Avrupa Troykasının Viyana'daki yaptırımların iptali müzakerelerindeki rolü
Almanya, Fransa ve ingiltere’den oluşan Avrupa troykası yayınladıkları bildiride, gündem saptırarak ve mantıksız taleplerde bulunarak İran’dan Viyana’da devam eden müzakerelerde gerçek dışı taleplerde bulunmamasını istediler.
Söz konusu bildiride müzakereler içeriğindeki mevcut gerçeklere rağmen, “Görüşmeler sadece İran’ın BERCAM’ı ihya müzakerelerinin baş koordinatörü Joseph Borrell'in nihai karar için masaya koyduğu metne tepkisi hakkında teknik tartışmalarla ilgilidir ve temel konu İran ve Amerika arasındadır” vurgusu yapıldı. Onlar bir kez daha İran’dan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı denetim konuları gibi “gerçek dışı istekler” ve “BERCAM ötesi” konuları bir kenara bırakıp nihai kararı almasını istediler.
Avrupa Troykası'nın ortak açıklaması, Avrupalıların bir kez daha kolaylaştırıcı rolü yerine baskı aracı olarak görünmek istediklerini, tek taraflı edebiyat kullanarak, diyalogda güvenilir bir taraf olamayacaklarını gösterdiler.
Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve güvenlik çıkarları doğrultusunda olan BERCAM’ın korunması için AB ve Avrupa troykası, Amerika’nın bu anlaşmadan 2018 yılında çekilmesine karşı muhalefete ilaveten başkan Joe Biden’in göreve başlamasından itibaren sözde nükleer anlaşmayı ihya etmeye kalkıştılar.
Şimdi, Viyana'daki 8 uzun müzakere turu ve çok taraflı istişarelerden sonra, Josep Borrell'in önerdiği taslak plana göre, İran ve Amerikan partileri AB koordinatörü gözetiminde dolaylı müzakerelerde BERCAM nükleer anlaşmada olası bir anlaşmaya varmak için Viyana’da bir araya geldiler.
Ancak Avrupa Troykası'nın bildirisi, Avrupa'nın tarafsız bir gözlemci olarak müzakereleri kolaylaştırmaya ve taraflar arasında bir anlaşmaya varmaya ortamını hazırlamaya çalışması gerektiği yerine Amerika cephesinde yer alarak İran’ı tehdit etmeye ve olumsuz edebiyatla Washington’un baskı aracı olarak çalıştığını gösteriyor. Avrupa troykası Viyana’da devam eden müzakerelerin yeni tur müzakere olmadığını, “İran’ın hemen şimdi ve hala imkansız olduğu halde, anlaşmanın durumunu belirlemesi gerektiğini” belirtiyorlar.
Avrupa, bu literatürün kullanılmasının İran'ın yasal taleplerini ciddi bir şekilde takip etme iradesini etkilemediğini, aynı zamanda Avrupa troykasının konumunun daha da düşmesine neden olduğunu çok iyi biliyor. Tahran'a göre müzakere oturumlarının adlandırılmasının özel bir değeri yoktur ve bu müzakerelerde eksen rol oynayan konu, İran halkının haklarının gerçekleştirilmesi, özellikle yaptırımların kaldırılması, bunun doğrulanması ve ABD'nin bir daha BERCAM anlaşmasından çekilmeyeceğine dair garantilerin verilmesidir.
Görünüşe göre Avrupa troykası ve Amerikan müzakereci heyetine yakın haber çevreleri ve yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar, İran müzakereci heyetine baskı için müzakere ötesi araçların kullanılmasına ilaveten görüşmelerin zor ve ciddi olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Washington bir kez daha İran’ın manevrası için fırsatın bitmek üzere olduğunu vurgularken Avrupa da kendince tehdit içerikli bildiri ile İran heyetine baskı uyguluyor. Buna rağmen İran bu gibi psikolojik ve siyasi baskı ve propagandalara teslim olmazken kendi yasal isteklerinde direnmeye devam ediyor.
Nitekim İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan son günlerdeki açıklamasında İran İslam cumhuriyetinin güçlü, güvenilir ve garanti edilmiş olan bir anlaşmaya ulaşmak için batının bu medyatik ve siyasi çizgisine yanıt olarak, “Mantık, anlaşmayı her ne pahasına olursa olsun kabul etmemize hükmetmiyor ve onu, sahip olduğu değer kadar dikkate almamızı gerektiriyor” demesini bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor" ifadesini kullandı.