İMF'nin Türkiye'ye kurtuluş tavsiyesi
(last modified Tue, 08 Nov 2022 05:01:29 GMT )
Kasım 08, 2022 07:01 Europe/Istanbul
  • İMF'nin Türkiye'ye kurtuluş tavsiyesi

Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin ülkenin ekonomik sorunlarını çözme ve yaşam şartlarını iyileştirme doğrultusundaki başarısızlıklarının ardından şimdi de uluslararası kurum ve kuruluşlar bu ülkenin ekonomik sorunları için reçete vermeye çalışıyor.

Bu bağlamda Uluslararası Para Fonu, Türkiye'yi ekonomik krizden kurtarmanın tek yolu olarak daraltıcı politikaların uygulanmasını önerdi. Uluslararası Para Fonu açıklamasında " Türkiye daraltıcı para politikaları benimsemeli ve merkez bankasının bağımsızlığını artırmalı." ifadelerine yer verildi. 

Uluslararası Para Fonu, "Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözmek, enflasyonu düşürmeyi gerektirir ardından rezervleri geri kazanmak için faiz artırılmalı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bağımsızlığı güçlendirilmelidir." ifadelerini de kullandı. 

Buna rağmen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Para Fonu'nun tavsiyelerine aykırı bir politika benimsemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Erdoğan'ın talebi üzerine son üç ayda banka faiz oranını %3,5 azaltarak %10,5'e indirmiş durumda. 

Türkiye'nin ulusal para biriminin (lira) dolar karşısında geçen yıl yüzde 44, bu yıl yüzde 29 değer kaybettiğini söylemeye gerek yok. Aynı zamanda, Türkiye'nin yıllık enflasyonu Ekim ayında %85'in üzerine çıkmıştır. Bloomberg kanalının ekonomi uzmanları, bu duruma neden olarak, Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin enflasyonu düşürmek amacıyla banka faizlerinin artırılmasını engellemek de dahil olmak üzere yanlış ve alışılmamış ekonomi politikaları benimsemesi olarak gördüklerini açıkladı. Enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını artırma ihtiyacına ilişkin ekonomideki bilinen ilkelerin aksine, Erdoğan hükümeti geçen yılın sonunda "Yeni Ekonomi" adlı bir model sunarak, ihracatı artırarak, yatırım yaparak ve yeni istihdam yaratarak ekonomik büyümeyi sürdürürken, Dolara çok az dikkat etmeye başladı ve önceliklerini başka yönlere odakladı. 

Bu nedenle Bloomberg sitesi, ekonomi uzmanlarından alıntı yapan bir raporda Türkiye'de enflasyon oranındaki artışın devam ettiğini duyurdu ve şunları yazdı: "Ekim ayındaki yıllık enflasyon oranı büyümesi yüzde 85.6'ya ulaştı, bu enstitünün toplam 22 uzmanının hepsi  bu ayda da enflasyonun artışa devam edeceğini düşünüyorlar. " 

 

Terra Investment'ın İstanbul Başekonomisti Enver Erkan, Türkiye'deki fiyat artışlarıyla ilgili şunları söyledi:"Ekim'den sonra fiyat artışlarının hızlanması ılımlı olacak, ancak enflasyon yine de yukarı yönlü bir yolda olacak".

 

Bloomberg kanalının uzmanlarına göre, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın önerdiği politikalar, bu politikalardan liranın fiyatının etkilenmesine neden olmuştur ve Türk parasının değeri bu yıl %28'den fazla düşmüştür. Son birkaç yıldır Erdoğan hükümetinin para politikası alanında kendi başına keyfi bir performans sergilemek istediğini gösteren  merkez bankası başkanlarını görevden alma gibi eylemleri, Türkiye Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tehlikeye düşürdü ve Türkiye Merkez Bankasının  bir belirsizlik havası ile karşı karşıya kalmasına yol açtı. Türkiye'deki yerli ve yabancı yatırımcılar için endişe alanları ise genişledi ve  bu ülkenin ekonomik durumunun geleceği ile ilgili kaygılar da arttı. Bu politikaların benimsenmesi, Türkiye'den eşi görülmemiş bir yerli ve yabancı sermaye kaçışına neden oldu. Nitekim Erdoğan hükümetinin uygun olmayan iç politikaları benimsemesinin ardından Türkiye'den sermaye çıkışları yoğunlaştı. Liranın değeri  böylece yine düştü.

Alışılmışın dışında bir ekonomik görüşe sahip olan Erdoğan, faizin düşük tutulmasından yanadır ve yüksek faizi Türkiye'nin ekonomik büyüme ve kalkınmasının önünde bir engel olarak görmektedir. Türkiye Cumhurbaşkanı daha önce de Türk ekonomisini "döviz kuru, faiz oranı ve enflasyon oranı" şeytan üçgeniyle mücadele etmekte olduğunu belirtmiş ve yüksek faiz oranlarına karşı olduğunu her zaman vurgulamıştır. Erdoğan hükümeti, Haziran 2023'teki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için seçim konuşmalarına ve mitinglerine bile başlamıştır. Yakın zamanda bir kez daha Türkiye'nin ekonomik durumunu yakın gelecekte iyileştirme sözü vereceği ve verdiği de görülmektedir.Geçen ay Türkiye Cumhurbaşkanı, yayınlanan ekonomik gösterge istatistiklerinin aksine, enflasyonu ve faizi düşüreceğini ve her şeyi yoluna koyacağını iddia etti. Bu vaatlere rağmen Türk ekonomisi hala çöküş yolunda ve Türk halkı hala yanlış bir politika izlemenin acısını iç arenada yaşıyor.