ülkede millet ve devlet oluşturma planını hayata geçirmeye çalıştı. 
Ulus-devlet görüşlerini değerlendiren bir diğer Batılı uzman olan Adrian Heistinger, ulusların ve milliyetçiliğin kaynaklarının modern çağda aydınların planlarında veya orta sınıfın çıkarlarında aranmaması gerektiğine inanıyor.
Modern görüş ve ulus inşası milliyetçilik temelinde tanımlanır. Bu açıdan bakıldığında, milletler devletleri inşa etmezler tam tersi devletler milletleri inşa ederler.  Modernistlere göre milletler sosyal olarak şekillenirler.Kolektif irade ve duygunun rolüne dikkat etmemek ve kayıtsız kalmak modernist açıklamaların karakteristiğidir.
Smith'in görüşüne göre, modern zamanlarda oluşan uluslar aşağıdaki özelliklere sahip olmalıdır.
-Tarihi bir araziye veya vatana sahip olmak
- Sosyal olarak homojen değil, tutarlı yapıya sahip olmak ve topraklar açısından  da ortak bir nüfusa sahip olmak

-Ülke genelinde tek profesyonel sistem ve  ortak ekonomiye sahip olmak ve kendi topraklarında hareketli olma gücüne sahip olmak 
-Tercihen tek bir dile ve ortak ve özgün tek bir kültüre sahip olmak
- Vatandaş olarak katılımın yanı sıra tüm üyeler için ortak hak ve sorumluluklara sahip olmak
Afganistan meselesine ulus inşası perspektifinden bakacak olursak, Batılı çevrelerin, özellikle Afganistan'da ulus inşası ortamı yaratmaya çalışan Amerikalıların bu görüşünün doğru olabileceği söylenebilir. Ancak bir başka açıdan bakıldığında   Afganistan meselesine yönelik modern bakışın ve Amerika'nın sözde bu ülkenin kurtarıcısı olarak bu ülkeyi işgal etmesinin Afganistan milletine büyük bir hakaret ve aşağılama olduğunu söylemek gerekir. 
Siyasi ve uluslararası literatürde bir milletin şart ve özelliklerinin birçok tanımına göre bazı milletler melez ve kombine milletlerdir. Bu, belirli bir toprak ve coğrafyada yaşayan büyük bir nüfusun birkaç alt kültürden oluştuğu anlamına gelir.Bu açıdan bakıldığında Afganistan'ın bir millet olduğu tam da geleneklerine, adabına, milli ve dini ve kavimsel özelliklerine bağlı bir millet olduğu görülmektedir.  
Afganistan halkı her zaman belirli sınırlar içerisinde ve tek bir bayrak altında yaşadı ve bu ülkede hiçbir zaman ayrılıktan söz edilmedi.Afganistan, yüz yılı aşkın bir süredir her zaman ortak bir para birimine, ortak bir bayrağa ve ortak sınırlara sahip oldu. Dini geleneklere ve ritüellere sahip olan ve saygı bunlara saygı duyan bir kitleden oluşmuştur. Dünya çapında ise farklı etnik kökenlere ve dinlere sahip Lübnan gibi birçok karışık ve kombine ulustan söz etmek mümkün.
Sonuçta Afganistan'da ulus inşası konusu yalnızca boş bir slogan ve ABD'nin Afganistan'daki hedeflerini örtbas etme amacı doğrultusundadır. Bunun yanı sıra aynı zamanda Amerika başkanı Joe Biden başkanlık seçimleri kampanyasında da  Afganistan cumhurbaşkanını  millet oluşturmaktaki yeteneksizliğinden söz etti ve Afganistan halkına büyük hakaretler yaptı. 

Devlet inşası açısından Afganistan tarihine bakarsak, ülke hiçbir zaman siyasi egemenlikten yoksun kalmamış, aynı zamanda monarşiler ve cumhuriyetler gibi farklı egemenlikler de yaşamıştır.  Dolayısıyla Batılı çevrelerin Afganistan'ın yirmi yıllık işgalini bir ulus-devlet oluşturma ve  kurma olarak hedef alma iddiası, kamuoyunu yanıltma girişimidir.
Kuşkusuz ABD, Washington'a bağlı zayıf, itaatkar ve sadık bir hükümet kurmak için müdahalede bulunarak Afganistan'daki cumhuriyetçi sistemin güçlenmesini bu şekilde engellemiştir. Göstermelik seçimlerin düzenlenmesi ve  azınlık sayılan Batı'ya bağlı Liberal bir kesimin desteklenmesi ve onların Afganistan'ın siyasi arenasındaki  konumlarını güçlendirmeye çalışmak  bu ülkenin son yirmi yılda güçlü ve iradeli bir devlete sahip olmamasına neden oldu. 
Bu nedenle Afganistan Hükümet Başkanı Muhammed Eşref Gani, Taliban militan grubunun saldırıları karşısında mümkün olan en kısa sürede çöktü. Çünkü  Muhammed Eşref Gani'nin hükümetine yerleştirdiği  devlet adamları  Afganistan halkı ve kültürüne bağlı olmaktan ziyade  Batı'yı tapan ve Batı kültürü hayranı olanlardı. 
Bu nedenle ABD'nin Afganistan halkına yaptığı en büyük ihanetlerden biri de halkın iradesiyle bir hükümet kurulmasını engellemek olmuştur.Halbuki Afganistan halkı kanları pahasına seçimlere katılmıştı. Taliban ise her zaman insanları  oy verenlerin parmaklarını kesmekle tehdit edip  gerçek demokrasinin ve halkın taleplerinin uygulanmasına müsaade etmiyordu. 
Böylece, ABD'li siyasi gözlemcilerin bakış açısına göre, Afganistan'ın yirmi yıllık işgali, ülkeyi büyük ölçüde çok zayıf bir konumda tuttu, bu da mümkün olan en kısa sürede hükümetin çökmesine yol açtı. Afgan hükümeti güçlü bir ordu oluşturamadı.Tabii bunun başlıca nedenlerinden biri de  Afganistan ulusal egemenliğinin zayıf tutulması ve  inşa edilmesinin Amerika tarafından engellenmesi idi.