BM'nin Suriye'de yabancıların yasadışı varlığını eleştirmesi
(last modified Sun, 26 Jan 2020 15:21:30 GMT )
Ocak 26, 2020 17:21 Europe/Istanbul
  • BM'nin Suriye'de yabancıların yasadışı varlığını eleştirmesi

ABD, 2014 yılında terör örgütü IŞİD ile mücadele bahanesiyle illegal şekilde Suriye topraklarına girdi. Trump'ın Amerikan askerlerini Suriye'den çekme iddialarına rağmen, hala bu ülkedeki askeri varlığı ve Suriye'nin petrolünü yağmalama eylemi devam ediyor.

Bu durum, BM'nin olumsuz tepkisine yol açtı. Nitekim BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile yaptığı görüşmede, Rusya'nın Suriye'deki davetsiz yabancı güçlerin (ABD) varlığına karşı çıkmasını destekleyerek, bu varlığın endişe verici olduğunu, çünkü Suriye'deki yabancı güçlerin varlığının ciddi bir mesele sayıldığını kaydetti.

ABD güçleri ve NATO'daki bazı müttefik güçleri ve de Türk Silahlı Kuvvetleri, Şam tarafından davet edilmeyen terörle mücadele bahanesiyle Suriye'de bulunan yasadışı yabancı güçler sayılıyor. Uluslararası kurallar uyarınca da, bu tür varlık, saldırganlık niteliğindedir.

Şoygu ile Pedersen arasında gerçekleşen görüşmede ele alınan bir başka konu ise, Suriye'nin doğal kaynaklarının yağmalanmasıydı. Rusya Savunma Bakanı, Suriye petrolünün Amerikan güçlerince çalınmasını sert şekilde eleştirdi.

Suriye hükümetinin müttefiği olan Rusya defalarca ABD'nin bu savaşzede ülkedeki askeri varlığının yasadışı olduğuna vurgu yaparak, Amerikan güçlerinin bir an evvel Suriye topraklarını terk etmesi gerektiğini deklare etmiştir.

Gelinen aşamada BM de Moskova'nın yaklaşımına benzer bir tutum sergileyerek, Suriye topraklarında yasadışı askeri güç bulunduran ülkeleri eleştiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump, defalarca Amerikan askerlerini Suriye'den çekeceği sözlerine rağmen ABD hakimiyeti tamamen Trump'ın bu görüşüne karşı çıkmıştır. Bu nedenle, Kongre'nin baskısı yüzünden Trump, yaklaşık 600 Amerikan askerini, Suriye'nin petrol sahalarını sözde korumak fakat gerçekte yağmalamak için ülkenin doğusuna konuşlandırdı. Bilindiği üzere Suriye petrol rezervlerinin yüzde 90'ı ülkenin doğusunda bulunuyor.

Trump, 2019 yılının sonlarına doğru, Amerikan askerlerini Suriye'den çekeceği sözüne rağmen, Amerikan güçlerinin Fırat'ın doğusundaki petrol sahalarının bulunduğu bölgelerde kalacağını duyurdu.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de, Suriye'nin petrol sahalarındaki Amerikan varlığının yasal olduğunu ileri sürerek, bu eylemin uluslararası hukuka da aykırı olmadığını savundu. 

Jeffrey, ABD'nin Suriye'nin doğusundaki askeri varlığını haklı göstermek için, Suriyeli Kürtler'e bağlı Demokratik Güçler'in bu petrol sahalarını kontrol ettiğini ve Washington'un da onların bu girişimini kolaylaştırdığını iddia etti. 

Ancak herkes, ABD'nin Suriye'nin doğusundaki askeri varlığının, ülkenin petrolünü yağmalamak ve böylece işgalini sürdürmek için sürdürdüğünü biliyor. Uluslararası kurallar uyarınca, bağımsız bir ülkenin doğal kaynaklarının o ülkenin izni ve onayı olmadan her türlü kullanılması yasadışıdır.

Terör örgütlerine karşı savaşta Şam'ın müttefiği sayılan Moskova, defalarca ABD'nin Suriye krizinin son bulmasına esas engel olan taraf olduğunu duyurmuştur. Suriye yönetimi ve bu ülkenin üst düzey yetkilileri de defalarca ABD başta olmak üzere Batı'nın Suriye'deki olumsuz rolünü ve ülkede çatışma ve gerginliği sürdürme çabalarını eleştirmişler. 

ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı için Şam yönetim herhangi bir izin vermemiştir. Fakat Amerikan askerlerinin Suriye'nin petrol kaynaklarının bulunduğu bölgelerde bulunması her şeyi açık şekilde ortaya koymaktadır.

Öte yandan Batı-Arap bloğu, İdlip'te bulunan tekfirci teröristleri desteklemeye devam ederek, bölgede direniş cephesinin önemli halkalarından biri olan Suriye'nin yasal yönetimini aşındırmaya çalışıyorlar. Siyonist rejiminin de takip ettiği hedef tam da budur./