Zarif'in Asya'nın Kalbi Konferansına Katılımı
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif Tacikistan başkenti Duşanbe'de düzenlenen 9'uncu Asya'nın Kalbi bakanlar zirvesinde İran İslam Cumhuriyeti'nin bölgesel işbirlikleri, barış ve güvenliği hususunda tutumunu açıkladı.
Afganistan'ın son siyasi durumunun ve Afganistan barış sürecine aktif katılım stratejilerinin incelenmesi de Muhammed Cevad Zarif'in Duşanbe'ye yaptığı görüşmenin ana eksenlerinden sayılıyordu.
Bilindiği üzere savaş ve güvensizlik bölgesel ve kapsamlı etkiler oluşturmaktadır. Bu yüzden güvenliğin korunmasındaki etkili olan tüm ülkeler bu alanda rol ifa etmeliler.
Bu hedefe ulaşmak için iki önemli adımın atılması kaçınılmazdır.
İlk adım, terörizm, radikalizm, uyuşturucu kaçakçılığı ve silah kaçakçılığı gibi güvensizliklerin nedenlerini tanımak ve doğru şekilde anlamaktır.
Deneyimler de bölgedeki istikrarsızlığın nedenlerinden birinin yabancıların müdahaleleri olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda Afganistan bu müdahalelerin açık bir örneğidir. Bu yüzden müdahaleciliğin bahaneleri ve zeminleri de ortadan kaldırılmalıdır.
İkinci adım, bölgede kolektif güvenlik ve barışın temini için belirlenen stratejiler ve inisiyatiflerin bölgesel çapta desteklenmesi, ülkelerin bu yönde işbirliği yapması ve yakınlaşmasıdır.
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif de Pazartesi günü Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı icra komitesi sekreteri Kayrat Sarıbay ile görüşmesinde aynı noktaya vurgu yapıp Batı'nın uluslararası düzendeki başına buyruk hareket etmesi ve tek kutupluluk dönemin sona erdiğine işaretle Asya ve bölge ülkelerinin mevcut uluslararası ilişkilerdeki ve denklemlerdeki öneminin altını çizdi.
Bu konuda net ve kesin olan husus, bölgedeki sürdürülebilir güvenliğin, ithal güvenlik yapıları ve yabancılara bağlı olarak gerçekleştirilemeyeceğidir. Güvenlik, bölgesel yakınlık ve işbirliği sayesinde temin edilmelidir. İşte Afganistan da özellikle de mevcut durumda böyle bir desteğe ve işbirliğine ihtiyaç duymaktadır.
***
Amerika'nın bölgedeki yirmi yıla yakın müdahaleleri ve bu süreçten elde edilen deneyimler, Amerika'nın amacının güvenlik sağlamak veya bölgede terörizmin köklerini kazımak olmadığını açıkça gözler önüne sermiştir.
Amerika IŞİD ve diğer tekfirci grupları destekleyerek, Batı Asya'daki güvenlik karşıtı özünü ve mahiyetini gözler önüne sermiştir. Amerika gerçekte Batı Asya'ya son onyıllarda dayatılan savaşlar, krizler ve çatışmalardan sorumludur.
Belirgin siyasi analist ve teorisyen Samuel Huntington bu gerçeği Foreign Affairs'deki yazısında şöyle ifade ediyor: " Dünya halkının birçoğu açısından, Amerika başına buyruk ve toplumlara yönelik tek büyük dış tehdit süper güce dönüşmektedir. "
Afganistan'daki güvensizliklerin etkilerini, bugün İran, Pakistan, Hindistan, Rusya ve Çin ve diğer Orta Asya ülkelerinde görmek mümkün.
Zarif'in Duşanbe'deki sözleri, bölgedeki dış müdahaleci politikaların oluşturduğu tehditlere yönelik de oldu.Bu nedenle İran, Afganistan halkına ve hükümetine yardım etme ve barış görüşmeleri alanında yardım çalışmalarını sürdüreceği söylenebilir. Bu hedefi başarmak için İslam Cumhuriyeti'nin barış müzakerelerine yönelik politikası, Afganistan'daki tüm yerli grupların ve halkın iktidar gidişiatına sağlıklı bir sürece katıldığı bir çözüme dayanmaktadır.
Birleşmiş Milletler, İran'ın Afganistan'a yardım etme çabalarına yönelik defalarca övgüde bulundu.
İran'ın Afganistan'daki siyasi gelişmelerdeki yapıcı ve etkili rolünü takdir eden Hindistan Dışişleri Bakanı Sabramanjyam Jayşankar, Afganistan'da barış ve istikrarın pekiştirilmesinde başta Hindistan ve İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere bölge ülkeleri arasında işbirliği ihtiyacını vurguladı.
Bu yaklaşımlara göre, İran Dışişleri Bakanı'nın Asya'nın Kalbi Zirvesine katılımı ve Batı Asya'da barış ve güvenliği sağlamak için etkili stratejileri sunmasının, çok taraflılığın, bölgesel ilişkilerin güçlendirilmesinin ve kolektif etkileşimin net bir resmi olarak kabul etmek mümkün.