Şubat 05, 2019 10:04 Europe/Istanbul
  • İslam inkılabının daimi dostları; Gençler

Gençlik, insan yaşamında pek uzun olmamasına karşın parlak dönemlerden biri olmakla beraber etkileri de kalıcı ve süreklidir.

Tarih sayfalarını karıştırdığımızda en çok dikkat çeken şey, gençlerin tüm evrelerde aktif ve koyu varlığıdır. Asr-ı Saadet’te İslam Peygamberi -s- dini aleni bir şekilde tebliğ etmeye karar verdiğinde, en çok gençler o hazretin getirdiği dine yönelmeye başladı. Gençler pak fıtratlarına uyarak İslam dinini benimseyenlerin öncüleri oldular ve büyük bir şevk ve heyecanla Resulullah’ın -s- çevresinde toplandılar ve böylece vahiy elçisinin kalbini şad ve mutlu ettiler. Gençlerin bu hareketi İslam Peygamberi’nin -ks- kelamına şöyle yansıdı: Rabbin beni müjde veren ve uyaran olarak mebus etti. O zaman gençler benle ahit bağlarken, yetişkinler bana muhalefet ettiler.

 

Gençler ve İslam İnkılabı

Ve bugün, İran’da İslam inkılabı sırasında adaletin hakimiyeti için kıyam başladığında, yine gençler bu inkılapçı hareketin öncüleri oldular ve dengeleri maneviyat ve akılcılık lehine değiştirmekte göz kamaştıran bir rol ifa ettiler. İmam Humeyni -ks- İslam inkılabının zaferini gençlerin fedakarlıklarına borçlu olduklarını belirterek şöyle buyuruyordu: Siz gençler iman gücünüzle bu hareketi buraya kadar taşıdınız ve zafere ulaştırdınız. Bu iman gücünüzü mutlaka koruyun.

 

Gençler ve İslam İnkılabı

 

İmam Humeyni -ks- bir başka yerde de şöyle diyordu: Allah’ın selamı siz büyük İran milleti ve siz akıllı ve cesur gençlerin üzerine olsun. Siz gençlerin yüce himmetiniz le bu hareket şimdiki aşamaya geldi. Sizin yüce himmetinizle biz zafer kazandık ve İran’ın içinden fesadın köklerini bir ölçüde çıkardık ve inşaallah bundan böyle de siz gençlerin yüce himmeti ile fesadın geriye kalan kökü de tamamen koparılacaktır.

 

Pehlevi rejimi döneminde gerçi gençler İran nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturuyordu, ancak şah rejimi ülke genelinde baskı ve diktatörlük kurarak gençlerin siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda özgürce faaliyet etmelerini engellemeye çalışıyor ve aynı zamanda gençlerin düşüncelerini ve yeteneklerini sapkın alanlara saptırarak ülkenin kaderini düşünmelerine engel olmak istiyordu. Ancak İmam Humeyni -ks- ve diğer bazı inkılapçı ve ilerici şahsiyetlerin aydınlatıcı ifşaatı gençlerin büyük bir bölümünün uyanmasında ve bilinçlenmesinde anahtar rol ifa etti.

 

Böylece İranlı gençler gruplar halinde yeraltı ve gizli örgütler şeklinde siyasi büyüklerin gözetiminde faaliyet yürütmeye başladılar. İslam inkılabından bir yıl öncesinde İranlı genç kuşak inkılap sloganlarında İslami kimliği, adalettalepliği, bağımsızlıktalepliği ve zulüm ve sulta karşıtlığı gibi değerleri görüyordu. Bu değerler İranlı gençlerin ilgi duyduğu ve benimsediği değerlerdi. Böylece gençler büyük ve etkili bir güç olarak meydana ayak bastılar ve İran milletinin 1978 yılında ciddi olarak başlattığı inkılapçı harekete öncülük etmeye başladılar.

 

 

İslam inkılabı aslında ta baştan gençlerin emek ve çabaları temelinde şekillendi. O günlerde yürüyüşler genellikle gençler tarafından organize ediliyor ve hayata geçiriliyordu. Her kentte ve her semtte gençler çeşitli sorumlulukları üstlenmişti. Gençler İslam inkılabı sürecinde milli ve dini kimliklerini yeniden kazandılar ve ülkenin geleceğini inşa etme sorumluluğunu hissetmeye başladılar. Gençlerin 13 Aban olayları ve sokakta şah rejiminin güvenlik güçleri ile çatışmalara cesurca katılmaları ve inkılabın son günlerde askeri kışlaların fethedilmesi ve inkılaptan sonra Amerika’nın Tahran’daki casusluk yuvasının fethedilmesi süreçlerinde başı çekmeleri ve sekiz yıllık savaşta fedakarlıkları, hepsi İran’ın çağdaş tarihinde gençlerin unutulmaz etkileri ve fedakarlıklarının örnekleriydi.

 

 

İranlı gençler İslam inkılabı sürecinde halk kitleleri arasında inkılapçı şevk ve coşkuyu yaratmak ve sonuçta bu inkılabı zafere ulaştırmak için hummalı bir çalışma ve yılmaz bir mücadele yürüttüler. Gençlerin camilerde, dini ilimler merkezlerinde ve üniversitelerde faaliyetleri ve toplumun diğer kesimleri ile sürekli irtibat haline olmaları, başta camiler olmak üzere bu kültürel mekanları halkın mücadelelerinde önemli mekanlara dönüştürdü.

 

Saddam rejiminin dayattığı savaş yıllarında da gençler yetişkinlerle omuz omuza tam sekiz yıl boyunca İslami İran topraklarını savunma uğruna canından ve malından her türlü fedakarlığı yaptılar. O yıllarda küçük yaşlarına rağmen yüce ruhlu çocuklar ve ergenler de bu büyük kafileden geri kalmadılar. O yıllarda kutsal savunmanın üst düzey komutanları genellikle mümin ve eğitimli gençlerden oluşuyordu. Şehit Bakıri, şehit Alem-ul Huda, şehit Zeyneddin, şehit Adalet ve diğer birçok genç  kutsal savunma uğruna üniversitelerini bırakıp cephelere koştular ve o günlerde tarihî ve hassas risaletini yerine getirdiler.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei kutsal savunma yıllarında savaşa katılan gençlerin bariz özellikleri hakkında şöyle diyor: İbadet, akılcılık, tedbir, şecaat, cesaret, fedakarlık, direniş ve basiret bu gençlerin seçkin özellikleriydi ve onlardan gündüzlerinin arslanı ve gecelerin abidi yaratmıştı ve bu yüzden rahmetli İmam -ks- derin bakışı ile bu tür gençlerin yetiştirilmesini fetihlerin fethi niteledi.

İran'lı gençler İslam İnkılabından sonra dünyada çeşitli bilimsel alanlarda ödüller kazanmıştır

İranlı gençler İslam inkılabının şekillenmesinde ve zafere kavuşmasında önemli rol ifa ettikleri gibi İslam inkılabının devam etmesinde ve pekişmesinde de eksen rolü ifa ediyorlar, nitekim gençlerin İslam inkılabına eşlik etmesi de inkılabın geleceğini güvence altına alıyor ve hedeflerine ulaşmasına katkı sağlıyor.

Sekiz yıllık savaş sona erdikten sonra da gençler ülkenin yeniden inşa sürecinde eşsiz rol ifa ettiler. Kutsal savunma yıllarında birçok vatandaşımız şehit düşmüş ve birçok vatandaşımız da yaralanmıştı. Savaşta ülkenin boru hatları, rafinerileri ve yolları gibi altyapı tesisleri büyük hasara uğramıştı.

 

Savaş sona erdikten sonra yetkililer ve halk el ele vererek ülkeyi yeniden inşa sürecini başlattılar. Bu dönemde en aktif kesimlerden biri yine gençlerdi. Gençler bu dönemde sorumluluk duygusu içinde ve ülkenin ekonomik büyümesini sağlamak ve ecnebilere bağımlı hale gelmesini engellemek için ülkenin imar sürecinde faaliyet yürüttüler. Gençler savaş sonrası yıllarda cihat ruhu ile en küçük köylerden en büyük kentlere kadar her tarafı yeniden inşa etmeye başladılar, öyle ki imar sürecinde gençlerin payı oldukça fazlaydı.

 

Son yıllarda da İran İslam Cumhuriyeti bilim, teknoloji ve sanayi alanlarında önemli ilerlemeleri kaydetti. Bu ilerlemelerin ivmesi ise İslam inkılabının hareketi ileriye dönük ve yücelmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Gerçekte İslam inkılabının İran milletinde ve özellikle gençlerde yarattığı özgüven duygusu onların potansiyel yeteneklerini geliştirerek becerilerinin ortaya çıkmasına vesile oldu. Gençler inkılapçı basiretleri ile ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için eşsiz sermayeler olduklarını ve ne zaman onlara fırsat verilirse, ülkenin ve inkılabın onuru uğruna büyük hamasetlere imza atabileceklerini gösterdiler.

 

Bugünün gençliği ise ilim ve bilimin toplumların kalkınması ve ilerlemesine katkı sağlayacağının bilincinde hareket ederek üniversitelerde ve yüksek eğitim merkezlerinde eğitimlerine devam ederek kendilerini geliştiriyorlar. Buna göre her gün İranlı genç bilim adamlarının yeni bir icadı veya yeni bir bulgusu ile ilgili güzel haberlere şahit oluyoruz.

 

 

Nükleer enerji büyüme ve kalkınma için önemli araçlardan biridir, fakat büyük güçler bu enerjiyi barışçıl amaçların dışında kitle imha silahlarında kullanıyorlar. Yine aynı güçler İran milletinin nükleer enerjiden barışçıl amaçlar uğruna yararlanmak gibi isteklerine karşı çıkıyorlar. Bu zorbalar hatta şehit Ahmedi Roşan, şehit Şehriyari gibi İranlı genç nükleer bilimcileri şehit ettiler. Ancak bunların hiç biri İranlı genç nükleer bilimcilerimizi engellemeye yetmedi ve nükleer bilim ve teknoloji alanında büyük ilerleme kaydettiler. Nükleer teknoloji İranlı genç nükleer bilimcilerimizin büyük başarılara imza attıkları ve İran İslam Cumhuriyeti nizamını onurlandırdıkları ve düşmanı hüsrana uğrattıkları önemli alanlardan biridir.

 

Böylece bugün İranlı gençler yaratıcılıkları ve iman gücü ile toplumun en iyi kesimlerinden biri olarak dünyada parlıyorlar. Bugün İranlı gençler dünya genelinde çok seçkin konumlara ulaşmış bulunuyorlar. Bu yüzden Batı dünyası İranlı gençliği hedef alan büyük propaganda yürütüyor ve bu gençleri doğru yoldan saptırarak enerjilerini ve yeteneklerini boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak İranlı gençler yüce himmetleri ile ülkenin onur kaynağı olmaya devam edeceklerini de göstermiş bulunuyorlar.

 

İranlı gençlikle onur duyduğunu belirten İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle diyor:

Ülkenin geleceği size aittir. Eğer kendinizi bu özelliklerle yetiştirirseniz ülkemiz hiç kuşkusuz yakın gelecekte kemalin zirvesine ulaşacaktır. Bu milletin düşmanları sıra genç kuşağa geldiğinde İslam’dan ve inkılaptan hiç bir şey geride kalsın istemiyordu ve Amerika’nın yine İran’a musallat olmasını istiyordu ve sert ve yumuşak, her türlü saldırılarını da bu niyetle yaptılar. Ancak şimdi öyle bir kuşakla karşı karşıyayız ki, yetenekleri, iman gücü ve iktidarı hatta önceki kuşaktan daha fazladır ve bu kuşak düşmanı geri püskürtmek için daha hazırlıklıdır.

 

 

 

Etiketler