İran seçimlerinin Batı Asya için mesajları
18 haziranda İslami İran'da görkemli şekilde düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimleri, Batı Asya için çeşitli mesajlar taşıyor.
Bu mesajlardan biri, Arap-İbrani cephesince propagandası yapılan yaptırım politikasının etkisizleştirilmesiydi.
Bilindiği üzere İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlenmesinin çok öncesinden bazı Arap ve de işgal rejimi medyası, yoğun biçimde propaganda yapıp, bir yandan kamuoyu üzerinde etkili olmak suretiyle seçimlere katılım oranını düşürmeye, diğer yandan da İslam Cumhuriyeti Nizamı'nın meşruluğunu sorgulatmaya çalıştılar. Bazı Arap ülkeleri ve Siyonist rejim İsrail, ABD'nin eski Başkanı Donald Trump yönetiminin İran milletine dayattığı azami baskı politikasından kaynaklanan ekonomik sorunlar nedeniyle seçimlere vatandaşların katılım oranının çok düşük olacağını zannediyorlardı. Ancak İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei 16 haziran gününde yaptığı konuşmada, bu tür çabalara işaretle, İran seçimlerini eleştiren bazılarının oy sandıklarıyla meyve kutuları arasında fark gözetmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin diğer bir mesajı ise, düşmanın eylemleri karşısında İranlılar'ın iş birliği ve dayanışmasıydı.
İslam İnkılabı Rehberi'nin İran seçimleri aleyhinde yürütülen çabalara karşı verdiği sert yanıt, vatandaşların seçimlere yoğun katılımıyla tamamlanmış oldu. İran milleti bu seçimlerde bir kez daha düşmanların propagandasının etkisi altında kalmadan kendi birlikteliğini koruduklarını göstermiş oldular. Bu hususta Lübnan'da yayınlanan el Bena gazetesi, yabancıların İranlılar'ın düşmana karşı kendi bağımsızlığını savunmak için birleştiğini iyice bilmeleri gerektiğini yazdı.
Seçimlerin diğer bir mesajı ise, İran milletinin nizama güven oyu vermesi ve meşrusuzlaştırma politikasını yenilgiye uğratmasıydı.
İran milleti 13. dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti Nizamı'na güven oyu vererek, ekonomik sorunların İslam Cumhuriyeti Nizamı'na olan güvenini sarsmayacağını ve bu sorunları İslam Cumhuriyeti'nin hesabına yazmayacaklarını, bunun dışarıdan ve bazı beşeri beceriksizliklerden kaynaklandığını bildiklerini sergilemiş oldular.
Bu doğrultuda Haaretz gazetesinin Batı Asya uzmanlarından Tasfi Bareil kaleme aldığı bir yazıda, halkın İran seçimlerine katılımının nizama yeniden güven oyu anlamına geldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin diğer bir mesajı da, azami baskı politikasının hezimete uğraması hakkındaydı. ABD eski Başkanı Donald Trump yönetiminin azami baskı politikasının en önemli amaçlarından biri, seçimler dahil İran'ın siyasi arenasında milletin varlığı ve aktivitesini etki altına almasıydı. Ancak bugün bu politikanın yenilgiye uğradığını herkes net bir şekilde görmekte. Nitekim Lübnan'ın el Ahd sitesi analistlerinden Muhtar Haddat bu bağlamda yaptığı değerlendirmede, İran'ın kudretle birliğini ve ilerlemesini hedef alan çabaları etkisizleştirdiğini kaydetti.
18 Haziran seçimlerinde İran milleti, işgal topraklarında siyasi ve toplumsal çatlak ve kırılma karşısında kendi birlikteliğini ortaya koymuş oldu. Seçimler bir kez daha İran milletinin birleştiği bir arenaya dönüştü. Oysa 13 haziranda İsrail parlamentosu yoğun siyasi ve toplumsal çatlak ve kırılmaya sahne oldu. İran'da düzenlenen seçimler hiçbir tıkanıklığa sebebiyet vermezken işgal rejimi İsrail'de 4 senedir peş peşe düzenlenen erken seçimlere rağmen sorunlar çözüme kavuşmadı ve sonunda birbirine zıt düşüncelere sahip kişilerin katılımıyla yeni kabine kurulmuş oldu.
İran'daki seçimlerin sesi, el Meyadin'in bildirdiği gibi Tel-Aviv'de güçlü şekilde duyulmuş oldu.