İran ve Rusya cumhurbaşkanlarının telefon görüşmesi
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seyed İbrahim Raisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Perşembe günü bir telefon görüşmesi yaparak uluslararası gelişmeler ve yaptırımların kaldırılması hakkında görüştüler.
Yapılan görüşmede Reisi, “NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, gerginlik yaratır” diyerek, NATO’nun yayılmasının çeşitli bölgelerde bağımsız ülkelerin istikrar ve güvenliği için tehdit olduğunu vurguladı.
Rusya cumhurbaşkanı Putin de Ukrayna’nın hali hazırdaki durumunun, “on yıllar boyunca Batı tarafından Rusya'nın güvenliğine zarar verme ve güvenlik anlaşmalarını ihlal etmeye yönelik girişimlerine meşru bir yanıt” olduğunu belirtti.
Ukrayna meselesi ve özellikle Rusya’nın bu ülkeye yönelik askeri operasyonu ile ilgili İran İslam cumhuriyeti dışişleri bakanlığı gösterdiği tepki, cumhurbaşkanı Reisi’nin bu bağlamdaki açıklaması ile paralel gerçekleşti. Dışişleri bakanı Hüseyin Emirabdullahian konu hakkında paylaştığı tweet mesajında şöyle yazdı:
Ukrayna krizinin kökü NATO’nun kışkırtıcı eylemlerindedir. Bizler savaşı bir çözüm olarak bilmiyoruz. Ateşkesin sağlanması ve siyasi ve demokratik bir çözüme odaklanılması ise bir zarurettir.
Diğer yandan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzadeh, askeri harekatın başlaması ve çatışmanın tırmanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, şöyle konuştu:
İran İslam Cumhuriyeti, Ukrayna'daki gelişmeleri derin endişeyle takip ediyor. Maalesef Amerika ekseninde NATO’nun kışkırtıcı eylemleri, Avrasya bölgesini kapsamlı bir krizin eşiğine getirdi. İran İslam Cumhuriyeti, siyasi krizi çözmek için tarafları ateşkese ve çatışmaları durdurma ve krizin siyasi çözümü için acil müzakereler çağrısında bulunuyor ve askeri çatışmalarda uluslararası ve insancıl hukuka saygı gösterilmesi gerektiğini ısrarla hatırlatır.
İran'ın Ukrayna krizi ve son günlerde Rusya'nın bu ülkeyi işgali konusundaki tutumu, Tahran'ın, Batı ve özellikle Amerika NATO'nun dünyada, özellikle Avrupa ve Batı Asya'daki olumsuz rolünü eleştirme konusundaki genel tutumuyla uyumludur.
Amerika, NATO'nun lideri olarak, Rusya'yı dizginlemek ve onu zayıflatmaya ve nihayetinde parçalama amacıyla sürekli saldırgan politikalar izleyerek NATO'nun doğuya doğru genişlemesi çağrısında bulunmuştur. Amerika’nın bu tutumu, başta Rusya’nın mükerrer ikazları ve hatta batıya güvenlik önerilerde bulunmasıyla karşılaştı.
Rusya ise son aşamada ve Washington ile NATO’nun kendi isteklerine karşı kayıtsız kalması ve Ukrayna’yı NATO’ya eşlik etme siyasetine tepki olarak askeri seçeneğe başvurdu. Ukrayna hükümeti, Batı'nın vaatleri ve kışkırtıcı eylemleriyle, özellikle Batı blokuna katılma ve Rusya'nın ulusal çıkar ve güvenliğinin kırmızı çizgisi olan NATO'ya katılma girişimi, Ukrayna'daki mevcut vahim duruma ortam hazırlamıştır.
İlginç olan ise Kiev'e destek vaatlerinde bulunan batının şimdi Ukrayna’yı yalnız bırakması ve sadece kendini rahatlatmak için Rusya’ya karşı yaptırım kararı almasıdır. Fakat Moskova NATO’nun yayılmasını, kendi varlığı ile bağlantılı bir konu olarak bilmesi nedeniyle her türlü bedeli ödemeye hazırdır.
Bu bağlamda uluslararası meseleler uzmanı Cevad Veidi şöyle diyor:
Vladimir Putin'in Ukrayna'daki bitmemiş görevi yerine getirmek için agresif stratejisinin nedeni, yeni Rusya'nın güvenliğini ve hayatta kalmasını sağlamak. Rusya herhangi bir nedenle ve herhangi bir şekilde yeniden kaybederse, bir sonraki adım Rusya Federasyonu'nun çöküşü ve parçalanması ve Batılıların Moskova'da iktidara gelmesi olacaktır.
Tabi ki İran İslam Cumhuriyeti, ateşkesin sağlanması ve anlaşmazlıkların diyalog ve siyasi çözüm yoluyla çözümlenmesini istiyor. Bu konuyu Ukraynalı yetkililer de olumlu karşılıyor. Nitekim Ukrayna'nın Tahran büyükelçisi Sergey Burdylyak da dışişleri bakanı Hüseyin Emirabdullahian'ın tweet mesajına karşılık, "Savaş asla herhangi bir sorun için doğru çözüm olmayacak. Sayın Emirabdullahian'a katılıyorum." Yazdı./