İran’ın ŞİT üyeliği; Uluslararası gelişmelerde yeni dönemin başlaması
https://parstoday.ir/tr/news/iran-i184556-İran’ın_Şİt_üyeliği_uluslararası_gelişmelerde_yeni_dönemin_başlaması
Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT’e üye sekiz ülkenin liderleri 17 Eylül Cuma günü 21. Liderler zirvesinde İran İslam Cumhuriyeti’nin bu teşkilata daimi üyeliğini onayladı. İran İslam Cumhuriyeti’nin gözlemci üyelikten daimi üyeliğe geçmesi ile birlikte hem ilgili belgeler imzalandı, hem de ŞİT daha ağırlıklı bir teşkilata dönüştü.
(last modified 2022-10-07T16:32:52+00:00 )
Eylül 22, 2021 12:23 Europe/Istanbul
  • İran’ın ŞİT üyeliği; Uluslararası gelişmelerde yeni dönemin başlaması

Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT’e üye sekiz ülkenin liderleri 17 Eylül Cuma günü 21. Liderler zirvesinde İran İslam Cumhuriyeti’nin bu teşkilata daimi üyeliğini onayladı. İran İslam Cumhuriyeti’nin gözlemci üyelikten daimi üyeliğe geçmesi ile birlikte hem ilgili belgeler imzalandı, hem de ŞİT daha ağırlıklı bir teşkilata dönüştü.

2001 yılında güvenlik eksenli kurulan ve ardından iktisadi ekseni de eklenen Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT halihazırda BM güvenlik konseyinin beş daimi üyesinden ikisini ve dünyanın dört nükleer gücünü kapsamında  bulunduran uluslararası en büyük ve en güçlü kurumlarından biridir.

Dışişleri Bakanlığı uluslararası ilişkiler akademisi öğretim üyesi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Ebulfazl Ulemai şöyle diyor:

Şanghay İşbirliği Teşkilatı hakkında söylenebilecek önemli bir nokta, daimi üye sayısı ve coğrafi kapsam alanının genişlemesidir, nitekim şimdi İran İslam Cumhuriyeti’nin daimi üyeliği ile bu teşkilat ilişki düzeyi ve katısal kapsam alanı bakımından daha da büyüdü. İran İslam Cumhuriyeti bölgesel bir güçtür ve her türlü tehdide karşı koyabilecek güce sahiptir ve buna göre Şanghay İşbirliği Teşkilatı için güvenli bir savunma duvarı sayılır.

İran İslam Cumhuriyeti’nin Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na daimi üyeliği Tahran yönetiminin üye ülkelerle ikili ilişkilerini geliştirme kapasitesi oluşturur. Yine İran’ın iktisadi kapasiteleri Şanghay İşbirliği Teşkilatı için önemli bir imtiyazdır, nitekim 21. Liderler zirvesinde imzalanan ikili belgeler de bu gerçeği yansıtmaktadır. Tacikistan yönetimi bu fırsatı değerlendirmek ve bir kaç ikili işbirliği belgesi imzalamakla, İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatan ülkelerden biriydi.

Dışişleri Bakanlığı uluslararası ilişkiler akademisi öğretim üyesi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Ebulfazl Ulemai bu konuda şöyle diyor:

İran İslam Cumhuriyeti’nin Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na daimi üyeliği ile birlikte Doğu ve Batı Asya arasında iktisadi teamüller tamamlanmış oldu, nitekim gelecekte bu iki bölge arasında ticari ilişkilerin en yüksek düzeyde gerçekleşeceğine şahit olacağız.

Tahran üniversitesi öğretim üyesi ve Çin etüt grubu Başkanı Hamed Vefai de şu görüşü paylaşıyor:

Çin, Rusya ve Hindistan Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın ağır toplarıdır. Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın en büyük gücü, uluslararası alanda gelişen ekonomisi ile Çin’dir.

İran İslam Cumhuriyeti’nin Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na daimi üyeliğinin meziyetlerinden biri, bölgesel konumunun gelişmesidir. ŞİT ise en başarılı ve en güvenilir bölgesel teşkilattır ve İran’ın daimi üyeliğinden yararlanması gerekir. Zira İran’ın daimi üyeliği ile birlikte her iki taraf için başta ekonomi olmak üzere tüm alanlarda önemli kapasiteler ortaya çıkmıştır. Örneğin İran İslam Cumhuriyeti Çin ve Rusya’nın iktisadi alanda kapasitelerinin yanı sıra, nükleer meselede veya BM güvenlik konseyinin kararnamelerinde azami derecede yararlanabilir. Gerçekte İran’ın Batı’nın en ağır yaptırım şartlarına karşı direndiği ve sulta düzenine taviz vermediği bir sırada Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üye olması aynı zamanda Tahran’ın Batı ile yüzleşmesinde büyük bir siyasi kazanım sayılır.

Tahran üniversitesi öğretim üyesi ve Çin ettü grubu Başkanı Hamed Vefai bu bağlamda da şöyle diyor:

Çin ve Rusya’nın izlediği politikalar çoğulculuktan yana politikalardır. İran İslam Cumhuriyeti’nin politikası ise tek kutuplu düzene karşı çıkmak ve dünya genelinde dayanışmaya ve çoğulculuğa destek vermeye yöneliktir. Bu ortak görüş ve politika, ayrıca Rusya ve Çin’in önemli üyeleri oldukları Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üye olmak, İran İslam Cumhuriyeti’ne hedeflerine ulaşmakta yardımcı olacaktır.

Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT’in esas kurucularından biri Çin’dir. Çin yönetiminin çok yönlü diplomasisi Asya kıtasında gerginlikleri önlemek üzere çevre ülkeleri ile teamüllerini geliştirmeye yöneliktir.

Bazı gözlemcilere göre ŞİT’in kurulduğu yıl ile Amerika’nın aynı yılda, yani 2001 yılında Afganistan topraklarına saldırarak bu ülkeyi işgal etmesi bağlantılı olabilir. Şimdi ise İran İslam Cumhuriyeti’nin Doğu’ya bakışı ve bölgede direniş ekseni ülkelerine liderlik etmesi ile birlikte ŞİT’in uluslararası alanda dayanışma ve çoğulculuk eğilimi ve üye ülkelerin ortak tutumu daha da güçlenecektir. Nitekim üye ülkelerin gıda güvenliği ve iktisadi çıkarları da birbiriyle düğümlenmiş ve ayrılmaz hale gelmiştir.

İran’ın Hindistan ve Almanya eski büyükelçisi Alirıza Şeyh Attar bu konuda şöyle diyor:

Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT güvenlik ve iktisadi eksenli bir teşkilattır, nitekim bu yüzden Amerika başta Çin, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan olmak üzere teşkilatın üyelerinin başını ağrıtan taraf oldu. Bu ülkelerin ortak paydası ise bu tür baskılara karşı dirençli olmaktır.

Gerçi Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT gıda güvenliği, mali, enerji ve iktisadi hedeflerin peşindedir, ama yine de teşkilata üye ülkelerin toplu çıkarları ile  ayrı ayrı çıkarları arasında denge oluşturmak, teşkilatın takdire şayan işlevlerinden biri sayılır.

Uzmanlar İran İslam Cumhuriyeti’nin ŞİT’e tam üyeliği ile birlikte bölgesel gerginliklerin de hafifleyeceğini belirtiyor. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti’nin kapasitelerinden ortak tarihi ve medeniyeti paylaştığı Afganistan’da barış ve istikrarın sağlanması doğrultusunda yararlanmanın mümkün olduğu düşünülüyor.

Tahran üniversitesi öğretim üyesi ve Çin ettü grubu Başkanı Hamed Vefai bu bağlamda şöyle diyor:

Şanghay İşbirliği Teşkilatı iki esas üyesi olan Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilimi hafifletmekte etkili oldu. Şimdi ise İran İslam Cumhuriyeti bölgenin esas güçlerinden biri olarak bu ortak yapıda iyi bir şekilde rol ifa edebilir ve ticari savaşını da hafifletir.

Korona virüs pandemisi de Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin arasında sağlık alanında işbirliğini genişletmede etkili oldu. Aşı ithalatı ve sağlık alanında diğer işbirliği zeminlerinin gelişmesini bu çerçevede değerlendirmek gerekir. üstelik İran İslam Cumhuriyeti ile ŞİT’e üye ülkelerin arasında ikili ilişkilerin gelişmesi, Tahran yönetimine daha rahat hareket etmesine ve Çin ile imzaladığı 25 yıllık işbirliği anlaşmasını sonuçlandırmasına yardımcı olacaktır.

Çin’in Şanghay üniversitesi öğretim üyesi Fan Hang ise şöyle diyor:

İran’ın Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerle ilişkileri gelişecektir; özellikle Çin, İran ile ilişkilerin gelişmesinde uygun bir seçenek sayılır. Öte yandan İran’ın ŞİT’te aktif katılımı, bölgesel büyük pazarlarda Tahran’ın rolünü daha da arttırabilir.

Şimdi ise Şanghay İşbirliği Teşkilatı yirmi yaşına ayak bastı ve İran İslam Cumhuriyeti’nin daimi üyeliği Özbekistan, Tacikistan, Pakistan, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Hindistan liderleri için tarihi bir karardı; zira İran’ın daimi üyeliği ŞİT’i daha da büyüttü ve bu teşkilatın önünde yeni bir ufak açtı. Bundan önce bazı Batılı devletler İran’ın uluslararası etkinliğini kısıtlamak ve aynı zamanda ŞİT’in nüfuz alanı ve gücünü kısıtlamak için Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üyeliğini engellemeye çalışıyordu. Şimdi ise onların bu çabaları boşa çıktığı gibi, İran’ın daimi üyeliği ŞİT üyeleri için bir fırsata dönüştü.

Pakistan İslamiye üniversitesi siyasal bilimler fakültesi dekanı Seyyid Musavvar Hüseyin Buhari bu konuda şöyle diyor.

Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın yüzde 42’lik nüfusu ve koridor şeklinde uygulamalarına bakıldığında, bir süre büyük siyasi ve iktisadi süreçlerin  değişmekte olduğu ve etkisini ŞİT’in faaliyet yürüttüğü bölgenin ekonomisi ve güvenliği üzerinde göstermeye başladığı ve senaryolar da sürekli değiştiği anlaşılıyor. Örneğin İran İslam Cumhuriyeti ve ŞİT’in diğer üyeleri çeşitli güvenlik, iktisadi, bilimsel, teknolojik ve kültürel gibi alanlarda yeni fırsatlara kavuşuyor.

Genel bir değerlendirmede, İran İslam Cumhuriyeti’nin Şanghay İşbirliği Teşkilatı ŞİT’e üyeliği bu teşkilat için büyük bir kazanım olduğu söylenebilir, zira İran’ın köklü ilkeleri ŞİT’in hedeflerine uygun ve hatta tamamlayıcı niteliktedir. Üstelik ŞİT üyeleri İran’ın daimi üyeliğini kabul ederek teşkilatın kapasitesini geliştirdiler ve ayrıca çok katmanlı kültürel yapısını da tamamlamış oldular. Bu konunun kökleri üye ülkelerin tarihi ve medeniyetine ve her türlü sultayı reddetmeleri ve toplu çıkarlara vurgu yapmalarına uzanır. Nitekim bu özellik ŞİT üyeleri arasındaki ilişkileri her iki tarafın kazançlı çıktığı ilişkilere dönüşmüştür.