Biden'ın Gazze savaşına ilişkin politikasının başarısızlığı
Gazze'ye yönelik savaşı protesto etmek için istifa eden 12 ABD'li hükûmet yetkilisi, yaptıkları açıklamada ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze'ye yönelik politikasının başarısızlığa uğradığını vurgulayarak, Washington'un Gazze'ye yönelik politikasının başarısızlığının ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit olduğu uyarısında bulundu.
Bu açıklamada şöyle deniliyor: Amerika'nın İsrail'e destek vermesi ve ona silah göndermesi, Gazze halkının öldürülmesine ve aç bırakılmasına suç ortaklıktır. Bu açıklamanın devamında Biden yönetiminin Gazze'ye yönelik politikasının ABD'nin dünya nezdindeki konumunu ve inandırıcılığını zayıflattığı vurgulanıyor. Sonuçta Gazze'deki mevcut politikalarının Filistinlilere, İsraillilere ve Amerikan ulusal güvenliğine zarar vereceğini bir kez daha vurguladılar.
Biden hükûmetinin Gazze savaşına ilişkin politikasını protesto etmek amacıyla daha önce istifa etmiş olan Amerikalı yetkililerin açıklamaları, ABD'nin Siyonist rejim ile Filistinliler arasındaki çatışmaya yönelik taraflı ve korumacı doğasını gösteriyor. Washington, binlerce hassas güdümlü roketatar mühimmatı göndererek ve Siyonist rejimin mazlum Gazze halkına karşı işlediği suçları ve soykırımını kasten ve tam olarak bilerek, bu rejimin Gazze şeridini işgalinde önemli bir rol oynadı; Biden yönetiminin gönderdiği siper, güdümlü ve anti-personel bombaların rolünü hâlâ inkâr ediyor, özellikle çocuklar ve kadınlar olmak üzere binlerce Gazzeli'yi şehit etmiştir. Aslında ABD, Tel Aviv'in kapsamlı siyasi, diplomatik, askeri ve güvenlik desteğinin yanı sıra İsrail karşıtı saldırıların bastırılması nedeniyle Gazze'deki Filistinlilere karşı işlenen benzeri görülmemiş suçlarda İsrail'in doğrudan ortağı olarak görülmelidir. Bu durumda ABD’de özellikle üniversitelerinde geniş çaplı protesto eylemlere yol açmıştır.
ABD'nin Siyonist rejime verdiği kapsamlı siyasi ve askeri desteğe ve bu rejimin, ABD'nin Gazze savaşında ateşkes ilan etmesi ve Rafah’a saldırmama talebi de dâhil olmak üzere uluslararası toplumun taleplerini kabul etmeyi reddetmesine rağmen, Biden yönetimi ve Amerikalı üst düzey yetkililer, Tel Aviv'e yalnızca etkisiz uyarılarda bulunuyor ve İsrail'i Gazze savaşını durdurmaya zorlamak için siyasi ve mali baskı aracını kullanmıyor.
Ayrıca Siyonist rejimin suçları, özellikle Gazze halkına yönelik soykırımı, bu bölgede açlık silahlarının kullanılması ve kıtlığa sebebiyet verilmesi inkâr edilemezken, Biden hükûmeti bu saldırıların kınanmasını engelliyor. İşgal rejiminin işlediği suçlar hakkında Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi uluslararası yargı kurumları tarafından soruşturulmaktadır. Güney Afrika'nın İsrail'i Soykırıma Karşı Cenevre Sözleşmesi'ni (1948) ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda dava etmesinden sonra Beyaz Saray bu eyleme karşı olduğunu açıkça ilan etti.
Aslında Gazze savaşı Biden'ın ahlaki başarısızlığının ve dış politikasının sembolü hâline geldi. Gazze savaşının başlangıcından bu yana Biden, Siyonist rejime ve liderlerine mutlak desteğini gösterdi. Biden yönetimi, Siyonist ordusunun Gazze'deki acımasız savaşı sürdürmesini sağlayan yüzlerce silah sevkiyatı yaptı. Biden, BM Güvenlik Konseyi'nde ateşkes çağrısı yapan birçok kararı engellemek için de ABD vetosunu kullanarak savaşın uzaması ve işgalci rejimin suçlarının devam etmesine yol açmıştır.
İngiliz Guardian gazetesi, ABD hükûmetinin Siyonist rejime silah desteğinin devam ettiğine değinerek şunları yazdı: Biden kurallara dayalı uluslararası bir düzeninin simasını İsrail’i ve bu rejimin başbakanı Benyamin Netanyahu’nun radikal kabinesini korumak için tahrip etmek istiyor. ABD Başkanı Netanyahu’ya baskı aracını kaybetmiştir, Netanyahu ise hâlâ onu zayıflatmaya devam ediyor. Netanyahu, Biden gibi yaklaşık 9 aydır bu rejime koşulsuz destek veren ve çoğu zaman kendi çıkarlarına ve Amerika'nın büyük çıkarlarına aykırı hareket eden bir müttefiki takdir etmek yerine sürekli olarak Biden hükûmetini eleştirdi ve Biden gibi, en önemli müttefikini görmezden geldi, ona meydan okudu ve bunun için hiçbir bedel ödemedi. Guardian'a göre Biden, silah gönderme konusunu İsrail kabinesine baskı yapmak için en etkili araç olarak kullanamadı ve Netanyahu'ya Amerika'nın arabuluculuk yaptığını iddia ettiği ateşkes planını kabul etmesi için baskı yapamadı. Buna karşılık Biden zayıflık gösterdi ve Netanyahu'nun önünde nüfuzunu yitirdi ve şimdi Siyonist rejimin başbakanı, Biden ve hükûmetiyle açıkça dalga geçiyor.
Burada önem arz eden konu Biden hükûmetinin Siyonist rejime karşı tarafgir yaklaşımının Amerikan devlet kurumlarında da geniş tepkilerle karşılaşmış olmasıdır. Bu bağlamda ABD hükûmetinin, özellikle de bu ülkenin dışişleri bakanlığının birtakım çalışanları, Gazze savaşı nedeniyle ve Biden hükûmetinin Siyonist rejime verdiği desteği protesto etmek amacıyla daha önce ABD devletinin yüz çalışanı istifa etmişti. Bakanlık, yayımladığı bir bildiride bu ülkenin başkanını, Gazze savaşı konusunda yanıltıcı bilgiler vermekle suçlayarak, Siyonist rejimin Gazze'de savaş suçları işlediğini deklare etti. Ayrıca ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın 130'dan fazla çalışanı da bunu hükûmete mektup yazarak, bu ülkenin Gazze'de derhâl ateşkes sağlanması için harekete geçmesini istedi. Aralarında 30 ajans ve bakanlık başta olmak üzere 700 üzerinde Amerikalı devlet çalışanı kasım 2023’te de ABD Başkanı Joe Biden’e mektup yazarak, Gazze’de ateşkesi desteklemesini istedi.
Gelinen aşamada ise 12 Amerikalı yetkilinin Gazze savaşını protesto etmek için istifa etmesi, Biden hükûmetinin Gazze savaşına karşı insanlık dışı politikasını ve bu kanlı savaşın Siyonist rejim tarafından sürdürülmesindeki rolünü ifşa etmek niteliğindedir.
Aslında Biden, Netanyahu’yu desteklemek suretiyle kendi siyasi geleceğini riske atmıştır. Biden hükûmeti bir yandan Netanyahu’dan Gazze savaşına son vermesini isterken diğer yandan silah sevkiyatı ve İsrail’e siyasi desteğiyle savaşın uzayıp gitmesine ve daha fazla kanın akmasına yol açmaktadır. Bu nedenle ABD Başkanı Jeo Biden, Gazze’de işgalci rejimi işlediği suçlara ortak olduğu gerek Amerikalılar, gerekse diğer ülkeler ve milletler tarafından vurgulanmaktadır.