Siyonist İsrail'in karmaşık durumu
"Benyamin Netanyahu" ve rakiplerinin işgal altındaki topraklarda siyaset sahnesindeki açıklamaları ve davranışları, geçmişe göre çok daha tehlikeli sonuçları olan bir kısır döngünün oluştuğuna işaret ediyor.
İsrail siyasi sahnesi, son dört yılda ciddi bir ayrışmanın oluştuğuna ve güçlendiğine tanık oldu. İşgal altındaki toprakların siyasi sahnesindeki bu çatışmanın odak noktası, Binyamin Netanyahu'nun başbakanlık görevinden alınmasıydı. Netanyahu, 2009'dan 2011'e kadar 12 yıl boyunca üst üste iktidarda kaldı. Bu yıllarda birçok kişi Netanyahu ile ittifak kurarak onunla kabineyi kurdu ancak Netanyahu'nun totaliterliği ve karşılaştıkları ihtilaflar nedeniyle bu kişiler bu koalisyondan ayrılarak yeni partiler bile kurdular.Yeni partileri kuran bu kişiler, arka arkaya yapılan parlamento seçimlerinde Likud ve Binyamin Netanyahu'nun partisi ile rekabet etmeye devam ettiler. Bu durumun sonucu, bir tarafta Benyamin Netanyahu liderliğindeki Likud partisi, diğer tarafta Netanyahu'nun bir dönem koalisyon bile kurduğu birçok rakibi olmak üzere işgal altındaki siyasi sahnesinde bir iki kutupluluğun oluşması oldu. 2021'de iktidara gelip Netanyahu'yu başbakanlıktan devirmek için sadece bir yıl dayanabilen, tezat ve renkli bir kabine kuranlar da bu muhalefet arasında yer aldı. Son yüz günde yapılan siyasi açıklamalara ve gösterilen siyasi davranışlara ve tavırlara bakıldığında, Siyonist Rejim İsrail siyaset sahnesinin Netanyahu ile aynı cephede yer alan rakipleri arasındaki rekabetin bir kez daha kızıştığına tanık olduğu görülüyor.
Netanyahu'nun mevcut kabinenin hayatını devam ettirme ve iktidarda kalma ısrarı, bu uçurumun ve çatışmanın ana odağını bir kez daha oluşturuyor. Netanyahu'nun muhalifleri,Netanyahu'nun aşırılık yanlısı kabinesinin yargı sistemini zayıflatmak için aldığı tedbirler ve ırkçılık ve aşırılığın açık örneği olan eylemleri nedeniyle bu kabine üzerindeki baskıyı artırdı.Bu konuda geçtiğimiz günlerde eski Başbakan Yair Lapid ile şimdiki Başbakan Binyamin Netanyahu bir araya geldi ve bu görüşmenin ardından Lapid kabineye saldırarak, "Kimsenin güvenmediği bir kabine. Statüsü bilinmeyen bir savaş bakanı doğruyu söylediği için atıldı. Emniyet müdürünün kasetlerini medyaya veren milli güvenlik bakanı. Köyleri yok etmek istediğini söyleyen maliye bakanı." diye yüklendi.
Siyonist rejimin eski dışişleri bakanı Avigdor Lieberman da, "Netanyahu'nun sözleri ve davranışları başbakanlığa uygun biri olmadığını gösterdi" dedi. Bu açıklamalar işgal altındaki topraklarda bir kısır döngü ve siyasi çıkmazın oluştuğunun göstergesidir. Bu kısır döngünün sonucu sadece Netanyahu kabinesinin çökmesi değil, aynı zamanda daha tehlikeli bir siyasi krizdir ki birden fazla iç bölünme fayının oluşması ihtimalini artırabilecek ve hatta rejimin çökmesine neden olabilecektir. Bu bağlamda Siyonist rejimin bazı üst düzey generalleri bile, Binyamin Netanyahu'nun kabinenin savaş bakanını görevden alma eylemini kınarken, kendilerini bekleyen büyük korku ve tehlikeli olaylar konusunda uyarılarda bulundu.
