Zarif açısından Amerika'nın terörizm ile mücadeledeki çelişkileri
(last modified Sun, 11 Nov 2018 05:12:08 GMT )
Kasım 11, 2018 07:12 Europe/Istanbul
  • Zarif açısından Amerika'nın terörizm ile mücadeledeki çelişkileri

11 Eylül 2001 olayları ardından dönemin Amerika başkanı George W. Bush, Müslümanları suçlamalarına hedefi göstererek Amerika'yı batıda terörizm ile mücadele bayraktarı olarak tanıttı, fakat Amerika'nın çalışmalarının sonucu, dünyada veya bölgede savaş tohumlarının serpilmesi ve terörizmin yayılmasından başka bir şey olmadı.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif, Cuma günü bir tweet mesajında şöyle yazdı: Amerika'nın dünyada " terörizm ile mücadele" adı altındaki askeri girişimleri, Amerikalı vergi mükelleflerine ağır maliyeti ile kalmayıp üstelik Irak, Suriye, Libya ve Yemen’e, telafisi mümkün olmayan can ve mal kayıpları dayatmıştır.
Merkezi, Amerika'nın Pennsylvania eyaletinde olan Watson Enstitüsü'nün raporuna değinen İran  Dışişleri bakanı Amerika’nın terörizm ile sözde mücadelesindeki kayıplar ve masraflara değinerek, bu savaşın bölgede IŞİD ve El Kaide alt gruplarının şekillenmesindeki başlıca müsebbibi olduğunu belirtti.
Mevcut kanıtlar Trump yönetimi ve Amerika'da İslam karşıtı aşırıcı düşünceleri yayan kurumlarının 2 tehlikeli hedefleri olduğunu gösteriyor. Birinci hedef terörizm ile mücadele bahanesi ile Amerika'nın Batı Asya'daki ölümcül müdahalelerini haklı çıkarmaktır, üstelik bu terörizm Amerika tarafından ve siyasi amaçlar uğruna üretilmiştir.
Fakat Amerika'nın ikinci hedefi ise, İran’ın terörizm ile mücadeledeki girişimlerini değersizleştirmektir. Fakat İran’ın terörizmi ile mücadele meydanına direkt girişi, IŞİD'ın yok olması ve zevalini gerçekleştirdi.
Amerika'nın terörizmi ile iddia ettiği mücadelesi, savunmasız insanların katliamından başka bir sonucu yoktu. Eğer günümüzde Irak ve Suriye'de IŞİD yenilgiye uğradıysa bu başarı Amerika'nın IŞİD ile mücadelesi sonucu değildir, zira bu başarı halk güçleri ve özellikle kutsal haremleri savunan güçlerin, IŞİD ve destekçilerine karşı savaşta fedakarlıkları ve gerçekçi cihatlarının sonucudur.
Watson kamu ve uluslararası işler Enstitüsü, " 11 eylül ardından savaşların insancıl kayıpları: ölümcül olması ve netleştirme zarureti” başlığı altında bu ayki raporunu yayınladı. Raporda en az 500 bin kişi, 11 eylül 2011 saldırıları ardından Amerika'nın sözde terörizme karşı savaşının başlamasından itibaren Irak, Afganistan ve Pakistan'da öldürülmüştür.
Geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler'in haber sitesinde terörizm kurbanları günü nedeniyle bir rapor yayınlandı. Raporda, birçok ülkenin terörizmden zarar görmesine rağmen en fazla kurban sayısının birkaç ülkede odaklandığını deniliyor; bu da Amerika'nın terörizmle mücadelede kurban edilen ülkelerdir. Başka bir ifade ile terörizm kurbanlarının 4'te 3'ü, Afganistan, Irak, Nijerya, Somali  ve Suriye'de odaklanmıştır.
Dünyaca tanınan siyasi yorumcu ve teorisyen Noam Chomsky Amerika'nın terörizm ile mücadeledeki çelişkisi hakkında şöyle diyor: Eğer terörizme son vermek istiyorsanız önce neden terörizmin yaşandığını sormanız gerekiyor. Başlıca sebepleri nedir ve daha derin kökleri nelerdir?
Amerika açısından terörizm, onun gerçek anlamından çok farklıdır. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in de değindiği gibi, "Amerika girişimleri sonucu yaşanan fiyasko, Irak, Suriye, Libya ve Yemen’de yıkıma sebep olmuştur IŞİD ve el-Kaide'ye bağlı çeşitli terör grupları şekillendirmiştir.
Tüm bu rezaletlere rağmen Amerikalı yetkililer kendilerini hala terörizm ile mücadele bayraktar olarak biliyorlar ve İran'ı terörizme destek vermekle suçluyorlar. Bu konu açık ve bariz bir şekilde yaşanan bir çelişkidir ve Amerika bu çelişki üzerine ne kadar daha fazla diretirse daha fazla rezil olacaktır./