Nagş-e Cahan Meydanı: İran Gücünün, Sanatının ve Yaşamının Görkemli Bir Yansıması
https://parstoday.ir/tr/news/iran-i282850-nagş_e_cahan_meydanı_İran_gücünün_sanatının_ve_yaşamının_görkemli_bir_yansıması
Parstoday – İran’ın kalbi İsfahan’da yer alan Naghş-ı Cihan Meydanı, dünyanın en büyük şehir meydanlarından biri olarak kabul edilir ve İran-İslam mimarisinin eşsiz bir şaheseridir.
(last modified 2025-09-17T09:16:32+00:00 )
Eylül 17, 2025 07:14 Europe/Istanbul
  • Nagş-e Cahan Meydanı: İran Gücünün, Sanatının ve Yaşamının Görkemli Bir Yansıması

Parstoday – İran’ın kalbi İsfahan’da yer alan Naghş-ı Cihan Meydanı, dünyanın en büyük şehir meydanlarından biri olarak kabul edilir ve İran-İslam mimarisinin eşsiz bir şaheseridir.

Bu meydan, 17. yüzyılın başlarında Safevi hükümdarı Şah Abbas I’in emriyle inşa edilmiştir. İki katlı revaklarla çevrili olan meydanın dört tarafında görkemli dört yapı yer alır:

Doğuda Şeyh Lütfullah Camii,

Batıda Ali Gapu Sarayı,

Kuzeyde Geysariye Kapısı,

Güneyde ise İmam Camii.

Titizlikle tasarlanmış olan bu meydan, Safevi döneminin şehircilik sanatının zirvesini temsil eder ve o dönemde Safevi başkentinin kültürel ve siyasi merkeziydi. “Nagş-e Cahan” yani “Dünyanın Tasviri” anlamına gelen bu meydan, geçmişte “Şah Meydanı” olarak bilinirken, günümüzde resmi adı **“İmam Meydanı”**dır.

Nagş'e Cahan Meydanı'ndaki Ali Gapu Sarayı

Yeni Başkentin Kalbi

1590’lı yıllarda başkentin İsfahan’a taşınmasıyla birlikte, birinci Şah Abbas, Naghş-e Cahan Meydanı’nı yeni şehir planlamasının ana ekseni olarak belirledi.Eski pazar çevresinde yoğunlaşan ticaret, bu yeni meydan sayesinde güç ve ticaretin merkezi hâline geldi.

1602 yılında inşaatı başlayan meydan, revaklı cepheleriyle dikkat çeker. Bu revakların arkasında, meydanla çok sayıda kapı ile bağlantılı olan yeni kapalı çarşı inşa edilmiştir.

Meydan çevresinde yaklaşık 200 iki katlı dükkân yapılmıştır. Alt katlarda iki büyük dükkân, üst katlarda ise dört küçük dükkân bulunurdu; bunlardan ikisi meydana, diğer ikisi ise arkadaki balkonlara bakardı. Bu dükkânların zeminleri başlangıçta mermerle kaplıydı, daha sonra renkli çiniler ve taşlarla süslendi.

Bu yeni çarşı, halk için değil, Safevi sarayı, soylular ve yabancı konuklar için tasarlandığından “Kraliyet Çarşısı” olarak adlandırılmıştır.

Nagş-e Cahan Meydanı'nın hava görüntüsü

Mimari ve Şehircilik Harikası

560 x 160 metre boyutları ve 9 hektarlık yüzölçümü ile bu meydan, geleneksel İran şehir planlamasında nadir görülen geniş açık alanlardan biridir.

Revakların üzerindeki sıradan ticaret cepheleri bile, çini ve fresklerle sanat eserine dönüşmüştür.

İmam Camii, kıbleye özel bir açıyla yerleştirilmiş, mozaik çinileri, yüksek eyvanı ve minareleriyle Safevi mimarisinin sembolüdür.

Ali Gapu Sarayı, ince sütunlu yüksek terasıyla, saray bahçelerine ve Çaharbag Caddesi’ne açılan bir geçittir.

Geysariye Kapısı, İsfahan’ın büyük pazarına açılırken;

Şeyh Lütfullah Camii, başlangıçta şahın özel ibadet mekânı olarak inşa edilmiş ve İslam mimarisinin en zarif örneklerinden biri hâline gelmiştir.

Zamanla, bu yeni meydan gelişirken, eski meydan (Meydan-i Kohne) önemini kaybetmiş ve ticaret merkezi bu yeni mekâna taşınmıştır. Yine de bu eski pazar, 20. yüzyıl öncesinin en iyi İslam çarşılarından biri olarak değerlendirilmeye devam etmektedir.

Nagş-e Cahan meydanındaki Mascede Emam

Kültürel ve Sosyal Yaşamın Merkezi

Safevi döneminde, Naghş-e Cahan Meydanı, polo (çogan) oyunları, askeri geçit törenleri ve kamuya açık etkinliklere ev sahipliği yapardı. Dükkânlar tüccarlarla dolup taşar, balkonlardan müzisyenlerin nağmeleri yükselirdi.

17. yüzyılda Seyyah Jean Chardin, bu meydanı ticaretin, sanatın ve sosyal etkileşimin canlı merkezi olarak tasvir etmiştir.

Ali Kapu Sarayı’nın terasları, resmî konukların ağırlandığı salonlara açılır ve bu meydanı İran’ın kültürel ve sosyal kalbi hâline getirirdi.Meydanın yapısı, siyasi gücün mekânda somutlaşmasını sağlıyor ve Şah Abbas’ın otoritesini pekiştiriyordu.

Yaşayan Bir Miras

Günümüzde Naghş-ı Cihan, hâlâ halkın ve turistlerin buluşma noktasıdır.Bahçeler, süs havuzları, kültürel etkinlikler ve halk kutlamalarıyla canlılığını sürdürmektedir.

1979 yılında, Perspolis ve Çoğa Zanbil ile birlikte, bu meydan UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan ilk İran eserlerinden biri olmuştur.

Bu meydan sadece geçmişin değil, aynı zamanda İran halkının kimliğinin, sanatının ve birliğinin yaşayan sembolüdür.