Aliyev yönetiminin İran ile gerginlik çıkarma ısrarı
Azerbaycan Cumhuiyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yönetimi iki komşu ve Müslüman ülkesi arasında gerginliği tırmandıracak doğrultuda adım atarak, İran'ın Bakü büyükelçisini dışişlerine çağırdı.
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Tahran Büyükelçisi'nin İran Dışişleri'ne çağrılmasının ardından Bakü yönetimi de, İran'ın Bakü Büyükelçisi Seyyid Abbas Musevi'yi cuma günü Azerbaycan Dışişleri'ne çağırarak Bakü'nün İran İslam Cumhuriyeti'nin sınırda askeri tatbikat düzenlenmesinden dolayı rahatsızlığını ilan ederek, İran medyasının Azerbaycan Cumhuriyeti aleyhinde propaganda yürüttüğünü, ayrıca Aliyev yönetimi karşıtı isimlerin İran'da ikamet ettiğini ileri sürdü.
Uzmanlar, Aliyev yönetiminin İran'a karşı yaptığı kara propaganda ve mevcut gerçeklerini kendi denetimindeki medya ile ters yüz ederek, İran'ı ilgi odağına yerleştirmeye gayret gösterdiğini bildiriyor.
Aliyev yönetimi kendi denetimindeki medya üzerinden ve Türkçü ve uluslararası harekete bağlı uzmanların ağzıyla, İran topraklarına yönelik tehditlerde bulunarak, güç gösterisinde bulunmaya çalışmıştır. Kuşkusuz, Aliyev yönetiminin İran'a karşı ilan ettiği politika, diğer devletler tarafından ona dikte ediliyor. Bakü yetkilileri, geçtiğimiz aylarda, bölge dışı hareketlerin kararlarını reddetme gücünü kaybettiğini kanıtlamıştır. Esasında, yabancı ülkeler, Bakü yönetimi adına karar veriyor. Aliyev yönetiminin İran'a karşı kullandığı sözler ve attığı adımlar da bu çerçevede değerlendirilebilir. Kuşkusuz, bu olumsuz süreç pek devam edemez. Yabancı devletlere dostluk eli uzatıp, Bakü yönetiminin Azerbaycan'ın Müslüman halkının çıkar ve ulusal menfaatleri aleyhinde attığı adımlar, yanlış ve ilkesiz bir yaklaşım sayılıyor.
Aliyev yönetimi çok geçmeden, başka ülkelere bağımlı olmakla, bölgede güç gösterisinde bulunamayacağı ve diğer ülkeleri tehdit edemeyeceği kanaatine varacaktır.
Bakü yönetiminin son hareketlerine göre, Bakü yetkililerinin mevcut şartları kendi siyasi gücünü pekiştirmek için kullanmaya çalıştığı anlaşılıyor. İran'dan firar eden ve ceza mahkemelerince haklarında soruşturma açılan çok sayıda kişinin Azerbaycan Cumhuriyeti'nce cezbedilmesi, bu yönetiminin iç yüzünü ortaya koymakta.
Azerbaycan Cumhuriyeti medyasının son günlerde yayınladığı programlar ve röportajlarda İran'ın toprak bütünlüğünü hedef alan açıklamalara sık sık rastlanmakta.
Azerbaycan Cumhuriyetinin Büyükelçisinin dışişlerine çağrılmasının ardından, Bakü yönetimi de misillemede bulunarak, İran Büyükelçisi'ni dışişlerine çağırarak, İran'da ikamet eden muhalif isimlerin, iade edilmesini istedi.
Bakü yönetimi özellikle bu ülkenin cumhurbaşkanı Aliyev, resmi oturumlar ve toplantılarda İran aleyhinde nefret söylemi ve yalan açıklamalarına devam ediyor.
Bu noktada İlham Aliyev ile Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Elçi Bey'in açıklamaları arasında bir paralellik sözkonusudur. Her iki lider, bölgede fırsatçı bir rejim ve uluslararası Siyonizm'e tam şekilde bağlı olan Türkçülük akımına bağlı olduğu görülüyor.
Sonuç itibarıyla Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, son sıralarda Semerkand'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nin kulisinde yeni ve tehlikeli bir iddiada bulunarak, Türk Devletleri Teşkilatı'na üye ülkeler dışında yaşayan kendi vatandaşlarının milli kimliğini de dikkate almaları vakti geldiğini söyledi. Oysa İran'ın milli kimliği ve kültürü, Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri liderleri için çözümleyici bir gerçektir ve kuşkusuz bu süreç devam edecektir ve belli bazı hareketlere bağlı siyasilerin İran vatandaşlarının kimliği ve tarihini alabileceği pek mümkün gözükmüyor.