ABD’nin İran ile El-Kaide bağlantı iddiası; Suud dolarlarının tesiri
(last modified Sat, 04 Nov 2017 03:56:51 GMT )
Kasım 04, 2017 05:56 Europe/Istanbul
  • ABD’nin İran ile El-Kaide bağlantı iddiası; Suud dolarlarının tesiri
    ABD’nin İran ile El-Kaide bağlantı iddiası; Suud dolarlarının tesiri

Amerika’nın casusluk örgütü CIA’nin yayımladığı yeni belgeleri ve bu harekete paralel olarak Demokrasiyi savunma vakfı adlı bir müessesenin Amerika’ın El-Kaide terör örgütünün eski elebaşı Usame bin Ladin’in Pakistan’ın başkenti İslamabad yakınlarında Beytabad’da saklandığı eve baskın düzenlemesi ile ilgili raporu, İran ve El-Kaide terör örgütü arasında bir nevi bağlantı bulunduğu iddiasını ileri sürüyor.

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif geçen Perşembe günü CIA ve Demokrasiyi savunma vakfının yayımladığı belgelerde ileri sürülen iddialara gösterdiği tepkide şöyle dedi: Bu petrol dolarlarının etki seviyesinden ucuz bir durumdur. Amerika’nın casusluk örgütü CIA ve Demokrasiyi savunma vakfının El-Kaide ile İran hakkındaki seçmece belgeleri Amerika’nın müttefiklerini 11 Eylül 2001 saldırılarında ifa ettikleri rolleri konusunda aklamaya yetmez.

Dışişleri Bakanı Zarif’in bu açıklamasına paralel olarak İran’ın Londra Büyükelçisi Hamid Beidinejad da El-Kaide terör örgütünün eski elebaşı Usame bin Ladin hakkında yayımlanan belgelere tepkide, ABD dışişleri eski Bakanı Hillary Clinton’un şu itirafta bulunduğu video görüntülerini yayımladı: El-Kaide’yi biz kurduk, onlara gelişmiş silahlarla destek verdik ve Afganistan ve Pakistan’da büyük bir kargaşa geride bıraktık.

Gerçi Amerika’nın özel kuvvetlerinin 2011 yılında Pakistan’da Usame bin Ladin’in saklandığı eve düzenlediği baskınla Amerika’nın El-Kaide terör örgütünü nasıl kurduğu ve bu örgütten Afganistan’daki amaçları doğrultusunda yararlandığı ile ilgili gerçekler örtbas edildi, fakat eldeki mevcut belgeler ve Hillary Clinton’un bu itirafı bile El-Kaide’nin Amerika ve bölgedeki müttefikleri ile doğrudan bağlantılı olduğu gerçeğine ışık tutmaya yetiyor.

Gerçekte Amerika’da düzenlenen 11 Eylül 2001 terör saldırıları ile ilgili gelişmelere bakıldığında bu saldırıyı düzenleyenlerin Suud rejimi ile doğrudan bağlantılı olduklarını ortaya koyuyor. Nitekim Amerika’da 11 Eylül terör saldırılarını düzenleyen 19 teröristten 15’i Arabistan vatandaşı ve El-Kaide terör örgütü üyeleriydi.

Aslında Arabistan rejimi bölgede ve dünyada terörün çıkış noktası olarak bu şom fenomenin bölgede ve dünyada yayılmasında temel rolü ifa ediyor ve Amerika’nın bazı uydurma raporlara ve seçmece belgelere istinat ederek başkalarını suçlaması Suud hanedanının petrol dolarları Amerika’nın politikalarını nasıl yönlendirdiğini ortaya koyuyor.

Arabistan yeni elebaşılarının yönetiminde bu ülkenin imajını petrol dolarları ile düzeltmek için büyük çaba sarf ediyor. Oysa bölgede El-Kaide teröründen IŞİD ve El-Nusra terörüne kadar tüm tekfirci selefi terör örgütlerinin çıkış noktası ve beslenme kaynağı olan selefilik ve vahabilik anlayışının çıkış noktası Arabistan’dır ve Amerika casusluk örgütünün yayımladığı seçmece belgeler bu gerçeği asla değiştiremez. Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın geçenlerde Riyad’da düzenlenen iktisadi zirvede ülkesi ılımlı İslam’a geri dönmekte olduğunu itiraf etmesi de aslında bir nevi dünyada terör beşiği ve ihracatçısı olarak bilinen Arabistan’dan yeni bir imaj sunma doğrultusunda sarf edilen bir çaba olarak değerlendirilmesi gerekir.

Bu çerçevede Arabistan meseleleri uzmanlarından Ali Murat şöyle diyor: Arabistan’dan çıkan ve çeşitli bölgelerde eylem yapan çoğu intihar eylemcisi genellikle 30 yaşın altındaki gençlerden oluşuyor ve Muhammed bin Salman pratikte ülkesinin radikal unsurları mezun ettiklerini itiraf etti.

Şimdi ise Suud elebaşılarının Amerika devleti ile ticari işbirliği ve petrol dolarlarının Amerikalı işadamlarının cebine akıtması Arabistan’dan narin bir imaj sunma doğrultusunda atılan bir adımdır. Bu arada Amerika’nın CIA gibi kurumları da uydurma belgeler ve başkalarını suçlamakla Arabistan’ın imajının düzelmesine yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak tüm bu çabaların tarihi gerçekleri değiştiremeyeceği anlaşılıyor. Nitekim Arabistan, Amerika’nın en büyük müttefiklerinden biri olarak 11 Eylül 2001 terör saldırılarının baş aktörü ve terör kaynağı olduğu gerçeğinden bir türlü sıyrılamıyor, öyle ki hatta ABD mahkemeleri de Arabistan’ın bu saldırılarda ele bulunduğunu belirterek Suud rejimi hakkında karar aldıkları gözleniyor.