Netanyahu'nun Lübnan sınırındaki askeri maceracılığının sonuçlarına ilişkin uyarılar artıyor
Lübnan sınırlarında ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan gelişmeler, Siyonist rejimin Başbakanının hâlâ Lübnan sınırında askeri maceralara devam etmek istediğini gösteriyor.
Ancak Güvenlik Konseyi'nin Biden'ın önerdiği planı destekleyen kararının onaylanmasının Gazze'deki savaşın durmasına ve Siyonist ordunun bu bölgeden çekilmesine yol açması beklenirken, Netanyahu, Gazze'deki savaşın durdurulmasını kırılgan ve saldırgan hükümetin çöküşünün ve kendisine yönelik kovuşturmanın başlangıcı olarak gördüğü için bir kez daha askeri maceraya atılması ve bu kez Lübnan'a yönelik askeri saldırıyı gündemine alması, küresel ve bölgesel düzeyde geniş tepkilere neden oldu ve hatta Siyonistler bile, 2006'daki 33 gün savaşındaki yenilgi de dahil olmak üzere daha önceki deneyimlerinden dolayı dehşete düşmüş durumdalar.
İran'ın Birleşmiş Milletler'deki temsilcisi X sayfasında şunları yazdı: “İşgalci İsrail rejiminin kendini kurtarmak için vereceği akılsızca bir karar, bölgeyi yeni bir savaşa sürükleyebilir ve bunun sonucunda Lübnan'ın altyapısı ve 1948'de işgal altındaki topraklar yok olur. Bu savaşın mutlaka bir kaybedeni olacaktır; o da Siyonist rejimdir.”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de İsrail ile Lübnan Hizbullah’ı arasındaki gerilimin tırmanma olasılığı konusunda uyarıda bulunarak, "aceleci bir eylem, tek bir yanlış hesaplama, sınırları ve hatta hayal gücünü aşabilecek bir felaketi tetikleyebilir" dedi.
Geçtiğimiz Çarşamba günü Seyyid Hasan Nasrullah yaptığı konuşmada, savaş durumunda işgal altındaki topraklarda hiçbir noktanın direnişin füze ve insansız hava araçlarından uzak olmayacağı konusunda uyarıda bulundu. Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri yeni silahlar edindikleri ve hali hazırda bunları dışarı çıkartmadıklarını ifade ederek, “Çok sayıda insansız hava aracımız var ve ihtiyacımız olan bazı füze türlerini üretiyoruz.” Dedi.
Direniş güçlerine ait keşif insansız hava aracının İsrail'in en önemli merkezleri üzerinde uçuşu, işgalcilere, işgal altındaki topraklarda hiçbir noktanın Lübnan direnişinin insansız hava araçlarına karşı güvende olmayacağı mesajını veriyor. Hizbullah'ın son eylemi, bu Lübnanlı grubun, işgal altındaki toprakların kuzeyinde, savaş başlar başlamaz hızla hedef alabileceği bir dizi askeri-sivil hedef bankasına sahip olduğunu gösterdi.
Hayfa üzerindeki "Hüdhüd" uçuşunun en önemli mesajı, İsrail Savaş Kabinesi'ne, Lübnan'daki Hizbullah'ın isterse Siyonist rejimin askeri üsler, fırkateynler, petrol tankları, enerji santralleri, havaalanları ve limanlar gibi askeri ve stratejik merkezlerine hassas füzeler ve intihar uçakları ile kolaylıkla saldırabileceğine dair sinyali vermekti.
Hizbullah'ın insansız hava aracı operasyonlarından önce birçok analist, Hizbullah'ın Siyonist rejimin savunma sistemlerine meydan okuyabilecek ve İsrail'in askeri yapılarına ciddi darbeler indirebilecek füze cephaneliğinden bahsediyordu. Ancak bugün "Kerrar", "Mersad" ve "Hüdhüd" insansız hava araçları, Siyonistlerin, direniş uçaklarının stratejik merkezlerine ve güçlerine yönelik hedefli saldırı kabusuna hazır olmaları gerektiğini gösterdi.
Hizbullah'ın son 9 aydaki kombine füze ve İHA operasyonları, ki gözlemcilere göre Lübnan direnişinin askeri gücünün yaklaşık yüzde beşi kadar olduğu tahmin ediliyor, Siyonist rejimi zor durumda bıraktı. Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne karşı yaklaşık 9 ay süren savaşında Hizbullah'ın Berkan füzeleri, anti-zırh füzeleri ve İslami direnişin insansız hava araçları, Siyonistlerin kalplerinde dehşet saldı ve onları çaresiz bıraktı. Aynı zamanda Hizbullah gelişmiş bir askeri güce sahiptir ve bir ordu kadar güçlüdür ve işgal altındaki Kuzey Filistin'in büyük bir bölümünü özgürleştirme kapasitesine sahiptir.
Uzmanlara göre işgal altındaki toprakların Cenin bölgesine kadar olan kuzey bölgeleri neredeyse boşalmış ve askeri bölgeye dönüşmüş durumda. Dolayısıyla bu savaş gerçekleşir gerçekleşmez Hizbullah işgal altındaki toprakların Cenin'e kadar olan kuzey bölgelerini ele geçirecek ve fiilen Batı Şeria'yı Lübnan'a bağlayacak. Bunun gerçekleşmesi halinde 5 milyon Filistinli Ürdün'den Batı Şeria'ya girecek.
Öte yandan bugün Siyonistlerin sahaları birleştirme stratejisi kabusu gerçeğe dönüşmüş durumda ve direniş çevreleri bu rejime karşı aynı anda birden fazla cephe açabiliyor.
İsrail içinde ve dışında yapılan tüm yorumların ortak noktası Netanyahu'nun askeri bir macera peşinde olduğu ve dolayısıyla bunun sonuçlarının sorumluluğunun, tıpkı Gazze savaşı gibi, kendi hesabına ve Siyonist rejime yazılacağıdır./