Yemen Direniş Cephesinin Gövde Gösterisi
Yemen silahlı kuvvetleri sözcüsü Yahya Seri' geçen günlerde Yemen halk komiteleri ve silahlı güçlerinin Suudi Arabistan'a yönelik en büyük operasyonlarından biri olan Nasru Minellah operasyonunun düzenlendiğini ve bu operasyonun farklı boyutları ile ilgili detayları açıkladı.
Nasru Minellah Operasyonu Suudi Koalisyonunun Yemen'e karşı başlattığı savaşın 55'inci ayında düzenlenmiş oldu. Bu operasyon farklı açılardan büyük önem taşımaktadır.
Bu operasyonun önemli boyutlarından biri de Yemen halk güçleri ve ordusunun kara kuvvetleri tarafından hava savunma güçlerinin desteği ile gerçekleştirilmesi idi. Suudi Arabistan yerli ve işlevsel güçten yoksun olduğu için kara çatışmalarından kaçındığı bir sırada Yemen kara kuvvetleri tam da bu noktadan Suudi'leri yumuşak karnından vurdu. Bir diğer yandan ise Yemen askeri güçleri arasındaki koordinasyon da bu operasyon ile bir kez daha gözler önüne serildi. Bu operasyon Yemenlilerin doğrudan çatışmalar ve kara savaşları için hazırlıklı olduğunu da göstermiş oldu.
Bu operasyonun önemli olmasının nedenlerinden biri de Alı Suud askeri güçlerine verilen ağır zararlardır. Bu operasyonda Suudi Arabistan'ın üç tugayı tamamen yok edilip tüm teçhizatları ele geçirildi. En önemlisi de binlerce Alı Suud paralı askerinin Ensarullah güçleri tarafından esir alınmasıydı.
Daha önce ise Suudi Arabistan Aramco'ya yapılan saldırının İran İslam Cumhuriyeti tarafından yapıldığını iddia ederek Yemenlilerin bu başarısını küçümsemek ve onları aşağılamak istiyordu. Ancak Nasru Minellah Operasyonu Yemen direniş güçlerinin Alı Suud'a indirdiği önemli bir darbe idi. Bu operasyon Alı Suud'un siyaseten aşağılanmasının doruğu oldu.
Yemenlilerin Suudi Arabistan'ın Necran bölgesine yönelik askeri operasyonunun öneminin bir başka nedeni da Alı Suud üzerinde bıraktığı psikolojik etkidir. Yemenli güçler bu operasyonu gerçekleştirmek için 6 ay boyunca istihbarat çalışmaları yürütmüş ancak Suudiler bunun farkına varmamışlardır. Yemenli güçler bu operasyonla Alı Suud'a tüm operasyonları kendilerinin planladığı ve hayata geçirdiklerini göstermiş oldular. Bu çerçevede Suudi Arabistan'ın eli kolu da bağlanmış oldu. Böylece Suudiler bu saldırıların karadan yapıldığından dolayı başka ülkeleri bu saldırılardan sorumlu tutamaz. İşte Suudiler tam da bu yüzden 72 saat boyunca bu operasyon hakkında sessizliklerini korudular.
Nasru Minellah Operasyonu önemli mesajlar içermektedir. Bu operasyonun ilk mesajı Suudi Arabistan'ın her şeyi para ile yönetmeye çalışmasına rağmen başarısızlık bataklığına saplandığını ispatlamasıdır. Bu çerçevede Suudi paralı askerlerin savaş ve çatışma meydanlarında aldığı yenilgiler bu siyasetin açıkça yenilgiye uğradığının net bir kanıtıdır. Buna esasen Nasru Minellah operasyonunda birçok Suudi paralı askeri çatışma korkusundan kaçmış ve en az 2 bin kişi de teslim olmuştur.
Bu operasyonun ikinci mesajı da Yemenlilerin açık bir şekilde savunmadan taarruza geçmelerinin gözler önüne serilmesidir. Bu savunmadan taarruza geçiş ise Suudi Koalisyonun artık savaşın devam ettirilmesi konusunda inisiyatifi kaybettiği ve gelecekte savaşı bitirmek yönünde adım atmaktan başka bir çaresi kalmadığını gösteriyor. Ancak yine de Suudi Koalisyonu bu inisiyatifi kaybetmesine rağmen Yemen'e yönelik saldırılarına devam ederse bu kez Yemenliler daha sert cevaplar vermeye çalışacaklar.
Yemen Ensarullah Hareketi Sözcüsü Muhammed Abdüsselam bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "Nasru Minellah Operasyonu Yemen topraklarına saldıran ve burayı işgal edenlere, artık daha büyük yenilgilerle karşı karşıya kalacakları mesajını içermektedir."
Bu operasyonun üçüncü mesajı ise Yemen direniş güçleri uyarılarının hayata geçirilmesidir. Suudi Arabistan Yemenlilerin Aramco petrol tesislerine saldırılarının ardından bir kaç kez Yemen'in farklı bölgelerini bombardıman etti. Bunun ardından ise Yemen Ensarullah Hareketi Suudilerin saldırılarının devam etmesi halinde kesin karşılık verileceğini duyurdu. İşte son olarak gerçekleştirilen Nasru Minellah Operasyonu Yemenlilerin Suudi Koalisyonun bu saldırılarına kesin bir cevabı sayılabilir. Bu sayede Yemenli direniş güçleri de sözlerini teker teker hayata geçireceklerini de gözler önüne serdiler.
Bu operasyonun dördüncü önemli mesajı ise Direniş Ekseninin gücünün bir kez daha gösterilmesi ve Amerika ve bölgesel uşaklarının afaki siyasetlerinin bir kez daha yenilgiye uğramasının devam etmesiydi. Direniş Ekseninin güç gösterisinin zirvesi ise saldırgan Suudi güçlerinin büyük kitleler halinde esir düşmesi idi.
Bu operasyon BAE için de Yemen savaşından çekilmesi gerektiği konusunda uyarı mahiyeti taşıyordu. Zaten BAE, Direniş Cephesinin kendi topraklarındaki darbelerine dayanması mümkün görünmüyor. BAE'nin tüm önemli tesisleri her daim Yemenli direniş gruplarının günden güne artan gücünün menzilindedir. Gerçekte yapılan bu son operasyon Yemenli güçlerin Suudi paralı askeri karşısında günden güne artan gücünü de sergilemiş oldu. Böyle bir ortamda Yemen savaşının devam ettirilmesi Suudi Arabistan için de daha fazla ağır bedeller doğuracaktır.
Narsru Minellah Operasyonu Yemen savaşında da belli başlı sonuçların baş göstermesine neden olacaktır. Bu etkilerden biri de Suudi Arabistan'ın askeri sersemlik aşamasına girmesidir.
El Neşre bu operasyon ile ilgili şöyle yazıyor: "Aramco petrol tesislerine yapılan saldırılar Suudi Arabistan'ın petrol üretimini yüzde 50 kadar düşürerek Suudi Arabistan'ın hazinesini dolduran en önemli kutbuna ağır bir darbe indirmiş ve Suudilerin Yemen savaşının devamını sağlamak için Amerika'dan silah alma gücünü azaltmışsa, Necran'a yapılan operasyon da Suudi Arabistan ve paralı askerlerini sarsan, Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman'ı şoke eden bir deprem misalidir. Özellikle de bu operasyon boyunca askeri tugayların kuşatılması ve daha sonra Suudi Arabistan tankları ve askeri teçhizatının ele geçirilmesi ve en önemlisi de esir düşen 2500 askerden yayımlanan görüntüler Suudilerin askeri ve siyasi yetkililerini derinden şoke etmiş ve Suudi Arabistan müttefiki ülkelerin başkentlerinde özellikle de Washington'da hayretlere yol açmıştır. "
Nasru Minellah Operasyonunun doğurduğu bir başka sonuç da Suudi Koalisyonu üyeleri arasında çatlakları daha da büyütmesidir. Çünkü artık Suudi Koalisyonu üyeleri de bu savaşta yenilgiye uğrayacakları inancına varmış oldular. Daha önce ise BAE, Yemenlilerin Suudi Arabistan'a yönelik sayısız İHA ve füze saldırılarından ders çıkararak Suudi Koalisyonunun Yemen aleyhindeki savaşta sonuca varamayacağının farkına varmışlardı. Nasru Minellah Operasyonu Suudi Arabistan müttefikleri arasında da bu yenilgiyi daha da gerçeğe yakınlaştırarak Suudi Koalisyonunun dağılması ihtimalini de güçlendirmiş oldu. Böylece yakın gelecekte Riyad'ın bu savaşta tek başına kalacağı da söylenebilir.
Bu operasyonun doğurduğu üçüncü sonuç ise Ensarullah'ın Yemen'deki mevcut yapıdaki güçlü duruşuna inancın artmasıdır. Bu operasyon Yemen halk komiteleri ve ordusunun 400 kilometre kareyi aşkın bir alanda askeri taktikler ve savaş meydanındaki kabiliyetlerini göstermesidir. Yemenli güçler bu kadar geniş bir alanda sahayı kontrollerinde bulundurarak, bir yandan da Suudi Arabistan'ın Necran, Cizan bölgelerindeki askeri hava alanlarını hedef alıp Suudi askeri güçlerinin Riyad'daki genel kurmay başkanlık merkezini İHA'ları ile vurarak bu alandaki gücünü sergilemiş oldu. Gerçekte Yemen savaşında gerçekleşen stratejik değişiklikler ve Yemen halk komiteleri ve ordusunun aldığı önemli zaferlerle artık Ensarullah ve ortakları, Yemen iktidar yapısında göz ardı edilemez bir konuma gelmiştir. Bu zaferler aslında BMGK'nin Yemen savaşı ile ilgili olan 216 sayılı kararının da iptaline yol açacaktır.
Bu operasyonun dördüncü sonucu ise Alı Suud'un Yemen savaşını sonlandırmaya zorlanmasıdır. Bu doğrultuda Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman da Husiler tarafından ateşkesin ilan edilmesi girişimini, siyasi müzakerelerin kapısını açan bir girişim olarak niteledi.
Gerçekte Suudi Arabistan Ensarullah Hareketini gayrı meşru bir aktör sayıp Yemen'e meşruiyeti tekrar geriye getirmeyi iddia etse de şimdi Ensarullah ile müzakereye hazır olduğunu bildirerek dolaylı bir şekilde Ensarullah'ı Yemen'in güçlü bir aktörü olarak kabul ettiğini göstermiş oldu.