İran'da kadın hakları bahanesi ile Amerika ve müttefiklerinin müdahaleci bildirisi
(last modified Sun, 11 Dec 2022 05:27:55 GMT )
Aralık 11, 2022 07:27 Europe/Istanbul
  • İran'da kadın hakları bahanesi ile Amerika ve müttefiklerinin müdahaleci bildirisi

Amerika ile birlikte 8 ülke, müdahaleci bir bildiri yayımlayarak, İran'da kadın ve kızların haklarının ihlal edildiğini iddia ettiler.

Amerika, Britanya, Avustralya, Kanada, Şili, İzlanda, Yeni Zelanda, G. Kore ve İsveç'ten oluşan 9 ülke yayımladıkları ortak bildiride, İranlı kadınlar ve kızların haklarının ihlal edildiğini iddia ettiler.
Söz konusu müdahaleci bildiride, İran'a karşı suçlamalarda bulunulurken uluslararası toplumdan teknoloji firmalardan İranlı kadınların internete daha kolay erişimini sağlamaları istendi.
Amerikalı yetkililer ve Batılı ülkeler, İran'daki isyanları ve isyancıları defalarca destekledi. Hali hazırda Amerika elebaşlığındaki batı bloku tarafından bir psikolojik ve algı savaşında, İran'da yaşanan son olaylarda başta kadınlar olmak üzere insan haklarının geniş çapta ve örgütlü bir şekilde İran İslam Cumhuriyeti tarafından ihlal edildiği gibi yanlış ve sahte bir algı empoze edilmeye çalışılıyor. 
İran'da batı tarafından kadın haklarının desteklendiği iddiası, Amerika elebaşlığında batının son yıllarda İran'a karşı en ağır ve yoğun yaptırımları uyguladığı ve İran halkının, bu cümleden İranlı kadınların hatta korona salgını döneminde bile en yoğun yaptırımların baskısı altında bulundukları ve bu insanlık dışı politikanın halen daha da şiddetlenerek yaşandığı bir dönemde gündeme geliyor.
Elbette bazı Avrupa ülkeleri de İran'da son dönemde yaşanan karışıklıkları bahane ederek İran'a yaptırım uygulanmasında Washington'a eşlik etme politikasını benimsedi. Batı, özellikle ABD, ikiyüzlü yaklaşımıyla ve yaygın kadın hakları ihlallerini görmezden gelerek, sürekli olarak başka ülkeleri suçlayarak,  bunu iç işlerine karışmak için bir bahane haline getirmiştir.
Amerika kongresinin Müslüman Demokrat temsilcisi İlhan Omar, "Washington'un tüm dünyada insan hakları ihlalleri konusundaki iddialarının çok "riyakarca" olduğunu belirtti. 
Aynı zamanda, kadın haklarını savunduklarını iddia eden batılı ülkelerdeki kadınların durumuna bakıldığında, bu ülkelerde kötü bir durumla karşı karşıya oldukları ve insan hakları ihlallerinin görmezden gelindiği görülmektedir. Bu ülkelerde özellikle istihdam ve sosyal haklar açısından kadına yönelik ayrımcılık, apaçık ortadadır ve Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve Kanada gibi ülkelerde kadın erkek arasında maaş ve istihdam açısından net bir eşitsizlik vardır.
Ayrıca batıda kadınlar, cinsel ve fiziki şiddetin başlıca kurbanları sayılıyorlar, bu konu söz konusu ülkelerdeki istatistiklerle göze çarpıya. Aslında batıda kadınlar ikinci sınıf vatandaşı saylıyorlar ve hayatlarının devamı için gerekli güvene sahip olmazken, batılı yönetimler tarafından da ciddi destek görmüyor ve sadece erkeklerin kullanılan bir araç halindedirler. 
Thomson Reuters araştırma kurumunun çalışmalarına göre Amerika, kadınlar için güvensiz ilk 10 ülke arasında yer alıyor; sıralamadaki bu durum en az 10 yıldır hiç değişmemiştir. Eldeki verilere dayanarak, Amerika'da kadın haklarının gözetilmesinin genellikle riyakarca ve aldatıcı olduğu söylenebilir. Aslında başta Amerika olmak üzere batı medeniyet sisteminin ahlaki çöküşünün en önemli örneklerinden biri de kadına yönelik baskı ve ayrımcılık meselesidir.
Aslında her yıl milyonlarca kadın Amerika'da evdeki şiddetten acı çekiyor. Kadının reklam işlerinde bir araç olarak kullanılması, aile kurumuna yönelik tehdit, kadınların özgürlük adı altında  baskı uygulanması ve cinsel sömürüsü, fiziksel ve ruhsal durumu dikkate alınmadan eşit ücrete sahip olmaması ve diğer bir çok ayrımcılık, Batı'da özellikle Amerika'da kadın haklarının çiğnendiği alanlardan sadece bazılarıdır. 
Amerikalı gazeteci ve yazar Susan Faludi, Amerikalı kadınlara hitaben, " Artık özgür ve eşitsiniz ama bundan daha mutsuz olmamıştınız" diyor./