İran’ın derinliklerinden samimi bir anlatı; İran’ın çok katmanlı kimliğine Bulgaristanlı bir bakış
https://parstoday.ir/tr/news/iran-i287428-İran’ın_derinliklerinden_samimi_bir_anlatı_İran’ın_çok_katmanlı_kimliğine_bulgaristanlı_bir_bakış
Parstoday – İran, birkaç cümleyle özetlenebilecek bir ülke değildir; İran yaşanmalıdır. Bu cümle, “Zhen Dnes” (Bugünün Kadını) adlı saygın Bulgaristan dergisinin genel yayın yönetmeni Mira Badjevanın Tahran’dan Kiş Adası’na uzanan 10 günlük seyahatinin ardından kaleme aldığı makalenin kalbinde yer alıyor.
(last modified 2025-12-03T04:43:39+00:00 )
Aralık 03, 2025 06:39 Europe/Istanbul
  • İran’ın derinliklerinden samimi bir anlatı; İran’ın çok katmanlı kimliğine Bulgaristanlı bir bakış

Parstoday – İran, birkaç cümleyle özetlenebilecek bir ülke değildir; İran yaşanmalıdır. Bu cümle, “Zhen Dnes” (Bugünün Kadını) adlı saygın Bulgaristan dergisinin genel yayın yönetmeni Mira Badjevanın Tahran’dan Kiş Adası’na uzanan 10 günlük seyahatinin ardından kaleme aldığı makalenin kalbinde yer alıyor.

Batı medyasının İran’ı çoğu zaman daraltılmış ya da çarpıtılmış çerçevelerle sunduğu bir dünyada, doğrudan görmek ve temas etmek adeta şifa verici bir şok olabilir. Pars Today’e göre, deneyimli Bulgar gazeteci Mira Badjeva bu “olumlu şoku” İran’a yaptığı seyahatle yaşamış ve izlenimlerini Bulgaristan’ın en saygın dergilerinden birinde kapsamlı bir makaleyle aktarmıştır. Bu yazı yüzeysel bir turistik anlatı değil; İran kimliğinin birbirine zıt ama yan yana yaşayan katmanlarına mimari, mutfak kültürü, kadınların toplumsal rolü ve şehir yaşamının ritmine dair derin bir keşiftir.

Tahran: Yaşayan paradoksların senfonisi

Badjeva’ya göre Tahran, İran’ın “paradokslarının” somut bir örneğidir: “geçmiş ve bugün, dağ ve ova, düzen ve kaos, hızlı yaşam ve yavaş yaşam”ın aynı anda bir arada olduğu bir şehir. Bitmeyen trafik ve modern gökdelenlerden parkların ve türbelerin sessizliğine uzanan bu şehir, onun gözünde “her sayfası yeni bir yüzünü gösteren kalın bir kitap” gibidir. Tahran’ın kendine özgü bir “zaman hissi” olduğunu, mesafelerin hem gerçek hem de zihinsel olduğunu vurgular.

İranlı kadın: Klişeden gerçeğe—eğitimli, etkili, aktif

Raporun en önemli bölümlerinden biri İranlı kadınlara ayrılmıştır. Badjeva, medyada sıkça yer alan tek boyutlu imgelerin aksine, İranlı kadının bugün eğitimli, toplumsal olarak etkin, yaratıcı ve güçlü bir rol oynadığını vurgular. Üniversitelerdeki kadın oranının %60’ı aşması, uzmanlık gerektiren işlerde, sanatta ve turizmde kadınların görünürlüğü onun ziyaret ettiği tüm şehirlerde dikkatini çekmiştir. Yazar, genç neslin köklerine saygı duyarak toplumsal sınırları yeniden tanımlama çabasını “İran toplumunun dinamik paradoksları”nın bir parçası olarak görür.

Mimari ve şehirler: Geçmiş ile bugünün diyaloğu

Kashan’ın görkemli tarihi evlerinden ve Fin Bahçesi’nden başlayıp, İsfahan’ın Nakş-ı Cihan Meydanı’na ve oradan Şiraz’a uzanan yolculuğunu anlatır. İran mimarisini “sonsuz ve büyüleyici” diye tanımlayan Badjeva, firuze çiniler, geometrik motifler ve eski yel değirmenlerinin modern yapılarla yan yana durmasını hayranlıkla anlatır. İran şehirleri, “21. yüzyılın 10. yüzyılın hemen yanında durduğu” yaşayan müzeler gibidir.

İran sofrası: Tat, renk ve misafirperverlik dünyası

Badjeva İran’ın zengin mutfak kültürünü ayrıntılı biçimde aktarır: yahnilere özgü tat dengeleri, safran ve gül gibi baharatların kullanımı, yemeklerin antep fıstığı ve gül yapraklarıyla süslenmesi… İran misafirperverliğini bir gelenek değil, kültürün ruhu olarak tanımlar; çay ikramı, meyve sunumu ve samimi sohbetlerde belirginleşen bir ruh. Baharat kokularıyla dolu renkli pazarlar, bakırcıların sesi, havuz kenarındaki sedirleriyle geleneksel restoranlar bu duyusal deneyimin önemli parçalarıdır.

Üç medeniyet sembolü: Halı, bahçe ve denge sanatı

Badjeva’ya göre İran medeniyetinin üç temel direği vardır: halı, bahçe ve yemek. İran halısını “Doğu’nun hafızasını resmeden bir kitap” olarak tanımlar; mitolojik anlatılar ve kadim semboller motiflerde yaşamaya devam eder. İran bahçesi (ör. Fin Bahçesi), su, toprak, ışık ve gölge dengesiyle bir “yeryüzü cenneti” yaratma arzusunun yansımasıdır. Bu denge estetiği, yemeklerin tadında ve sofranın düzeninde de hissedilir.

İran: Görünürdeki paradoksların kalbindeki şaşırtıcı uyum

Mira Badjeva raporunda, uzaktan “çelişki” olarak görünen tüm unsurların gelenek ve modernlik, mistisizm ve gündelik yaşam, sakinlik ve hareket yakından bakıldığında “derin ve şaşırtıcı bir uyuma” dönüştüğünü vurgular. İran onun için “kültürel katmanların ülkesi”dir; tatlarıyla, renkleriyle, sesleriyle ve insanlarının sıcaklığıyla tüm duyularla deneyimlenmesi gereken bir ülke. Bu makale, “yakından görmenin” etkili bir kanıtı ve İran’ın gerçek yüzünü göstermeye yönelik kültürel çabaların bir meyvesidir. Badjeva’nın vardığı sonuç nettir: Basit klişelerin ardında, yalnızca doğrudan temasla anlaşılabilecek zengin ve çok boyutlu bir gerçeklik vardır.

“İran görülmeli; dokunulmalı; yakından deneyimlenmelidir.”