Brüksel görüşmeleri, Bakü ve Erivan liderlerinin anlaşmaları
Bakü ve Erivan liderleri arasında bir kaç tur müzakerelere rağmen görünüşe göre Bakü hükümeti, Zengezur koridorunun kontrolü ile ilgili kendi tutumlarını hala direttiği görünüyor.
Fakat Moskova'nın arabuluculuğu ile Soçi'de Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti liderleri arasında imzalanan barış anlaşması ayrıca Brüksel'de varılan anlaşmalarda Azerbaycan cumhuriyetinin kast ettiği koridor hakkında hiçbir söz edilmemiştir. Bu bağlamda Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin son aylarda Bakü'nün Ermenistan topraklarında bir iletişim koridoru edinme talebini yerine getirme çabalarını eleştirerek kendi Facebook sayfasına şöyle yazdı:
Azerbaycan Cumhuriyeti cumhurbaşkanının Laçin koridorunu bölgede iletişim altyapılarının açılmasıyla uyumlu hale getirme çabaları yersizdir. Zira bugüne kadarki müzakerelerde ve de yayınlanan bildirilerde bu konu gündem olmamış ve bu mesele Ermenistan için kabul edilemezdir.
İlham Aliyev ise Brüksel'de bir muhabirin Zengezur koridoru hakkında sorusuna karşılık şöyle dedi:
Azerbaycan Cumhuriyetinin Ermenistan'ın Karabağ'a bağlanması için Laçin koridorunu bu ülkenin inisiyatifine verdiği gibi Erivan da Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Nahçivan'a bağlanması için Zengezur koridorunu Bakü'ye sağlamalıdır.
Bu bağlamda Azerbaycan meseleleri uzmanı Tatvik Hayrapetyan yaptığı açıklamada şöyle diyor:
Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan'ı marjinal meselelerle meşgul etmekle özel hedefler peşindedirler. Her iki ülke Karabağ sorununu kendi önerilerine göre çözmek istiyorlar. Hal bu ki her iki ülke şimdiye kadar pratikte kendi isteklerini asla gizlemediler.
Herhalükarda Karabağ barış müzakerelerin bir başka turu, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel önerisi ile 14 Aralık tarihinde Brüksel'de düzenlendi. Müzakere, her iki tarafın Karabağ savaşı esirlerinin tümünün serbest bırakılması, Demiryolları da dahil olmak üzere ulaşım yollarının uluslararası gümrük ve sınır ilkelerine uygun olarak yeniden açılması, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan'ın egemenliğine ve karşılıklı çıkar ilkesine dayalı saygının vurgulanması ile sona erdi.
Brüksel toplantısında Ermenistan'ın bir sınır demiryolu ile İran ve Rusya'ya bağlanmasına da karar verildi. Ayrıca söz konusu müzakerelerde bölgede gerginliklerin azaltılması hedefiyle belirli girişimlerin yapılması, Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında karşılıklı güvene dayalı bir ortamın yaratılması ve İki ülke arasındaki sınır işaretleme planının uygulanmasına vurgu yapıldı.
Aslında Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan liderlerinin AB konseyi başkanının denetiminde yapılan müzakerelerde iki ülke arasındaki sınırları belirlemek için bir teknik grup oluşturulmasının yanı sıra Erivan'dan Nahcivan'a demiryolu hatlarını birbirine bağlayacak bir demiryolu inşa edilmesi konusunda anlaşmaya vardıkları söylenmelidir. Ayrıca Ermenistan topraklarında yapılacak demiryolu hattında da gümrük ve kontrol noktalarının kurulmasına karar verildi. Bu bağlamda AB de, Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki sınırın çizilmesi konusunda teknik istişarelerde bulunmaya hazır olduğunu duyurdu. Daha önce Rus hükümeti, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan'ın geçmişten kalan sınırlarının belirleneceğini ve işaretleneceğini vurgulamıştı.
Aslında Brüksel anlaşması ile ilgili olarak bir gerçeği unutmamak gerekiyor; Aliyev'in son aylarda bölge ve Azerbaycan Cumhuriyeti kamuoyunu saptırmak için marjinal konuları gündeme getirdiğini unutmamak gerekiyor. Aliyev Ermenistan topraklarında Azerbaycan cumhuriyetini Nahçivan ve oradan da Türkiye bağlanan ve kendi tabiri ile "Türk Geçidini" açmak için büyük yaygaralar koparttı. Fakat Brüksel bildirisinde Zengezur veya Türk Geçidi hakkında tek bir söz bile edilmedi.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın tüm bu eylemleri, kendisinin ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yönetim organının ülkesinin kamuoyunu aldatmak için büyük çaba sarf ettiğini yansıtmaktadır. Dağlık Karabağ barış süreci her zamanki gibi ilerlerken ve varılan anlaşmalar Bakü ve Erivan'ın barış görüşmelerine eşit şartlarda devam edeceklerini gösterirken, Türkiye'ye bağlı medya kuruluşları, Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki politikalarını aktarmaya çalışmak için haber üretmeye ve marjinal haberler yaymaya devam ediyor. Fakat bu tür haberlerin Azerbaycan Cumhuriyeti ve bölge kamuoyunu aldatmaktan başka bir mesajı olmadığı açıktır./