Tahran toplantısı; bölgesel konularda diplomasinin kullanılmasına vurgu
İran İslam Cumhuriyeti'nin başkenti Tahran geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi'nin katılımıyla düzenlenen 7. Astana Süreci Garantör Ülkeleri Zirvesi'ne evsahipliği yaptı.
İran, Rusya ve Türkiye'nin girişimleri sonucu gelişen Atana Süreci, Suriye krizinin çözümü için başlatılan bir süreçtir. Üç ülke temsilcileri, Suriye yönetimi ve muhalefet temsilcileriyle birlikte şimdiye kadar 18 kez ve üç ülke devlet başkanları ise Tahran zirvesinden önce 6 kez aynı masa etrafına toplanmıştır. Bu görüşmelerin sonucu olarak, Suriye'de gerilimin azaltılması bölgelerin oluşturulması, Suriyeli göçmenlerin evlerine dönmesi ve çatışma bölgelerinde yaşayan Suriyelilere insani yardımların gönderilmesi sağlanmıştır. Suriye Anayasası'nın hazırlanması da Astana toplantılarında takip edilmekte.
Tahran'dan önceki Astana Süreci Garantör Ülkeler Zirvesi iki sene önce sanal olarak düzenlenmişti. 7. Astana Süreci toplantısı öncesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin kuzeyinde Kürt milislere karşı operasyon düzenleneceğine dair tehditte bulunmuştu. İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya ise, Suriye'nin kuzeyinde yeni operasyona karşı çıkarak, bu tür eylemlerin bölgede istikrarsızlığa yol açacağı uyarısında bulundular.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyid Ali Hamenei salı günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinde, Suriye'nin kuzeyine askeri saldırının mutlaka Suriye, Türkiye ve bölgenin aleyhine ve teröristlerin lehine olacağını belirterek, Suriye yönetimi tarafından beklenen siyasi girişimin de gerçekleştirmeyeceğini vurguladı.
Tahran'daki Astana Süreci Zirvesi'nin sonuç bildirisinde de İran, Rusya ve Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve saygı gösterilmesi için daha fazla koordinasyon sağlanması gerektiği, Suriyeli göçmenlerin geri dönmesine yardım edilmesi, terörle mücadelenin sürmesi, yasadışı özerkliğe ve de Suriye'nin kaynaklarının yağmalanmasına karşı çıkılmasına vurgu yapıldı.
Tahran'da üçlü zirve, Suriye gündemiyle ve Astana Süreci'nin devamında düzenlenmiş olsa da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Tahran ziyaretinin gündemi sadece Suriye konusu ile kısıtlı kalmadı. ABD Başkanı Jeo Biden'in Batı Asya'ya düzenlediği ziyaretinin ardından gerçekleşen Tahran'daki görüşmeler ve Putin ile Erdoğan'ın İran ziyareti, dünyada daha geniş yankı bularak, Biden'in işgal toprakları ve Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyaretini gölgesi altına almış oldu. Buna ilaveten İran İslam Cumhuriyeti, Ermenistan sınırları konusunda her türlü jeopolitiğin değişmesi ile ilgili muhalefetini Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bildirdi.
Bu toplantılar İran İslam CUmhuriyetinin bölge ülkelerine "işbirliği ve etkileşim" mesajı vermesi açısından da önemli sayılıyor. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Arap yetkililerinin Cidde toplantısında İran İslam Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kurmaya yönelik mesaj ve açıklamalarına gösterdiği tepkide, İran'ın kendine açılan elleri sıktığını ve dış politikasında komşulara öncelik vererek, komşularla ilişkileri geliştirme ve pekiştirmeye doğru hareket ettiğini vurguladı.
Tahran'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi'nin huzurunda imzalanan 8 işbirliği mutabakat zaptı ve anlaşması, iki ülkenin işbirliğine büyük katkı sağlayacağı düşüncesini bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor./